Kaçırılan Mal-Tapu Nasıl Geri Alınır?- Borçlu Mal Kaçırırsa Yapılacaklar!

En son şu tarihte güncellendi: 4 Ağustos 2022

İnterneti açıp araştırma yaptığınızda yüzlerce belki de binlerce makale bulacaksınız. Bunların birçoğu soyut ve pratik hayattan ziyade teorileri anlatmaktadır. Bu yazı tüm bunlardan farklı olarak biraz daha somut ve pratiğe dönük adımlar içerecek, sizi harekete geçmeye teşvik edecektir. Olabildiğince halk diliyle yazmaya çalışacağım. ÖNEMLİ AYRINTI: Mal kaçırma işlemine karşı delil elde etme hususu çok önemlidir. Hukuka uygun şekilde delil elde etmeniz gerekmektedir. İnsanları usulsüz şekilde video’ya almak, izinsiz ses kaydı yapmak son derece riskli ve çoğu kez yasaya aykırıdır! En nihyaetinde bu rehberin hedef kitlesi hukukçulardan ziyade alelade vatandaşlar olduğu için anlaşılabilirlik kaygısı ön planda olacaktır. Adım adım ve tüm aşamalar ile yapılabilecekleri anlatacağım.  Eğer yüklü bir alacağınız var ve borçlu kişi, ahlaki değer yargılardan yoksun ise üstüne de kendisini zeki zannediyorsa; mal kaçırma girişimlerinde bulunacak ve hem kendisini hem de sizi ilave zararlara sokacaktır. Hukuk sistemleri bu tür basit köylü kurnazlıklarına karşı çeşitli müdahele yöntemleri geliştirmiştir. Bu yöntemlerin işlevselliği tartışılır elbette ancak birçok kez işe yaradığı da aşikardır. Konumuzu şu aşağıdaki 5 alt başlık ile ele alacağız.

1) Borçlunun mal varlığını sorgulama-öğrenmek (borçlu tapu sorgulama)

Eğer alacaklı kişi siz iseniz borçlunun malvarlığından haberdar olmak hakkınız. Her ne kadar tapu kayıtlarının kişisel veri niteliğinde olduğuna yönelik görüşler mevcut ise de eğer ki ortada bir “alacak verecek ilişkisi” söz konusu ise bu takdirde mevzu bahis tapu kayıtlarının alacaklı tarafından hukuka uygun olarak erişilebilmesinin kabulu gerekir. Bu tapu kayıtları sorgularken muhakkak şerhler ve ipotekler hanesine de göz atınız. Eğer ki ilgili taşınmaz hakkında  3. kişi lehine bir ayni hak söz konusu ise bu durumda taşınmazın değerinin normalden çok daha düşük olacağını bilmelisiniz. Avukatlar şu linkteki takpas sorgulama bölümünden ilgili kişiye ait taşınmazların tümü, bu taşınmazların geçmişleri, kimlerden alındığı, üzerindeki haklar ve şerhler, hangi yıllarda hangi sebeple iktibas edildiği, terkin sebepleri gibi tüm bilgileri görebilirler. Bu gerçekten büyük bir imkan. Kıymetini bilin.

2) Takipten önce borçlunun mal kaçırması ve buna ilişkin cezai yaptırımları uygulamak

Genellikte büyük miktarda borcu olan kişi veya firmalar takip sonrasında değil de takipten bile öncesinde mal kaçırma yoluna gider. Bu hareketle borçtan kurtulabileceklerini düşünmekteler. Oysa ki alacaklı kişiden bu yöntemle mal kaçırmak fi tarihinden beri mümkün değildir. Gerek Medeni Kanun gerekse İcra İflas Kanunu’nda bunu engellemek için özel hükümler vardır. Mesela İcra İflas Kanunu’ndaki 331. maddedeki mal kaçırma suçu cezası ile ilgili şu kanun alıntısına göz atmanızı öneririm:
“Haciz yolu ile takip talebinden sonra veya bu talepten önceki iki yıl içinde borçlu; alacaklısını zarara sokmak maksadıyla, mallarını veya bunlardan bir kısmını mülkünden çıkararak, telef ederek veya kıymetten düşürerek hakiki surette yahut gizleyerek muvazaa yoluyla başkasının uhdesine geçirerek veya asıl olmayan borçlar ikrar ederek mevcudunu suni surette eksiltirse, aleyhine aciz belgesi aldığını veya alacaklı alacağını alamadığını ispat ettiği takdirde, altı aydan üç yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.”
Bu kanun metnine göre aşağıdaki haller, eylemler suç olarak tanımlanmıştır. 1)  Uhdedeki malların kısmen ya da tamamiyle olmak kaydıyla;
  • Eldeki gayrimenkulun bedelsiz ya da gerçek bedelinden çok daha düşük, komik sayılabilecek rakamlara devredilmesi
  • Taşınmaz veya taşınır mallara zarar vermek
  • Değerini düşürmek
  • Aslında var olmayan kurgusal hukuki işlemlere dayanarak devretmek
2)  Aslında  borcu bulunmadığı halde, borcu varmış gibi aslı olmayan muvazaalı şekilde borç/borçlar yaratarak  malvarlığındaki negatifleri arttırmak, Yeri gelmişken belirtmekte fayda var; bu yukarıdaki suçun yanında TCK’daki nitelikli dolandırıcılık hükümlerinin de uygulamada bu tür muvazzalı durumlar karşısında kullanıldığı görülmektedir. Böylesi bir durum tartışmalı olup TCK’daki fikri içtima hükümlerinin (TCK 44) uygulanmasını gerektirecek bir hukuki statüye zemin hazırlamaktadır.

