Türk Ceza Kanunu’nun en mantıksız ve hatalı tasarlanmış suçları: TCK 135, 136

En son şu tarihte güncellendi: 12 Mayıs 2020

Size karşı dürüst olacağım. Mevzu bahis TCK 135 ve TCK 136 olduğunda Ceza Kanun’larımızda “failin kişiliği ile ilgili şu detaylar sıkı sıkıya aranmalı ve bunlardan birisi dahi tespit edildiği yerde bu durum fail için cezasızlık sebebi olmalıdır” hükmü yer almalıdır ve şu kıstaslar aranmalıdır:

1) Failin banka hesabında 7 ve üzeri hane var mı?

2) Fail yurtdışı ya da yurt içi istihbarat servislerine mensup bir ajan mı?

3) Fail tüm vasıfsızlığını ve becerikliğini “klişe, bağnaz ve fanatik bir ideolojiye dayanan sürünün mensubu olarak” örtmeyi başarbilmiş mi?

Bu yukarıdaki kıstasların TCK 135 ve 136 suçlarında (Kişisel verileri hukuka aykırı kaydetme, aktarma, ifşalama suçlarından) Cumhuriyet Savcısı tarafından titizlikle araştırılması  ve görüldükleri yerde cezadan vazgeçilmesi elzemdir.

Çünkü ilgili mevzuat bu kötü tasarımı nedeniyle bunu gerektirmektedir. (ironiyi anlamayan olursa pes artık)


Türk Ceza Kanunun’da yer alan bu suç tipi “son derece yanlış ve hatalı tasarlanması, ceza hukuku ilkelerine aykırı olması”  bir yana topluma mal olmuş kimseler tarafından işlendiğinde görmezden gelinmesi ancak şu yukarıda saydığım insan grupları haricindeki insanlar tarafından işlendiği takdirde acımasızca ve düşman ceza hukuku uygulanırcasına uygulanması yönüyle de tez konusu olmaya aday bir suçtur. Sırf bu sebepten ötürü tüm mantıksızlığı ve saçmalığına rağmen değişmeden bu günlere kadar gelebilmiştir.

TCK 135, 136 Hangi İlkelere Aykırı (Kişisel Verilerin hukuka aykırı işlenmesi ve aktarılması)

1) Suç ve cezada kanunilik ilkesi

Öncelikle “kişisel verilerin hukuka aykırı işlenmesi ve aktarılması” suçunda yer alan “hukuka aykırı” deyiminden ne anlaşılması gerektiği belirsizdir.

Yani tüm kişisel verilerin her ne surette olursa olsun en ufak bir kusur ile hukuka aykırılık kastıyla işlenmesi halinde mi bu suç oluşacaktır?

Yoksa sadece alenileşmemiş verilerin hukuka aykırılık kastıyla işlenmesi, aktarılması, ifşalanması halinde de mi bu suç oluşacaktır?

İlk bakışta sıradan bir insan bu kanunu okuduğunda ve “özel hayata ve hayatın gizli alanında” kategorisi altında yer alan bu suç tipini okuduğunda sizce alenileşmiş verilerin de bu suçun kapsamında olduğunu anlayabilir mi? Yani kanun koyucu bu kategori altında böyle bir cümle yazdığında acaba her kişisel veriyi bu suçun konusu yapmış mıdır yoksa sadece hayatın gizli alanına ait yani henüz herkesin kolaylıkla erişebileceği yerde sergilenmemiş verileri mi kast etmektedir?

Emin olun bu yukarıdaki soruyu sokaktaki 1000 vatandaşa sorsak neredeyse hepsi de “olur mu öyle şey tabi ki her kişisel veri değil sadece hayatın gizli alanındaki kişisel veriler” cevabını verir.

Ancak bizim Yargıtay’ımız maalesef bu suçla ilgili almış olduğu içtihatlarda sırf “sahte sosyal medya hesabı açanları  ve bacılarımızı tuhaf tuhaf sitelerde ifşalayanları cezalandırabilmek” adına kurunun yanında yaşı da yakmış; son derece korkunç ve tüm yargı camiasının birleşip tek başına mücadele verse dahi yine de eritemeyeceği kadar sayıda suç üretmiştir!

