Tasarrufun İptali Davalarını Kazanmak İçin Rehber- Örnek Kararlar, Örnek Dilekçeler

En son şu tarihte güncellendi: 16 Haziran 2023

Yıllarca uğraşarak elde etmiş olduğunuz birikimleriniz bir çırpıda elinizden gitmesine mani olmak için hukuki önlemler almalı, hukuki riskleri göz önünde bulundurmalısınız. Hiç ummadığınız, beklemediğiniz, tahmin bile edemeyeceğiz şekilde milyonlarca lira yatırarak satın almış olduğunuz gayrimenkulünüzün elinizden basit bir tasarrufun iptali davası ile gitmesine mani olmak için bu yazıdaki bilgilerden faydalanabilirsiniz.

A) Tasarrufun iptali davası açılınca kazanmak için gerekenler

1) Örnek Tasarrufun İptali Kararlarından faydalanmak

Aşağıdaki linke tıklayarak örnek kararlardan bazılarını word dosyası halinde bilgisayarınıza indirebilirsiniz. Bende çok daha fazlası var ancak elbette emeklerimin kıymetini bildiğim için hepsini yayımlamıyorum.

2) TASARRUFUN İPTALİ EN ÖNEMLİ 5 HUSUSA DİKKAT ETMEK

Tasarrufun iptali davaları genel hatlarıyla bakıldığında iki türdür. İdarenin yapmış olduğu bir tasarrufun iptali talebi ile idare mahkemelerinde dava açılabilir. Ancak burada bahsedeceğimiz tasarrufun iptali davası özel kişiler arasındaki uyuşmazlıklardan doğan iptal davaları. Ne işe yarar bu dava? Eğer borçlu, alacaklısından mal kaçırmak düşüncesiyle malvarlığını elden çıkarma yollarına başvuruyorsa alacaklının, borçlu kişinin yapmış olduğu bu tasarrufların iptal olması için dava açma hakkı söz konusu. Böylece borçlu kişinin kötü niyetli hareketine karşı alacaklı korunmuş oluyor. Ancak tabi ki alacaklı borçlusunun her tasarrufunu da iptal edemez. Bir takım şartlar söz konusu. Bu şartlar sağlanmadığı sürece ve bazı işlemler gerçekleştirilmeden tasarrufun iptal edilmesi de mümkün değildir. Nelere dikkat etmeli? İşte 5 maddede tasarrufun iptali davalarını açıklayalım.

Bu dava türü ile daha fazla teorik ve akademik boyutta bilgi edinmek istiyorsanız tasarrufun iptali davası şartları, zamanaşımı, konusu hakkındaki şu makalemize göz atabilirsiniz

a) BİR ALACAKLI BORÇLU İLİŞKİSİ BULUNMALI

Her şeyden önce bir alacaklı borçlu ilişkisi bulunmalı ki tasarrufun iptali davası açabilme hakkı doğabilsin. Peki yeterli mi bu borç ilişkisi? Değil elbette borç doğduktan sonra borçlu bu tasarrufu gerçekleştirmiş olmalı. Yani bir kişiden alacaklı olmadan önce yaptığı tasarrufların iptal edilmesini talep edemezsiniz. Alacağın da elbette vadesi gelmiş ve kesinleşmiş bir alacak olması gerekir. Hayatın akışında aklınıza gelmeyen üzerinde düşünmediğiniz bu şartlar, hukuksal anlamda bazen önemli sonuçlar doğurabiliyor. Bu sebeple bir dava açacağınız zaman şartlarının ne olduğunu detaylarıyla öğrenmekte fayda var. Mesela alacak hakkının vadesi gelmiş veya kesinleşmiş olması önceden aklınıza gelemeyecek bir şart olmasına rağmen uygulamada şarta bağlı bir alacak var ise tasarrufun iptali davası olumsuz sonuçlanabiliyor. Bu nedenle önemli ayrıntılar olduğu söylenebilir.

b) DAVAYI DOĞRU MAHKEMEDE VE DOĞRU KİŞİLERE AÇMA KONUSUNDA DİKKATLİ DAVRANIN

Tasarrufun iptali davasında davanın karşı tarafı olacak kişi hem tasarrufun sahibi borçlu, hem de tasarruf işlemini yaptığı 3. Kişidir. Yani bu davanın bu iki kişiye birlikte açılması gerekir. Bir de eğer 3. Kişi de 4. Kişiye bir devir gerçekleştirmiş ise bu kişi de davanın tarafı olacaktır. Bu durumda da davanın bir tarafında alacaklı olacakken diğer tarafında borçlu ,3. Kişi ve 4. Kişi birlikte bulunacaktır.