3) Borçlunun alacaklı olduğu dosyaya haciz

Borçlunun alacaklı olduğu dosyalardaki malvarlıklarının haczedilmesi prosedürü İcra Hukuku’nun apayı ve farklı prosedürleri ile işleyen müesseselerindendir. Bu sebeple bunları burada çok detaylı ele almayacağım ancak ileride sırf bu konuya özgü farklı bir makale yazmayı düşünüyoruz. Ancak borçluların alacaklı oldukları mallar; mal kaçırma eylemlerinin en az %30’una konu olmaktadır. O sebeple bu tür alacaklar mevcut ise bunların sıkı takip edilmesi, etraftan sorulması, bunlar hakkında sıkı istihbaratar edinilmesi elzemdir. Maalesef böylesi bir durumda da gerek 3. gerçek kişiler gerekse sermaye ve şahıs işletmeleri bilgi vermekten imtina etmektedirler. Gerekçe olarak kişisel veri mevzuatlarına dayanmaktalar. Halbuki bu mevzuatlarda buna ilişkin bir engel olmadığı gibi açık bir izin vardır. İlgilisinin açık rızası olmadan işlenebilecek, aktarılabilecek kişisel verilere ilişkin ; “Kişisel Verileri Koruma Kanunu’nun 5. maddesinin c bendine” göz atınız:
c) Bir sözleşmenin kurulması veya ifasıyla doğrudan doğruya ilgili olması kaydıyla, sözleşmenin taraflarına ait kişisel verilerin işlenmesinin gerekli olması.
Bu yukarıdaki maddeye dayanarak ilgili kurum ve kuruluşlara ihtarname çekebilir ve alacaklara ilişkin detaylı bilgi alabilirsiniz. Yazılı olarak alacağınız bilgi ile İcra Dairesi’nden haciz talebi almanız daha kolay olacaktır.

4) Borçlunun aile konutu olarak haline münasip eve taşınması

Eğer borçlunun malı bir aile konutu ise bu mal ile ilgili olarak eşin rızası olmaksızın aile konutu ile ilgili kullanımı sınırlandırıcı her türlü işlem yasaktır ve hukuka aykırıdır. Bu sebepten ötürü eğer ki borç sözleşmesi içerisinde aile konutuna ilişkin sınırlayıcı işlemler var ise hepsi geçersiz ve yok hükmünde olacaktır. Ancak söz konusu konut borçlunun içinde bulunduğu hal ve koşullarla hiç alaklı değil, hayatın olağan akışı içerisinde ortalama bir insanın oturacağı evden kat be kat pahalı ise ve borçlunun son taşınmazı ise bu takdirde borçludan haline münasip bir eve geçmesi istenebilir elbette. Uygulamada değerli taşınmazlar ile ilgili olarak mal kaçırmak amacıyla alacklılardan bazılarının bu yönteme başvurduğu da görülüyor. Ancak gerek yukarıda da izah edildiği gibi  gerekse bu konuyla ilgili onlarca Yargıtay kararın’da da ifade edildiği gibi “haline münsip eve geçilmesi

5) Borçlu mal kaçırdığında açılacak tasarrufun iptali davası

Tasarrufun İptali Davası Ne Kadar Sürer

Hiçbir dava türünde olmadığı gibi tasarrufun iptali davalarında da kaç yıl süreceğine ilişkin bir öngörüde bulunmak mümkün değildir. Bu süreye ilişkin söylenebilecek tahmini süre, sizin bu süreyi merak etme ihtiyacınızı gidermekten başka bir anlam ifade etmeyip, güven duyabileceğiniz bir cevap olmayacaktır. Bu; davanızın düştüğü mahkemenin iş yükü, konu ile ilgili yapacağı araştırmada ihtiyaç duyacağı bilgiler ve evraklar, evrakların ilgili kurumlardan mahkemeye celbinde geçecek süreye göre hayli geniş bir yelpazede değişkenlik gösterebilmektedir. Ama şu var ki kanun, idarenin cevap vermesi için 60 gün, mahkemenin karar vermesi için 6 aylık süre tanımaktadır.

