En Sık Karşılaşılan 11 Muris Muvazaa Örneği ve Örnek Dilekçeler

En son şu tarihte güncellendi: 4 Ağustos 2022

Muris Muvazaasına dayalı tapu iptal ve tescil davası en çok hangi gerekçelerle ve nedenlerle karşımıza çıkıyor? Buna ilişkin “SOMUT ÖRNEKLER” eşliğinde inceleme yapacağız.

Bu yazıda en çok rastlanan başlıca muris muvazaası sebeplerini ve Yargıtay’ın bu konudaki görüşlerini görebilirsiniz. Olabildiğince somut ve akılda kalıcı aynı zamansında basit anlatım söz konusu.

Not: Elbette bunlarla sınırlı değildir. Dilekçeler en alttadır.

Şu yazımızı da yeni sekmede açın: Muris Muvazaası Davası Hangi Delillerle Kanıtlanır, Ne Zaman Açılmaz, Unsurları Ne?

1) Evlatlardan birisine Sebepsiz Torpil Yapılması Nedeniyle Muris Muvazaası

Evlatlardan birisini diğerine göre üstün tutma hali çeşitli nedenlerden ötürü olabilir. Kız-erkek ayrımı, evladın birisinin uzakta olması, mirasçıya son günlerde bakmaması. Evlatlardan birisi babaya ya da anneye karşı suç işlemiş olabilir. Bu gibi gerekçelerin hiçbirisi muris muvazaası için kabul edilmiyor. (bunun sebebini en aşağıda kısaca anlatacağım). Bu arada başlıkta ‘sebepsiz’ dediğime bakmayın. Sebepli bile olsa evlat torpili bu tür davalarda mazeret sayılmamaktadır.

2) Maddi Yönden Kötü Durumda Olan Mirasçının Güçlendirilmesi

Maddi olarak ekonomik durumu iyi olmayan evladın mirasçının vicdani kararı ile desteklenmesi amacıyla yapılır. Aslında bu işlem muvazaalı şekilde değil de saklı paylara dokunmadan “vasiyetname” şeklinde yapılsa idi hiçbir sorun olmayacaktı. Ancak gizli iradesi ‘bağış’ iken ve görünürdeki iradenin satış göstermesi suretiyle ve “mirasçılardan bir ya da birkaçının miras hakkından daha az nemalanması amacıyla” tapu devri yapıldığında bu şartlar altında tapu tescili iptale tabi olur.

3) Evlatlardan Birisinin Mirasçı Sağ ve Hasta İken Onunla Daha yakından İlgilenmesi

Bu durum uygulamada en sık karşılaşılan muris muvazaası sebeplerinden birisidir. Maalesef ki çoğu kez gayet makul gerekçeyle yapılan bu gayrimenkul devirleri yakın zamana kadar iptal edilebiliyor. Ancak yine de eğer malın değeri çok ucuz değilse mahkemeler “emek karşılığı” olduğundan cihetle bu iptal talebini reddedebiliyor.

Bu meseleyi şu karar çok güzel özetlemiştir.

“Asıl saptanması gereken husus bu temlikin mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla yapılıp yapılmadığının ve temlikte bakıp gözetme koşulunun değil bağış amacının üstün tutulup tutulmadığının saptanmasıdır.Bunun belirlenmesi içinde sözleşme tarihinde miras bırakanın yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, elinde bulunan mallarının mevcudu, aile koşulları ve ilişkileri temlik edilen mal miktarının tüm mal varlığına göre makul karşılanacak bir sınır içinde kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.”

Yargıtay 1 H. D. E: 2002/11186, K: 2002/13091, T:19.11.2002

4) İkinci ya da son eş nedeniyle

Genelde sonradan evlenilen eşin ayartması ile önceki eşe ve onun çocuklarına mirastan daha az pay çıkması için ikinci eşe veya onun çocuklarına tapulardan bir ya da birkaçı satış gösterilerek ve düşük tapu harcı ödenmek suretiyle devredilir. Bu gibi durumlarda önceki eş ve çocuklarının muris muvazaasına dayalı tapu iptal ve tescil davası açma hakkı mevcuttur.

Ayrıca mesela ifade etmek gerek ki muris muvazaası nedeniyle tapu iptal ve tescil davası açılsa da örneğin eğer sonradan evlenilen eşe bırakılan mal onun emeği ve son günler yanında olması karşılığı satış gösterilerek bırakıldı ise bu takdirde tapunun iptal olması talebi kabul görmeyecektir. Ancak yukarıdaki örnekte de değinildiği gibi bu noktada taşınmazın değeri ve terekedeki diğer mallarla kıyaslandığında ne kadarlık paya denk geldiği de önemlidir.

