Bir İşçiyi Sebepsiz Yere İşten Atmak Ona Nasıl Zarar Verir?

En son şu tarihte güncellendi: 17 Mayıs 2020

Şair Hasan Hüseyin Korkmazgil bir şiirinde şöyle seslenmiştir:

Analar var ağlatılacak / Vatanlar var karartılacak / Dünyanın bütün patronları birleşin.”

Maalesef hem Türkiye hem de dünya genelinde ”patron” imajı genellikle olumsuz ve yozdur. Bunda en büyük pay ise yine patronlar ve onların yarattığı mağduriyettir. Ne kadar iş yasası, düzenleme vb. iyileştirmeler yapılsa da patronlar iş yerlerinde tek bir yasayı tanır. Bu yasa ”Kafama Göre Yasası” olarak tanımlanabilir. Yani mutlak monarşi ile yönetilen tesisler, fabrikalar, ofisler ve buna mukabil sebepsiz ya da haksız yere işten çıkarılan kişiler. Aslında işten çıkarmanın sebebi vardır. Pek tabi patronların gözünde. En ufak bir ekonomik tehditte bunun sorumlusu işçi olarak gösterilir. Ya da daha fazla kazanç elde etmek için daha az işçi çalıştırmanın bahanesidir.

Her şeyin bir sebebinin olduğu gibi birçok yönden de sonucu da vardır. Sebepsiz yere işten çıkarılan kişiler bu sonuçları kendi hayatlarında ve tüm olumsuz yönleriyle yaşar.

Keyfi İşten Çıkarmaların Psikolojik Etkileri

Sistem yarattığı algı ile birlikte hem işsizleri hem de işten çıkarılanları güçsüz, aciz, yetersiz hissettirir. – Başkaları nasıl çalışıyor bak? Sen neden işsizsin?- gibi tuhaf ve uçuk sorular belli bir noktadan sonra suçlayan, zehirli oklara dönüşür. – Bir tek ben değil milyonlarca kişi işsiz – diye çıkışacak olsanız da sesiniz gürültüde kaybolur gider. Aynı durum keyfi olarak işten çıkarılan kişilerin yaşamlarına da sirayet eder.

– Neden başkalarını değil de seni işten çıkardı? – sorusuna verilecek onlarca yanıt varken bu düz mantık sistemi kutsamaya bireyleri ise aşağılayıp hor görmeye devam eder. Kendini suçlama sadece bir etkidir. Bunun dışında günden güne büyüyen çaresizlik hissi de giderek depresyona, kaygı ve uyku bozukluklarına yol açar. Bir anda işsiz, güvencesiz kalan insanların cinnet geçirmesi ve intihara teşebbüs etmesi de günümüzün maalesef ki artık kanıksanmış bir diğer gerçeği.

Sebepsiz Yere İşten Çıkarmaların Toplumsal Etkileri 

Bu tür işten çıkarmalar toplum bazında hissedilen bir yabancılaşmaya dönüşür. Bu yabancılaşma, insanın kendi değerini artık bir değersizlik olarak addetmesine sebep olabilir. Örneğin herhangi bir neden gösterilmeksizin işten çıkarılan 40 – 45 yaşlarındaki bir adamı düşünelim. Bu adam başka bir iş bulamadıkça, halihazırda çalışan arkadaşlarıyla daha az görüşmeye başlar. Onların yanında kendini amiyane tabirle ”ezik” hissedebilir. Aynı durum aile ve akrabalar içerisinde de kendini gösterecektir.

Maalesef toplum, çoğu zaman bireylerden daha acımasızdır. Yakın çevremizde tanıklık ettiğimiz üzere işsiz insanları alaya alan, onlara bıyık altı gülümseyen, imaları ve kinayeleri ile onlara dokunduran kişiler mevcuttur. Çünkü bu insanlara göre patron yani sistem her zaman haklıdır. Toplumun çeşitli kademelerinde yaşanan bu ayrışma, kutuplaşmaya kadar gidebilir. İşsizlerin gözünde onlar ”çalışacak kadar şanslı” sınıfına ait iken çalışanların gözünde onlar ”işten kovulacak kadar beceriksiz ve tembel” olabilir.

