Zaman Gazetesi, Bank Asya, Cemaat Toplantısı Nedeniyle Memuriyetten İhraç Hakkında Mahkeme Kararı

En son şu tarihte güncellendi: 16 Haziran 2023

Çok endemik kararlardan bir tanesi; FETÖ’ye bağlı Bank Asya’da hesabı olan ama 2014’ten sonra SIFIRLAMIŞ olan, zaman gazetesi abonesi de olan ve tevilli ikrarla örgüt toplantısına katılan birisinin memuriyetten ihraç edilmemesi gerektiği hakkında örnek Danıştay kararı.

İSTEMİN ÖZETİ : Dava; Karadeniz Teknik Üniversitesi Döner Sermaye İşletme Müdürlüğü bünyesinde bilgisayar işletmeni olarak görev yapan davacı tarafından, üniversite Yönetim Kurulu’nun 19/10/2018 tarihli ve 1381 sayılı kararı ile kamu görevinden çıkarılmasına yönelik işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

Trabzon İdare Mahkemesi’nin 28/02/2019 gün ve E:2018/1317, K:2019/252 sayılı kararıyla; davacının hesap hareketlerinde şüpheli bir durumun olmadığının bilirkişi raporunda açıkça belirtildiği. yine sosyal medya hesapları üzerinden terör örgütü faaliyetlerini eleştirel paylaşımlarda bulunduğu ve bu paylaşımların yapıldığı zaman aralığı bakımında da önemli ve ayırt edici olduğu, idarece lehe hususların dikkate alınmaksızın 17-25 Aralık sürecinin çok öncesinde gerçekleşen ve bağlılık ve devamlılık arz ettiği hususları ortaya konulamayan bir takım verilerin esas alınarak işlem tesis edildiği anlaşıldığından, davacı hakkında elde edilen tüm delillerin ve bulunan verilerin davacının terör örgütü ile iltisaktı, irtibatlı ve terör örgütü üyesi olarak değerlendirilmesine olanak tanımadığı sonucuna ulaşılmakla idarece davacının görevine son verilmesi yönünde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

Davalı idare tarafından; en ufak bir şüpheye bile tahammül edilemeyen bir dönemde davacının yakınlarının FETÖ/PDY ile ilişkilerinin bulunmasının davacının idarece tercih edilmemesinde son derece etkili olabilecek bir durum olduğu ileri sürülerek, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesi uyarınca istinaf yolu ile incelenerek kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istenilmektedir.

SAVUNMANIN ÖZETİ : İstinaf başvurusunun reddi gerektiği savunulmaktadır.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Samsun Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesi’nce, dava dosyası 2577 sayılı Kanunun 45. maddesi uyarınca incelenerek işin gereği görüşüldü:

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İstinaf başlıklı 45. maddesinin 3. fıkrasında, “Bölge idare mahkemesi, yaptığı inceleme sonunda ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulursa istinaf başvurusunun reddine karar verir.” hükmü yer almaktadır.

Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle, gerekçesi yukarıda anılan Trabzon İdare Mahkemesi’nin 28/02/2019 günlü, E:2018/…., K:2019/… sayılı karar, aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup, istinaf istemine ilişkin dilekçede ileri sürülen iddialar, sözü geçen kararın kaldırılmasını gerektiren mahiyette bulunmadığından 2577 sayılı Yasanın 45/3. maddesi uyarınca istinaf isteminin reddine, aşağıda dökümü yapılan yargılama giderinin davalı idare üzerinde bırakılmasına, posta gideri avansından artan miktarın karar kesinleştikten sonra davalı idareye iadesine, kararın tebliğinden itibaren otuz (30) gün içerisinde Danıştay’a temyiz yolu açık olmak üzere, 27.02.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ YEREL MAHKEME KARARI

T.C.

TRABZON

İDARE MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1317 KARAR NO : 2019/252

DAVANIN ÖZETİ : Davacı tarafından, Karadeniz Teknik Üniversitesi Döner Sermaye İşletme Müdürlüğü bünyesinde bilgisayar işletmeni olarak görev yapmakta iken, üniversite Yönetim Kurulu’nun 19/10/2018 tarihli ve 1381 sayılı kararı ile kamu görevinden çıkarılmasına yönelik işlemin; hukuka aykırı olduğu, idarece karara gerekçe olarak Bank Asya isimli bankadaki hesap hareketlerinin örgütsel kasıtlı olduğu iddiasının gösterildiği, oysaki söz konusu hesabının 26/08/2014 tarihinde sıfırlandığı gibi başka bankalarda da hesaplarının bulunduğu. FETÖ/PDY terör örgütü ile ilgili hiçbir bağının bulunmadığı, hukuk devleti ilkesine aykırı bir şekilde şüpheye dayanarak işlem tesis edildiği ileri sürülerek iptali istenilmektedir.