5) Avukata bağışlanan tapu

Bazı müvekkiller avukatlarını yapmış olduğu hizmetler karşılığı onore etmek için tapularından birini satış göstermek suretiyle bağışlamaktadırlar. Böylesine bir avukat sevgisi yüce Yargıtay tarafından hoş karşılanmamış olacak ki örnek kararlarda muris muvazaasına dayanarak bu tapuların tescilini iptal ettiği görülmektedir. Halbuki ortada bir emek ve minnet var ise satışın karşılığı olarak bunların da sayılması mümkün olmalıdır. Ancak bu “emek ve minnetin” muhteviyatı da önem arz etmektedir. Görmüş olduğum örnek kararlarada genelde avukat kişisi öyle hayat kurtarmamasına rağmen büyük bir tapunun satış gösterilmek suretiyle bağışlanması söz konusuydu. Her somut olayın enine boyuna titizlikle değerlendirilmesi elzemdir.

6) Çalışana devredilmesi

Mirasçıların bir ya da birkaçının mala sahip olmasını engellemek için bir başka mirasçının kayırıldığı örnekler somut olayların %99’unu oluşturmaktadır diyebiliriz. Ancak ender de olsa çalışan kişinin üzerine sonra da kayırılmak istenen mirasçının üzerine transfer yoluyla (görünürdeki iradesi satış; gizli iradesi bağış olacak şekilde) geçirilen tapular da bu kapsamda sayılabilir. Yani araya hiçbir alakası olmayan 3. kişinin konulması suretiyle sonradan tapunun iptalinin önleneceği düşünülebilir. Ancak Yargıtay yemiyor arkadaşlar. Bilginize…

7) Metrese devredilmesi

Metresler ezelden beri yuva yıkıcı olmakla kalmamış aynı zamanda da miras hukuku konusunda da pratikteki olayların kötü kahramanı olmuşlardır. Tahmin edeceğiniz üzere mirasçının ölmeden evvel ‘evlilik dışı olarak takıldığı’ bu kişilere devredilen mallar da saklı paya tecavüz ediyorsa “tapu iptal ve tescili olmadığı takdirde de tenkisi davası” açılabilmektedir.

Bazıları acaba “tapu iptal ve tescil; olmadığı takdirde sebepsiz zenginleşmeye dayalı tazminat” davasının terditli olarak açılabiliyor mu diye soruyor. Eğer tapu halen metresin üzerinde ise tazminatla uğraşmak yersiz olacaktır. Eğer ki metres tapuyu 3. iyi niyetli başka kişiye devrettiyse o takdirde “muris muvazaası nedeniyle sebepsiz zenginleşme davası” söz konusu olabilecektir.

8) Anneye ya da Babaya Mal Devretmek

Muris muvazaası sebebiyle tapu iptal ve tescil davasında kanıtlanması gereken husus (aynı zamanda bu bir dava koşuludur) “mirasçılardan bir ya da birkaçını kısmen ya da tamamen zarara uğratma amacının varlığıdır”. Böylesi bir amacın var olup olmadığının tayini için şu kriterlere bakmak gerek: “ailevi ilişkiler, yörenin kültürü, psikolojik hal ve vaziyet, mirasçının son maddi durumu, mirasçının malını satın aldığı gözüken kişinin maddi durumu, ekonomik şartlar, kültürel şartlar, hastalık durumları“. Tüm bunların toplu halde bütünsel bir değerlendirmeye tabi tutulması halinde en doğru ve hakkaniyetli tayin söz konusu olacaktır.

9) Evlatlardan birini ödüllendirmek

Babalar ya da anneler henüz sağ iken kariyeri daha iyi olan ve daha çok gelecek vaat eden evlatlarını ödüllendirmek ve mallarının en akıllı çocuklarına kalmasını amaçlamak için muvazaalı devirlere başvurabilmektedir.

Böylesine sakat hukuksal muameleler yapacaklarına saklı paylara dokunmayan doğru düğün bir “vasiyetname” yapsalar cidden iradeleri de ölmelerine müteakip doğru düzgün tecelli etmiş olacak. Ancak uygulamada hukuki danışmanlığın; zorunluluk değil de bir tür ‘külfet’ ya da ‘lüks’ olarak görülmesi nedeniyle böylesine maddi olarak ağır sonuçlara yol açan hukuksal işlemlere imza atılmaktadır.

10) Çocuklardan birisini cezalandırma

Yukarıda ‘ödüllendirmek’ ile ilgili olarak yazmış olduğum herşey bu başlık için de geçerlidir. Çocuklardan birisinin yapmış olduğu umursamaz, ahlaksız, terbiyesiz hareketler nedeniyle hukuken hatalı tasarruflara imza atılmaktadır. Bu arada tasarruf dedim diye aklınız hemen “tasarrufun iptali” davalarına gitmesin. Muris muvazaası kaynaklı tapu iptal ve tescil davası ilemuvazaa kaynaklı tasarrufun iptali” davası ayrı tür davalardır. Birisi süreye ya da herhangi zamanaşımına tabi değilken diğer çoğu kez öğrenilmesinden itibaren 5 yıllık hak düşürücü süreye tabidir. Birisi ayni dava olup diğeri nispidir. Birisinde tapu kaydı baştan itibaren devredilmemiş gibi sayılıp terekeye dahil olur diğerinde sadece borç miktarınca haciz/satış yapma hakkı doğar (tapu tescili iptal olmaz).