Yetkili mahkemeye gelince, eski kanunda dava konusunun miktarına göre ayrım yapılmaktaydı. Artık açık kanun hükmü gereği miktar sınırlaması olmadan, malvarlığına ilişkin tüm davalara Asliye Hukuk Mahkemeleri bakmaktadır. Hangi yerdeki Asliye Hukuk Mahkemesinin davaya bakacağı konusu ise yetkiye ilişkindir ve bu sorunun cevabı da borçlunun ya da 3. Kişinin var ise 4. Kişinin yerleşim yeri mahkemesidir.

Yine konusu gelmişken tasarrufun iptali örnek dilekçe ve örnek kararlardan faydalanmayı kesinlikle ihmal etmeyin. Sonuçta böylesine hayati bir konuda tek bir görüşe göre dizayn edilmiş salaş bir dilekçe ile değil birden fazla hukuk insanının görüşlerini, kelamlarını içeren, örnek tasarrufun iptali yargıtay kararları ile bezeli dilekçelerle hakkınızı aramanız elzemdir.

c) BİR TASARRUFUN İPTAL EDİLEBİLMESİ İÇİN KANUNDA SAYILAN TÜRLERDEN BİRİ OLMASI GEREKİR

Kanunda iptale konu tasarruflar başlığı altında sayılar türler var. Örneğin birincisi “ivazsız tasarruflar”. Bunun anlamı borçlu alacaklısından mal kaçırmak için kendi mallarını başka bir kişiye bağışlamış olabilir. Ya da karşılıksız kazandırma yoluyla mallarını elden çıkarmış olabilir. Bu şekilde karşılığını almamış olduğu her tasarrufu iptal edilebilir durumdadır. Ya da özellikle alacaklısına zarar verme kastıyla hareket ediyor olabilir. Bu durumda da yapılan tasarrufların iptal edilmesi mümkündür. Bunun gibi icra kanununda sayılan iptal edilebilir tasarruf türleri vardır. Hepsi aynı kanunda alt alta sıralanmış şekilde olmadığı için vatandaşın hangi tasarrufun iptal edilebileceği konusunda kesin bilgi sahibi olması uygulamada çok da mümkün değildir. Bu sebeple iptal etmeyi düşündüğünüz bir tasarruf var ise, borçlunuzun sizden mal kaçırmaya çalıştığı şüphesinde iseniz bir avukata danışmanızda fayda var. En azından tasarrufun iptali davanızın şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini sağlam bir kaynaktan öğrenmiş olursunuz.

d) HAKSIZ TASARRUFU İPTAL EDİLEN BORÇLU HAKKINDA CEZA DAVASI DA AÇILMASI MÜMKÜNDÜR

Tasarrufun iptali davasında sıradan bir iptal işlemi söz konusu değildir. Burada iptal edilen işlemin arkasında borçlunun alacaklısını zarara uğratma düşüncesi yatmaktadır.Borçlu kötü niyetle hareket etmekte, bir takım suni işlemlerle ya borcunu ödemekten kaçınıyor ya da mal varlığının değerinde bilinçli bir düşüş gerçekleştiriyor ya da alacaklısını doğrudan zarara uğratıyor. Bu sebeple tasarrufun ardında yatan kötü niyet dolayısıyla kanun koyucu tasarrufun iptali ile alacaklının hakkını elde etmesini sağlarken borçlu için öngördüğü ceza ile de adaleti sağlamaktadır.

Kanunda öngörüldüğü şekilde hareket ederek alacaklısını zarara uğratan borçlu altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bunun yanında bir de bin güne kadar adlî para cezası da hapis cezasına ek bir yaptırım olarak öngörülmüştür. Yani tasarrufun iptali davasından sonra bir de ceza davası açılması için savcılığa şikayette bulunmanız mümkün.

e) TASARRUFUN İPTALİ DAVALARI 5 YILLIK HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜREYE TABİDİR.

Borçlunun tasarruf işleminin üzerinde 5 yıl geçmekle alacaklının tasarrufun iptali davası açma hakkı ortadan kalkmaktadır. Çünkü buradaki 5 yıllık süre hak düşürücü süredir. Zamanaşımı süresinin aksine hak düşürücü süreler karşı tarafın itirazı olmasa da hakim tarafından kendiliğinden dikkate alındığından, bu süre içerisinde açılmadığı tespit edilince hakim davayı usulden reddedecektir.