SAVUNMANIN ÖZETİ : Davacı hakkında yapılan soruşturma sonucunda elde edilen bilgi ve belgelere göre davacının FETÖ/PDY ile bağlantılı olduğu sonucuna varıldığı ve memuriyetine son verildiği, idarece tesis edilen işlemin hukuka uygun olduğu ve davanın reddi gerekliği savunulmaktadır.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Trabzon İdare Mahkemesi’nce dava dosyası incelenerek işin gereği görüşüldü:

Dava; Karadeniz Teknik Üniversitesi Döner Sermaye İşletme Müdürlüğü bünyesinde bilgisayar işletmeni olarak görev yapmakla olan davacının, üniversite Yönetim Kurulu’nun 19/10/2018 tarihli ve 1381 sayılı kararı ile kamu görevinden çıkarılmasına yönelik işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

31/07/2018 tarihli ve 30495 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7145 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 26. maddesi ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye eklenen Geçici 35.maddesinin B/7. maddesinde “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç yıl süreyle; terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin Milli Güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen; 7/11/10/….. tarihli ve 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu’na tabi personel. Yükseköğretim Kurulu Başkanının teklifi üzerine Yükseköğretim Kurulu’nun kararıyla; yükseköğretim kurumlan ile yükseköğretim üst kuruluşlarındaki 657 sayılı Kanun’a tabi personel ise yükseköğretim kurumlan ile yükseköğretim üst kuruluşlarının en üst yöneticisinin teklifi üzerine, yükseköğretim kurumlarında üniversite yöneyim kurulunun, yükseköğretim üst kuruluşlarında ise Yükseköğretim Kurulu’nun kararıyla kamu görevinden çıkarılır….” düzenlemesine yer verilmiştir.

Dava dosyasının incelenmesinden: davacının 16/02/2009 tarihinde Erzurum Atatürk Üniversitesi Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı emrinde bilgisayar işletmeni olarak göreve başladığı, 31/07/2015 tarihinde naklen Karadeniz Teknik Üniversitesi’ne atandıktan sonra da 12/08/2015 tarihinde 2547 sayılı Kanun’un 13/B-4. maddesi uyarınca Döner Sermaye İşletme Müdürlüğünde görevlendirildiği, burada görevine devam ederken Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olma suçunun şüphelisi olarak hakkında soruşturma başlatıldığı, söz konusu soruşturma bürosunun 21/02/2018 tarihli ve 2016/15898 soruşturma numaralı ve 2018/2491 sayılı kararı ile FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediğine dair hakkında kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturan delil elde edilemediğinden kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, bu karar sonrasında Rektörlük makamının 22/03/2018 tarihli ve 805 sayılı yazısı ile davacı hakkında FETÖ/PDY örgütü ile bağlantılı veya söz konusu örgüte destek ya da yardımcı olma durumu olan personel kapsamında soruşturma açıldığı ve 27/03/2018 tarihli ve 924 sayılı karar ile davacının kamu görevinden uzaklaştırılmasına karar verildiği, yapılan soruşturma sonucunda düzenlenen 06/07/2018 tarihli soruşturma raporunun sonuç kısmında davacının kamu görevinden çıkarılmasına karar verilmesi yönünde teklif getirildiği, Karadeniz Teknik Üniversitesi Rektörlüğü Genel Sekreterlik Personel Daire Başkanlığı’nın 25/07/2018 tarihli ve 2232 sayılı yazısı ile davacı hakkında adli yargıda verilen kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararın idari soruşturmada değerlendirilmediğinden bahisle belirtilen eksikliğin giderilmesi için soruşturma dosyasının yeniden düzenlenmek üzere iade edildiği, devam eden soruşturma nedeniyle 07/08/2018 tarihli ve 2391 sayılı karar ile davacı hakkında uygulanan görevden uzaklaştırma tedbirinin 19/07/2018 tarihinden geçerli olmak üzere 3 ay daha uzatılmasına karar verildiği. 03/08/2018 tarihinde hazırlanan ek soruşturma raporunda da davacı hakkında yürütülen adli soruşturma sürecinin disiplin raporunu ve verilen kararı etkileyecek nitelikte görülmediğinin belirtilerek davacının mali hesaplarında da inceleme yaptırıldıktan sonra FETÖ/PDY terör örgülü ile irtibatlı olduğundan bahisle kamu görevinden çıkarılması yönünde teklif getirildiği, getirilen teklif doğrultusunda Üniversite Yönetim Kurulunun 19/10/2018 tarihli ve 138 sayılı kararı ile davacının kamu görevinden çıkarılmasına karar verildiği, söz konusu işlemin iptali istemiyle de bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.