11) Ölmeden önceki son günlerde devir yapılması

Zaten genelde bu saçmalık (muvazaalı devirler) ölmeden son 3-5 sene önce bir ayak çukurda iken yapılmaktadır. Bunun sebebi çoğu kez “denkleştirme amacıdır”. Ancak size iyi haberim var. Yüce Yargıtay son zamanlarda mirasbırakanın saklı paylara saygı duyan “paylaştırma, üleştirme, denkleştirme” iradesini de makul görüyor. Çünkü yukarıda da dediğim gibi bu davanın şartlarından en önemlisi “mirasçıların bir veya birkaçından kısmen ya da tamamen mal kaçırmak ya da bir kısmını kayırmaktır”. Hal böyle olunca ortada makul ve kabul edilebilir seviyelerde paylaştırma olunca muris muvazaasından söz edilemez.

Örnek Dilekçeler

Dilekçe 1:

Bu aşağıdaki dilekçe biraz daha detaylı. Ancak her bir dilekçede bir diğerinde olmayan ifade ve hukuki niteleme olacaktır. Ayrıca altaki dilekçelerde “tapu kaydına davalıdır şerhi belirtilmesi” ve “ihtiyati tedbir” talebi vardır. Buna ilişkin açıklama arıyorsanız onları da muhakkak indirin. Kopyalayıp yapıştırmak istiyorsanız PDF evrakı üzerinde bunu başarabilirsiniz. Avukat meslektaşlarımın dilekçelerinde kaynak bile belirtmeden kullanmaları serbesttir. Onun dışında yasak.

DİLEKÇE 2:

DİLEKÇE 3:

Sık Sorulan Sorular

Muris Muvazaasında zamanaşımı veya hak düşürücü süre var mı?

Zamanaşımı ve hak düşürücü süre yok. Ancak Türk Medeni Kanun madde 2 uygulanabilir.

Muris Muvazaasında vekalet ücreti nispi mi maktu mu?

Nispi yani dava değerinin belirli bir oranına tekabül eden tutarda avukatlık ücretine hükmedilir.

Muris Muvazaasında tenkis davası nedir ve ne işe yarar?

Muris muvazaası davasından ayrı olarak temditli açılan bir dava olup saklı payın korunmasını amaçlayan bir tür davadır.

Muris muvazaası davasında resen araştırma mevcut mudur?

Bu davalarda davacı taraf iddiasını hukuka uygun deliller ile kanıtlamaya mecburdur. Hakim usul yönünden bazı hususları resen araştırmak zorundadır. Ancak esasa ilişkin maddi vakıaları kanıtlamaya yarayan delillerin sunulması davacıya aittir.

Muris muvazaası davasında görevli ve yetkili mahkeme hangileri?

Görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi, yetkili mahkeme ise taşınmazın bulunduğu yer mahkemesidir.

Muris muvazaası davası kime karşı açılır?

Muris Muvazaası davası mirasçıların bir kısmından mal kaçırma kastı ile hareket eden kişinin görünürdeki işlem ile amaçlanan işlem arasındaki fark söz konusu iken devir yapmış olduğu kişiye açılır.

Muris muvazaasında iyi niyetli 3. kişinin durumu nedir ve korunur mu?

iyi niyetli 3. kişinin iyi niyeti korunur ancak bu iyi niyetin ispat edilmesi gerekmektedir ve bu durumda ispat yükü iyi niyetli olduğunu iddia eden kişiye aittir.

Muris muvazaası davasında paylaştırma kastından söz ediliyor ise bunun davaya etkisi nasıl olur?

Murisin mirasçılara pay ayırıp paylaştırma kastı varsa bu dava açılamaz. Mirasçı olmayana devir söz konusu ise mal kaçırma addedilip muris muvazaası söz konusu olabilir.

Muris muvazaası davasında ıslah var ve mümkün müdür?

Evet ıslah ve tamamlama harcı mevcuttur ve mümkündür.

Muris muvazaası davasında saklı payın önemi

Bu davalarda saklı paydan ziyade doğrudan miras payı önemlidir. Çünkü dava sonunda tapu iptal ve tescil gerçekleşirse miras payları oranında elbirliği mülkiyeti söz konusu olacaktır.

Muris muvazaası davasında ispat nasıl mümkün ve en can alıcı nokta neresidir?

Muris muvazaası davasında mal kaçırma kastının ispatı şarttır. Bu mal kaçırma kastı ise tanıkla ispat edilebilir. Konu taşınmaz ise senetle ispat edilmesi gerekeceğine ilişkin kural uygulanmaz. Ayrıca taşınırlar için muris muvazaası davasının açılamayacağı görüşü mevcuttur. Sadece taşınmazlar için bu dava söz konusu olabiliyor.

Yukarıdakileri örnek kararların Pdf versiyonunu açıp indirmek için tıklayın:

muris muvazaası dilekçe 1 Pdf

muris muvazaası dilekçe örneği 2 pdf

Muris dilekçe örneği 3 Pdf

 

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top