3) Tasarrufun İptali Davası Örnek Dilekçeden faydalanmak

Örnek tasarrufun iptali davası dilekçelerini görüntüleyebilmek için aşağıdaki linklere tıklayarak indirebilirsiniz.

B) TASARRUFUN İPTALİ DAVASI NASIL SONUÇLANIR?

Hâkim, delilleri serbestçe takdir edebilecektir. Bu takdir yetkisi sadece ispat ölçüsü ve sonucu ile ilgili değildir, her tür delilin kullanılabilmesi bakımından da serbesti vardır. Burada senetle ispat kuralı vb. delillerle ilgili sınırlamalar muteber olmayacaktır. Taraflar, tanık dâhil her delilden faydalanabileceklerdir.

Yargıtay içtihatları hâkime nispeten geniş bir yetki tanımıştır. Hâkim, davanın hangi maddeye dayandırıldığını göz önüne almak ve buna göre karar vermek zorunda değildir.

Üçüncü ve dördüncü kişi arasındaki ilişkiye daha da fazla uzak olan alacaklı için hâkimin ispat konusunda son derece geniş takdir yetkisi olduğunu ifade etmek isterim. Hâkimin davadaki geniş takdir yetkisi hâkimin davayı aydınlatma yükümlülüğünün de bir neticesidir. HMK m. 31’de düzenlenen bu ödev, hâkimin davanın aydınlatılması zorunluluğu olduğu hallerde taraflara açıklama yaptırabilmesini de kapsamaktadır.

Yargıtay bir kararında somut olay bazında delilleri değerlendirerek karar vermiştir. Buna göre, taraflar arasındaki yine yakın ilişki (akrabalık, işçi-işveren, ayni ticaret kolu, sosyal medya üzerindeki fotoğraflar) bulunması durumunda kötü niyetin ortada olabileceğine hükmetmiştir.

Davalı/borçlu, borçludan malı satın alan üçüncü kişi ve dördüncü kişi arasındaki ticari ilişkinin varlığı, alacaklı tarafından ispat edilebildiği ölçüde tasarruf da gayet iptal edilebilecektir. Ticari ilişki, farklı şirketler üzerinden sürdürülen bir faaliyet olabileceği gibi davalılardan birinin, diğerinin çalışanı olması durumunda da söz konusu olabilecektir. Yargıtay bu gibi hallerde dördüncü kişinin ızrar kastının araştırılması gerektiğini, kötü niyet ispat edilmediğinden davanın hemen reddedilmeyeceğini ifade etmiştir.

Görüldüğü üzere; yasada bir açıklık bulunmadığından ancak somut olayın koşulları titizlikle incelenmek suretiyle dikkate alınarak kötü niyetin olup olmadığı neticesine varılabilmektedir.

C) TASARRUFUN İPTALİ DAVASI KİMLERE KARŞI AÇILABİLİR?

  • BORÇLU İLE MUAMELEDE BULUNAN ÜÇÜNCÜ KİŞİLER
  • İvazsız Tasarruflardan Dolayı İptal Davasında Üçüncü Kişiler
  • Borçlu ile akrabalık ilişkisi olan üçüncü kişiler
  • İvazsız tasarruf lehtarları
  • Kaydı hayatla irad, ölünceye kadar bakma vaadi ve intifa hakkı lehtarları
  • Aciz Halinde İken Yapılan Tasarruflardan Dolayı İptal Davasında Üçüncü Kişiler
  • Borçlunun teminat göstermeyi evvelce taahhüt etmediği halde bir borcun teminatı olmak üzere lehine rehin tesis edilenler
  • Borçlunun para veya mutad ödeme vasıtaları dışında ödeme yaptığı kişiler
  • Vadesi gelmemiş bir borç için ödeme yapılan kişiler
  • Kişisel bir hakkın kuvvetlendirilmesi için tapuya verilen şerh lehtarları
  • Alacaklılara Zarar Verme Kastı İle Yapılan Tasarruflardan Dolayı İptal Davasında Üçüncü Kişiler
  • İstihkak Davasında Karşı Dava Olarak Açılan İptal Davasında Üçüncü Kişiler
  • Üçüncü Kişi İle Muamelede Bulunan Dördüncü(Beşinci) Kişiler
  • İpotek Hakkı Sahibi

D) Tasarrufun İptali Davası Açılınca Etkisi Neler Olur?