Uygulamada şu da bilinen bir gerçektir ki her idari kurumun yetkin avukatları mevcuttur ve bu avukatlar kaybedilen her davayı gerekli görsün veya görmesin temyiz etmekle yükümlüdür. Bu da davanın Danıştay’a taşınması ve burada da bir takım sürelerin kaybedilmesi anlamına gelmektedir. Bu sebeple hiçbir süreyi kaçırmadan hızlı yol almanız ve kanunun idareye ve mahkemelere tanıdığı süreleri takip etmeniz gerekmektedir.

Tasarrufun İptali Davasının Maliyeti Nedir

Bu davalarda genellikle tasarruf miktarı aciz belgesinde yazan tutar üzerinden harçlandırılır. Yani taşınmazların miktarı çok daha yüksek olsa bile bu taşınmazlardaki miktarlar üzerinden nispi harç ile harç ödemek zorunda kalmazsınız. Bu hususta bir Yargıtay kararı bile vardır:
Yargıtay 17 HD, 17.04.2008 T., E: 2008/362, K: 2008/2022: “…Dava konusu olayda taşınmazların tasarruf tarihindeki gerçek değerleri toplamı alacak miktarından fazladır. Bu durumda harç ve vekalet ücretinin aciz belgesindeki miktar üzerinden hesaplanması gerekirken dava dilekçesinde gösterilen değerin esas alınması ve hesaplamanın bu değer üzerinden yapılması da doğru değildir…”

Tasarrufun İptali Davası Ne için Açılır

Hakkındaki icra takibi kesinleşmek suretiyle haciz işlemi yapılan (iflasta iflas kararı verilen) borçlunun malvarlığı üzerinde tasarruf etme yetkisi limiti hale gelir. Borçlu olan kişi, haciz işlemi (veya iflas kararı verilmeden) yapılmadan önceki zaman diliminde malvarlığı üzerinde serbestçe tasarruf ederken bu aşamaya geçmeden evvel alacaklılarından ; “malı kaçırmak ve borçlarını ödemekten sakınmak” kast ve amacı ile malvarlığının bir kısmını veya bütününü üçüncü kişilere devir edebilirler.

Bu aşamada eğer tasarrufun iptali davası için örnek karar ve dilekçe arıyorsanız linkte tıklayabilirsiniz.

Tasarrufun iptali davasının gayesi; kamu alacaklısının veya gerçek, tüzel kişi alacaklısının, borçlarını ödemeyen, malvarlığı borçlarını karşılamaya yetmeyen borçlunun, borçlarını ödememe ve alacaklısına zarar verme amacıyla malvarlığından çıkardığı değerler üzerinde giriştiği tasarrufları, mahkeme ilamı ile davanın tarafı olan kamu alacaklısı yönünden geçersizliğini tespit ettirmek ve dava konusu emtialar üzerinden bu alacakların tahsilini amaçlamaktır.

Tasarrufun İptali Davası Ne Zaman Açılmalı

Muvazzalı durumlar söz konusu olduğunda ve bu yolla bir hukuki tasarruf söz konusu olduğunda açılmaldır.Muvazaaya gelince, muvazaa ise birden fazla kişinin aralarında anlaşarak 3. Kişileri aldatmak amacıyla gerçek iradelerinin dışında bir işlem yapmasıdır. En bariz örneği miras bırakan babanın bir dairesini çocuklarından birine bırakmak istemesi ancak diğer çocuklarının itiraz etmesinden korkması sebebiyle bunu alım satım işlemi gibi göstermesidir. Bu örnekten anlaşılacağı üzere muvazaada kişilerin karşılıklı bir iradesi söz konusudur, örnek bakımından bu idare bir bağışlama işlemine yöneliktir. Bu iradenin yanında 3. Kişileri aldatmak amacıyla yapılan bir de görünüşte işlem söz konusudur ki bu da örnekte alım satım sözleşmesidir. Bu gibi muvazaalı bir işlemin söz konusu olduğu durumlarda hukuken görünüşteki işlem, yani örnek bakımından bağışlama işlemi geçersiz sayılmaktadır. İşte gerçek ile bağdaşmayan bu işlemlerin hukuki sonuçlarıyla birlikte ortadan kaldırılması için de tasarrufun iptali davası açılmaktadır.