Bunun yerine eski insanlık değerleri ve ilkeleri acilen yeniden hayata geçirilmeli. Yardımlaşma ”imkanı olandan olmayana doğru” sürekli olarak sağlanmalı. Ama her şey bunun tam tersini gösteriyor. İşten çıkarılan ve kira, fatura, mutfak harcamalarını kara kara düşünen insanlar, zengin akrabalarından ya da tanıdıklarından değil, bankacılardan, tefecilerden borç alıyor.

Nedensiz yere işten çıkarmalar çoğaldıkça toplum nezdinde gerçekleşen çürüme de daha belirgin olacaktır.

İşten Çıkarmaların Suç Oluşumuna Etkileri 

Her ne kadar dizilerde suç, yakışıklı, karizmatik ve giyinmeyi bilen üst-insanlar tarafından işlenen görsel bir şov gibi lanse edilse de, gerçek yaşamdaki suçlar büyük oranda çaresizliğe ve parasızlığa dayanıyor. Yapılan son araştırmalar dünya genelindeki hırsızlık ve gasp vakalarının inanılmaz bir hızla yükselişe geçtiğini göstermektedir. Evlerine ekmeği kazanarak götüremeyenler çalarak götürme yoluna gidiyor. Sistemin yarattığı çok yönlü mağduriyetler, aynı zamanda cinnet ve cinnete bağlı suçları da tetiklemektedir.

Cinnet geçiren baba evi ateşe verdi, kendini öldürdü” başlıklı haberler bize hep olayın nasıl cereyan ettiğini gösteriyor. Ancak çoğu zaman kişilerin neden cinnet geçirdiğini öğrenemiyoruz. Aslında çoğunda ekonomiye ve işsizliğe bağlı iktisadi nedenler mevcut.

Yeri gelmişken ifade etmek gerekir ki mesela güvenlik soruşturması mağduriyetlerinde de kamu işçileri sebepsiz şekilde işten atıldılar. Bu sebeple birçoğu idari dava açtılar ve haklarını sonuna kadar aradılar. En nihayetinde önemli bir kısmı görevine geri döndü. Eğer sizin de başınızda öyle bir dert var ise https://mehmetgorunmez.av.tr/guvenlik-sorusturmasi-olumsuz-geldi/

İş Sözleşmeleri Neden Keyfi Olarak Feshedilmemeli? 

İş sözleşmeleri daha fazla mağduriyet ve suç yaratmamak için keyfi olarak feshedilmemelidir. Bireylerin gelecekleri kararmasın, ailelerde huzursuzluk ortamı oluşmasın, kişiler az da olsa geçimlerini çalışarak idame ettirsin diye feshedilmemeli. Aynı zamanda etik, yani iş ahlakı bunu gerektirir. Sizin en az bir yıllığına anlaşmaya vardığınız işçi , buna güvenerek hareket ediyor. Ancak 2 ay sonra mırın kırın edilerek işten çıkarıldığında kocaman bir boşluğun ortasında güvencesiz, parasız ve geleceksiz bırakılıyor.

İşçilerin işlerine bağlılığı gibi patronlar da yapılan sözleşmelere bağlı kalmalıdır.

Eğer sizin de sözleşmenin haksız yere feshedildiyse şu rehberimize göz atınız: https://mehmetgorunmez.av.tr/is-sozlesmem-feshedildi-ne-yapmaliyim/

Şunu asla unutmayın işverenlerin elinde maddi koz var ise sizin elinize hukuk kozu vardır. Hukuk kullanmasını bilenler için en büyük silahtır.

Güvenlik Soruşturması Olumsuz Gelenlerle İlgili Emsal Kararlar Ve Dokümanlar

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top