-Borçlu Yönünden;

Davada konu olan mal borçlu uhdesinden çıkmış bulunduğundan davanın kabulü ile borçlu, sadece yargılama giderlerinden mesul olacaktır. Ancak 3. kişi İcra Kanunu 283/3 gereğince malvarlığında meydana gelecek eksikliği aynı davada borçludan talep etmişse borçlu bu tutarı ödemeye de zorlanabilecektir. Aynı şekilde verdiği şeyi de aynı davada borçludan talep edebilir.

Dava konusunun taşınmaz olduğu ve taşınmazın kaydında tasarrufun iptali davasının açılması ile ihtiyati haciz konulduğu durumlarda alacaklının başlattığı ve itiraz edilmemiş ya da itiraz edildiyse bile devam eden bir icra takibi hazır bulunduğundan aldığı kararı bu dosyaya ibraz etmesi yeterli olacaktır. Ancak burada ihtiyati haczin dava yolu ile tamamlanmasına ilişkin m. 264/3 uyarınca öngörülen süre ihtiyati haczi tamamlayan uygulama olarak bir aylık sürenin uygulanması zorunluluğu bulunmamaktadır.

-Borçlu ile Muamelede Bulunan Kişiler Yönünden;

Yine üçüncü kişiler de yargılama giderlerini ödemekle beraber usule ilişkin olarak davanın kabulü halinde davalılar; yargılama giderleri ile birlikte davacının alacağı üzerinde nisbi karar ve ilam harcı ile vekalet ücreti öderler. Bu davalar açılırken dava harcı, alacak ya da taşınmazın satış değeri arasında hangisi az ise ona göre ödenmiştir. Taşınmazın değeri daha az ve yargılama sırasında gerçek değerinin yüksek olduğu tespit edildiği takdirde şayet dava değerini geçmiyorsa bu yeni değer, geçiyorsa alacak tutarı üzerinden harç hesap edilerek tamamlatılır.

Tasarrufun iptali davası kararlarının icrası için kesinleşmesine gerek bulunmamaktadır. Bu davanın taşınmazın aynına ilişkin bir dava olmayıp şahsi dava olması yüzünden bu husus böyledir.

Mahkemece verilen kararda tapu iptal edilmemekte, sadece iptal hakkı kazanan alacaklı yönünden tasarruf geçersiz kabul edilmektedir. Alacaklı bu kararı icra dosyasına ibraz ederek satış işlemlerine başlayabilecektir. Satış bedelinden artan meblağ olursa bu tutar, borçluya değil, üçüncü kişiye iade edilir. Diğer alacaklılar ellerinde aciz belgesi olsa bile bu tutarı haczettiremezler. Onların da tasarrufun iptali davası açıp kazanmaları gerekmektedir. Ancak bu kişiler bu tutar üzerinde hacze iştirak koşulları bulunduğu iddiasında iseler alacaklıya karşı sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde dava açabilirler.

Örnek dilekçelerden faydalanarak açılmış tasarrufun iptali davası üçüncü kişinin elinden çıkan mallara ikame değere ilişkin ise üçüncü kişi davacının alacağı ile sınırlı olmak kaydıyla o değeri nakden ödemeye mahkum edilir. Alacaklı, ilamın kesinleşmesini beklemeden ayrı bir icra takibine konu edebilir.Burada ilam eski icra dosyasına değil, yeni bir icra takibine konu edilir. Söz konusu ilamlı takipte hakkındaki dava bedele dönen üçüncü kişi, taşınmazın devir değeri nisbetinde ancak davacı alacaklının alacağı ve ferilerinden fazla olmamak kaydı ile sorumlu olduğu tazminatı ödemekle yükümlüdür.

Ödenmesine karar verilen bu tazminat miktarına devir tarihinden itibaren faiz yürütüleceğine dair karar verilip verilmeyeceğine yine Yargıtay içtihatları yön vermiştir. Bu tutara ayrıca devir tarihinde itibaren faiz işletilmemesi esası kabul edilmiştir.

Dördüncü kişi için de dava açıldığı ve dördüncü kişinin kötüniyetinin ispatlanabildiği durumlarda mahkeme hem tasarrufun iptali ve hem de üçüncü kişinin taşınmazın gerçek değeri üzerinden tazminat ödemesine hükmedemez.