BU AŞAMDA BELİRTMEK GEREKİR Kİ TASARRUFUN İPTALİ DAVASI AÇMA HAKKI 5 YILLIK HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜREYE TABİDİR.

Hakkın doğmuş olması ve kullanılabilir olmasındaki mana budur, hakkınız doğmuş ancak hak düşürücü süre dolduğu için kullanılamaz hale gelmiş ve ortadan kalkmış olabilir. Tasarrufun iptali davaları için bu süre beş yıldır. Burada bahsi geçen beş yıllık sürenin zamanaşımı süresi değil de hak düşürücü süre olduğuna dikkat çekmek isteriz.. Bunun anlamı ise zamanaşımı süreleri geçmiş olmasına rağmen dava açılabilir ve karşı taraf itiraz etmediği sürece dava lehinize sonuçlanabilirken hak düşürücü bir süre söz konusu ise hakim bu süreyi kendiliğinden inceler. Süre geçmiş ise de karşı tarafın bu konuda bir itirazı veya savunması olmasa dahi davanızı reddeder. Bu sebeple tasarrufun iptali davasını kazanmak istiyorsanız öncelikle hak düşürücü beş yıllık sürenin dolmamış olmasına dikkat etmeniz gerekmektedir.

Beş yıllık sürenin dolup dolmadığı tespit edilirken başlangıç olarak tasarrufun yapıldığı tarih esas alınmalıdır. Tasarrufun yapıldığı tarih ise kimi zaman tapudan, kimi zaman evrak üzerine yazılan tarihten kimi zaman da tanık ispatlarıyla anlaşılabilmektedir. Sonuç olarak tasarrufun iptali davası açılabilmesi için beş yıllık hak düşürücü süre tasarrufun gerçekleştiği tarihten itibaren işlemeye başlamaktadır.

Tasarrufun İptali Davası Şartları

Meselenin daha en başındayken dikkat edilmesi gereken husus tasarrufun iptali davası açma hakkının mevcut olup olmadığıdır. Çünkü bu davanın açılabilmesi için mevcut olması gereken durumlar kanunda tek tek sayılmış ve bunların haricinde tasarrufun iptali davası açılmasına imkan tanınmamıştır. Bu şartlardan birinin gerçekleşip gerçekleşmediği konusunda iyi bir inceleme yapmalı, hukuken korunan bir hakkınızın var olduğundan emin olmalısınız. İptal davalarının konusunu borçlunun alacaklılarına zarar verecek nitelikteki tasarrufları oluşturmaktadır. Bu halde dava bakımından önemli olan nokta alacak hakkının varlığından da emin olunması gerektiğidir.

Alacak hakkı var ve ispatlanabilir olmalıdır. Aksi takdirde davanız esasa ilişkin bir inceleme yapılmadan usulen reddedilebileceği gibi, sebebin gerçekleşmediği gerekçesiyle ilk celsede de olumsuz sonuçlanma tehlikesiyle karşı karşıya olacaktır. Diğer bir ifadeyle hakkınızın doğmuş olduğundan ve kullanılabilir olduğundan emin olmanız gerekmekte.

  • Aciz Belgesi olmalı
  • Alacağın İptale Tabi Tasarruftan Önce Doğmuş Olması
  • İlamsız İcra Takibinin Kesinleşmiş Olması zaruri
  • Gerçek Bir Alacağın Var olması elzem
  • Ortadada bir tasarruf olmalıdır.
  • Bu tasarruf muvazzalı işlem sonucu olmalıdır.
  • Bu işlem nedeniyle bir zarar meydana gelmiş olmalıdır.
  • Zarara uğrayan kişinin süresi ve zamanaşımı içerisinde davayı açması gerekmektedir.
  • Borçlunun aciz belgesi almış olması lazım
Yazımızı bitimeden evvel son olarak şu hususa da değinmek istiyorum: TASARRUFUN İPTALİ DAVASI İLE MUVAZAA DAVASI ARASINDAKİ FARK

Muvazaa davası iptal davasına kıyasla daha özel nitelikleri olan bir dava türüdür. Muvazaa davasının sonucunda bir tespit yapılır. İşlemin muvazaalı olduğuna dair bir tespit ile dava sonuçlanır. Oysa tasarrufun iptali davasında amaç işlemin iptali istemidir. Hukuki sonuçlarıyla birlikte işlemin ortadan kalkması talebi söz konusudur. Muvazaa davasında muvazaalı işlemin gerçekte hiç yapılmamış olduğu tespit edilmiş olur. Tasarrufun iptali davasında ise tespit edilmiş olan husus geçerli olarak yapılmış olan bir hukuki işlemin, davacı bakımından geçersiz olduğudur.