Davacı hakkında yapılan tespitler ve dosya kapsamında bulunan bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden; davacının FETÖ/PDY terör örgülü üyesi olup olmadığı hakkında başlatılan soruşturmada Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosunun .. soruşturma numaralı ve .. sayılı kararında davacının örgütün gizli mesajlaşma programı olan BYLOCK isimli programı kullanmadığı, sosyal medya hesapları üzerinden FETÖ/PDY silahlı terör örgütü lehine herhangi bir paylaşımda bulunmadığı, SGK kayıtlarının incelenmesinden örgüte müzahir herhangi bir kurumda veya şirkette kaydının bulunmadığı, yine örgüte müzahir demek veya vakıflara üyeliğinin bulunmadığı. 17-25 Aralık sürecinden sonra örgütün finans kaynağı olan Bank Asya’da artışa giden hesap hareketlerinin bulunmadığı hususlarının belirtilerek hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiği, davacının adli makamlarca alınan ifadesinde ve yine hakkında idari makamlarca açılan disiplin soruşturması kapsamında alınan ifadesinde 2011 yılından önce ev toplantılarına 4-5 defa katıldığını ve 2006 yılında da yapıyla ilişkili Maltepe Dershanesine ilişiğini belirttiği, yine 2009-2010 yıllan arasında Zaman gazetesine aboneliğinin olduğunu gizlemeyerek beyan ettiği, 17-25 Aralık öncesinde gerçekleşen ve süreklilik arz etmeyen bu hususların tek başına davacının terör örgütü üyesi olduğunu veya örgütle irtibatlı veya iltisaklı olduğunu ortaya koyacak nitelikte kabul edilmesinin mümkün olmadığı, davacının sosyal medya hesaplarından 17-25 Aralık öncesinde, bu tarih aralığında ve sonrasında cemaat ve terör örgütü lideri Fethullah Gülen aleyhine ve bunları eleştiren çok sayıda paylaşımda bulunduğu, esasen örgüt üyelerinin de kendilerini saklamak amacıyla bu tarz paylaşımlar yaptığı bilinmekte ise de örgüt üyelerinin 17-25 Aralık girişimleri öncesinde ve girişimlerinin başarısız olduğu 25 Aralık tarihi öncesinde genel olarak lehe yada aleyhe paylaşım yapmayarak sessiz kalmayı ve duruma göre şekil almayı tercih etliklerinin ve bu tarihten sonra terör örgütü aleyhine paylaşım yaparak kendilerini saklama yoluna gittiklerinin de bilindiği, bu anlamda davacının paylaşımlarının tarihi ve içeriği itibariyle önem arz etliği, paylaşım içeriklerinde örgüte ait Zaman gazetesinin haberlerinin ve terör örgütü liderinin beyanlarının eleştirildiği ve cemaatin ülke aleyhine faaliyet içerisinde olduğunun belirtildiğinin görüldüğü; idarece yürütülen disiplin soruşturması kapsamında davacının Bank Asya bankasında bulunan hesaplarında terör örgütü liderinin çağrısı doğrultusunda hesap hareketleri bulunup bulunmadığının tespit edilmesi amacıyla hesaplar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, inceleme sonucunda düzenlenen 25/06/2018 tarihli bilirkişi raporunda davacının hesaplarına yapılmış olan tüm para giriş ve çıkışlarının detaylı bir biçimde belirtildiği, Bank Asya hesaplarına yatırılan meblağların küçük miktarlar olduğu ve genel anlamda kredi kartı borcunu ve diğer bankalara olan borçlan ödemeye yönelik kullanıldığının belirtildiği, bu kapsamda örgüt liderinin çağrısından sonra hesaplarda çağrı doğrultusunda kabul edilebilecek bir hareketlilik olmadığı ve 26/08/2014 sonrasında davacının bu banka nezdindeki hesabında herhangi bir para giriş çıkışı yapılmadığı ve hesaplarda para bulundurulmadığının bildirildiği, düzenlenen rapora istinaden soruşturma kapsamında davacının alınan ifadesinde de zaman zaman hesaplara gelen cüzi miktardaki havale/EFT tutarlarının davacının babası tarafından düğün masraflarında kullanılmak üzere gönderildiğinin beyan edildiği, davacının detaylı olarak raporda belirtilen hesap hareketlerinde şüpheli bir işleme rastlanmadığı hususunun da bilirkişi raporunda ayrıca belirtildiği görülmektedir.