Hacizde iptal davasını kazanan alacaklının yeni bir icra takibi yaparak haciz ve satış işlemlerine başlamasına hiç gerek yoktur. Bunu aciz belgesini aldığı icra dosyasına ibraz ederek dava konusu mal borçlununmuş gibi haczettirebilir ve satışını gerçekleştirebilir. İcra dosyasından taşınmazın kıymet takdiri yaptırılarak satış işlemlerine devam edilebilir. Şayet davacı, geçici aciz belgesi değil de kesin aciz belgesine dayanarak davasını açmış ve dava süresince İİK m 143/3’te yazılı bir yıllık süre geçmişse yeniden ödeme emri tebliğine gerek yoktur.

Karar sonunda iptal edilen tasarruf konusu malın değerinde azalma meydana gelmiş ise bu kişinin iyi niyetli zilyet olarak kabul edilmesi gerektiğinden kusuru olmadığını ispat ettiği takdirde sorumluluğu doğmayacaktır.

Uygulamada aksaklıklar yaşanmaması için mahkemece verilen ihtiyati haciz kararının alacaklıya teslim edilerek kendi icra dosyasından taşınmazın kaydına ihtiyati haciz kararı tatbikinin daha ideal olacağı görüşü de mevcuttur.

Yine ifade etmek gerekir ki İİK m. 143 hükmü son derece nettir. Yani 3.fıkrada kabul edildiği üzere aciz belgesine bağlanmış alacağa faiz işletilemez. Ancak bu durum sadece borçlunun malvarlığına dâhil hak ve varlıklara ilişkin olarak uygun görülmektedir. Tasarrufun iptali davasının kazanan alacaklı açısından kanunun bu maddesi tam olarak uygulanmayacaktır. Yargıtay da bu görüştedir. Aksi durumda alacaklının bunca uğraştan sonra alacağına tümü ile kavuşması yine yasa ile engellenmiş olacak idi.

Davanın kabul edilmesi halinde gayrimenkulde başka hacizler mevcut ise ve bu hacizler iyi niyetli olduğu iddia eden diğer alacaklılar tarafından konan icrai hacizler olsa da davayı kazanan alacaklının haczi diğer alacaklılardan daha öncelikli sayılır. Yine bu hacze diğer alacaklılar katılamazlar.

Davada birden fazla alacaklı var ise yukarıda belirtildiği üzere İİK 268. ve 100. maddeleri kapsamında satış bedeli diğer alacaklılarla paylaşılma yoluna gidilecektir.

Sonuç olarak, aleyhine örnek tasarrufun iptali yargıtay kararlarında olduğu gibi dava sonuçlanan 3. kişi malının icra kanalıyla satılmasınına mani olmak için satış aşamasında borcunu ödeyerek taşınmazı üzerindeki haczi kaldırabilir. Bu halde aynı taşınmaz için başka bir alacaklı dava açmış ise üçüncü kişi diğer alacaklılara da ödeme yapmak sureti ile taşınmazını icra satışından itiraz etmeden kurtarabilir. Yoksa daha öncesinde ilk alacaklıya ödediği meblayı taşınmazın değerinden eksiltip ödemek suretiyle borçları silinmiş sayılmaz.

Yani; tüzel veya gerçek kişilerin borçlarını ödeyerek icra takibine son vermesi yerine cebri icra hükümlerinin diğer alacaklılar aleyhine netice yaratmasına meydan vermektedir.

Yukarıda izah edilenler, parasal hak haricinde iptal edilebilir tasarruflarla alakalıdır. Ancak doktrinde Yargıtay’ın bu görüşünün doğru olmadığı, çünkü üçüncü kişinin iyi niyetinin korunduğu tek durumun İİK m. 283/VI’da yazılı olduğu yönünde eleştiri de mevcuttur. Davanın konusu para ise ayrıca bu emtianın 3. kişilerin mal varlığında bulunmaması halinde durumun ne olacağı ile ilgili Yargıtay bakış açısı; 3. kişinin malı elinden tasarruflar ile çıktığı tarihteki nominal değeri ne ise onu aynen ödemesi gerektiği hususunda olduğu için 3. kişi bu meblağ ne ise onu aynen nakden tanzimle yükümlüdür.

Güvenlik Soruşturması Olumsuz Gelenlerle İlgili Emsal Kararlar Ve Dokümanlar

1 thought on “Tasarrufun İptali Davalarını Kazanmak İçin Rehber- Örnek Kararlar, Örnek Dilekçeler”

  1. Geri bildirim: Kaçırılan Mal-Tapu Nasıl Geri Alınır?- Borçlu Mal Kaçırırsa Yapılacaklar! | Av Mehmet Görünmez

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top