Yargıtay’ın muvazaalı işlemler bakımından tasarrufun iptali davası açılabilmesini kabul etmesiyle beraber doktrinde hala farklı görüşler bulunmaktadır. Görüş birliği sağlanamadığından muvazaalı işlemin söz konusu olduğu durumlarda muvazaa davası açılması konusunda direten hukukçular da mevcuttur. Ancak bu görüşteki bir avukat, muvazaa davasında ispatın zorluklarını ve davanın aleyhe sonuçlanma ihtimalini göze alıyor demektir. Bu da hukuksal çatışmalarla ilgilenmeyip, en kısa sürede davasının sonuçlanmasını bekleyen davacı bakımından olumsuz bir durumdur. Bu sebeple muvazaalı bir işlemin iptalini istiyor iseniz konu ile alakalı bahsetmiş olduğumuz bilgilere vakıf olup avukatınızla bu bilinçle görüşmenizde fayda var. Böylece gerekli soruları sorabilecek, önem vermeniz gereken konuları gözden kaçırmayacaksınız.

İptal davaları idare hukuku kapsamında idari işlemin iptali amacıyla açılabileceği gibi özel hukuk kapsamında da kişiler arasındaki tasarrufların iptali amacıyla da açılabilmektedir. Her iki dava türünde de emek ve zaman harcanmakta, davacılar davalarının en kısa sürede ve lehlerine sonuçlanmasını ummaktadır.

Kaçırılan malın geri alınması prosedürleri ve hukuken yapılabilecekler elbette bu yukarıda yazılanar ile sınırlı değildir. Ancak yine de en başlıcalarının bu yukarıdakiler olduğunu ifade etmek isterim.

Güvenlik Soruşturması Olumsuz Gelenlerle İlgili Emsal Kararlar Ve Dokümanlar

15 thoughts on “Kaçırılan Mal-Tapu Nasıl Geri Alınır?- Borçlu Mal Kaçırırsa Yapılacaklar!”

  1. Merhabalar bir şahıs hacizden kurtulmak için eşini boşuyor bütün mal varlığını eşinin üstüne yapıyor bununla ilgili izlenecek yol nedir bilgi verebilirmisiniz teşekkürler

  2. Merhaba mehmet bey
    açıklamalarınızı okudum
    çok yardımcı oldu.
    takbastan mallarını icradan kaçıran biri için sorgulama yapmanızı rica edeceğim
    mümkünmü, masrafı ne kadar olur
    selamlar

    1. Av Mehmet Görünmez
      Av Mehmet Görünmez

      Merhaba iletişim bölümündeki mail adreslerimden birine detaylı yazarsanız danışmanlık verebilirim.

  3. Merhaba mehmet bey. tasarruf edilen malın üzerinden 5 yıl geçtiyse ” Muvazaa nedeniyle tasarrufun iptali” davası açılabilir mi? Şimdiden teşekkür ederim.

  4. Bankalara kredi borcum ihtiyaç kredisi var
    Borcum Takip düşmeden önce evin tapu satışini yaptım ilerde bir sıkıntı olurmu teşekkürler…?

  5. Merhaba , eski nişanlıma icra gitti fakat dükkanı abisinin üzerine yapmış alacak hiçbirşey yok. Maddi manevi davaları kazandım fakat ödeme yapmıyor. Üstünden 4 yada 5 yıl geçti tam emin değilim. Avukatlar bişey yapamayız diyor. Muhakkak bir yolu vardır. Sizce alabilir miyim parayı ?

  6. Merhaba, elimde bulunan çeki şirket battığı için tahsil edemiyorum. Ayrıca şirkete ait de herhangi bir mal varlığı, araç kaydı çıkmadı sonrasında öğrendiğim bilgiye göre de şirketin içi boşaltılmış. Bu şirketin mal kaçırdığını nasıl ispatlayabilirim?

  7. Merhaba, elimde bulunan şahıs çeki şahıs battığı için tahsil edemiyorum.Kişiye ait de herhangi bir mal varlığı, araç kaydı var mı bilmiyorum,elimde faturaları ve çekleri mevcut. Bu kişinin malı var mı veya varsa sattıysa bunu nerden nasıl öğrenirim.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top