Kamu personelinin disiplin cezası gerektiren fiillerin ve bu fiillerin karşılığı olan disiplin cezalarının düzenlendiği mevzuata aykırı hareketlerinin tespit edilmesi durumunda, ilgilinin leh ve aleyhindeki tüm deliller toplanıp ifadeler alınmak sureliyle usulüne uygun olarak yürütülecek disiplin soruşturması sonrasında isnat edilen eylemlerin sübut bulup bulmadığına ilişkin olarak varılacak kanaate göre, tespit edilen disipline aykırı davranışlar nedeniyle yasa ve yönetmeliklerde yer alan uygun cezanın verilmesi yoluna gidilebilecek, gerek eylemin sübut bulup bulmadığı, gerekse sübut bulan eylemin ceza verilmesini gerektirir fiil veya hal kapsamında olup olmadığı yargı mercilerince incelenerek hukukilik denetimi yapılabilecektir.

Bakılan davada, idarece yapılan disiplin soruşturması sonucunda getirilen davacının kamu görevinden çıkarılması yönündeki teklifin dayanağının davacının 17-25 Aralık 2013 tarihinden önceki dönemde kısa süreli Zaman gazetesi aboneliğinin olması, bir kaç kez cemaatin ev toplantılarına gitmesi ve örgüte ait bankada hesabının bulunması olarak gösterildiği, tüm bu hususların davacı tarafından kabul eğildiği görülmekle birlikle davacının aleyhine ve lehine olan tüm hususların soruşturma kapsamında birlikte değerlendirilmesinin disiplin hukukunun gereği olduğu, bu kapsamda davacının hesap hareketlerinde şüpheli bir dununun olmadığının bilirkişi raporunda da açıkça belirtildiği, yine sosyal medya hesapları üzerinden terör örgütü faaliyetlerini eleştirel paylaşımlarda bulunduğu ve bu paylaşımların yapıldığı zaman aralığı bakımında da önemli ve ayırt edici olduğu, idarece lehe hususların dikkate alınmaksızın 17-25 Aralık sürecinin çok öncesinde gerçekleşen ve bağlılık ve devamlılık arz ettiği hususları ortaya konulamayan bir takım verilerin esas alınarak işlem tesis edildiği anlaşıldığından, davacı hakkında elde edilen tüm delillerin ve bulunan verilerin davacının terör örgütü ile iltisaklı, irtibatlı ve terör örgütü üyesi olarak değerlendirilmesine olanak tanımadığı sonucuna ulaşılmakla idarece davacının görevine son verilmesi yönünde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle,

1- Dava konusu işlemin iptaline,

2-Aşağıda dökümü yapılan 380,40 TL yargılama giderinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,

3- A.A.Ü.T. uyarınca belirlenen 1.362,00 TL avukatlık ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,

4- Artan posta ücretinin kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,

5- Kararın tebliğini izleyen günden itibaren 30 gün içerisinde Samsun Bölge İdare Mahkemesi’ne istinaf yolu açık olmak üzere,

28/02/2019 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

AZLIK OYU: Davacı hakkında yürütülen disiplin soruşturmasında davacının terör örgütüne ait Zaman Gazetesine aboneliğinin bulunduğu, davacının bir kaç kez cemaatin ev toplantılarına katıldığını beyan ettiği ve örgüte ait bankada de hesabının bulunduğu hususlarının sabit olduğu, tespit edilen bu hususların davacının terör örgütü ile irtibatlı veya iltisaklı olduğu hususunu ortaya koyduğu, bu nedenle de idarece tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ve davanın reddi gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyorum.

 

Güvenlik Soruşturması Olumsuz Gelenlerle İlgili Emsal Kararlar Ve Dokümanlar

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top