İngiltere ve birkaç Avrupa ülkesinde sahte hesap açmayı ayrı bir suç olarak düzenlenmiştir. Yapılması gereken bu iken kalkıp bu kişisel veriler ile ilgili suçun anlamını haddinden çok ama çok fazla genişletip tüm kişisel verileri bu suçun konsu haline getiren Yargıtay çok büyük hata yapmıştır.

ÖNEMLİ NOT: BURADAN SAYIN YARGITAY ÜYELERİNE SESLENİYORUM. BU SUÇLARI GEREĞİNDEN FAZLA GENİŞLETMEYİ BIRAKIN. İNSANLARA BİLMEDEN DE OLSA EZİYET EDİYORSUNUZ. BİRİLERİNİN KİRLİ ÇAMAŞIRLARI ORTAYA ÇIKMASIN DİYE HADDİNDEN MİSLİ MİSLİ AĞIR CEZALAR KARARLAŞTIRILAN BU MEVZUAT HÜKÜMLERİNİ EN AZINDAN SADECE ALENİLEŞMEMİŞ VERİLERİ KAPSAR ŞEKİLDE İÇTİHAT OLUŞTURUP VE İNSANLARI KURTARMAYA GAYRET EDİNİZ LÜTFEN!!!

2) Suç ve cezanın orantılığı ilkesi

Türk Ceza Kanunu 135 ve 136. maddeleri aynı zamanda orantılılık ilkesinden de yoksundur.

Kişisel verilerin kaydedilmesi

Madde 135- (1) Hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydeden kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.(2)

(2) Kişisel verinin, kişilerin siyasi, felsefi veya dini görüşlerine, ırki kökenlerine; hukuka aykırı olarak ahlaki eğilimlerine, cinsel yaşamlarına, sağlık durumlarına veya sendikal bağlantılarına ilişkin olması durumunda birinci fıkra uyarınca verilecek ceza yarı oranında artırılır. (3)

Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme

Madde 136- (1) Kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.(4)

(2) (Ek:17/10/2019-7188/17 md.) Suçun konusunun, Ceza Muhakemesi Kanununun 236 ncı maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları uyarınca kayda alınan beyan ve görüntüler olması durumunda verilecek ceza bir kat artırılır.

Nitelikli haller

Madde 137- (1) Yukarıdaki maddelerde tanımlanan suçların;
a) Kamu görevlisi tarafından ve görevinin verdiği yetki kötüye kullanılmak suretiyle,
b) Belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle,
İşlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Verileri yok etmeme
Madde 138- (1) Kanunların belirlediği sürelerin geçmiş olmasına karşın verileri sistem içinde yok etmekle yükümlü

olanlara görevlerini yerine getirmediklerinde bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası verilir.(5)
(2) (Ek: 21/2/2014-6526/5 md.) Suçun konusunun Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre ortadan kaldırılması

veya yok edilmesi gereken veri olması hâlinde verilecek ceza bir kat artırılır.Mevzuat resmi sitesinden alınmıştır

Şimdi size sakat bırakmak suretiyle bilerek ve isteyerek birisinin ağzını burnunu kırmak ve kan revan içinde bırakmak eylemine karşılık gelen suçu yazacağım sıkı durun:

Madde 86- (1) Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) (Ek fıkra: 31/3/2005 – 5328/4 md.) Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.

Görüleceği üzere bir kişinin çok afedersiniz beş para etmez kişisel verisini kaydetmek, yaymak onu evire çevire dövmekten daha ağır görülüyor kanun koyucu tarafından.

Soyut bir suç için son derece ilginç ve apaçık olan,  “suç ve cezada orantılılık ilkesine” aykırı olan bu düzenlemeler elbette birilerinin kirli çamaşırlarının ortaya serilmemesi adına siyasilerin işgüzarlığı sebebiyle bu hale gelmiştir.

Hele ki 2019’da TCK 136’ya yapılan düzenleme resmen bu durumu kanıtlar niteliktedir.  Resmen 4 yıldan 8 yıla kadar bayağı bayağı nitelikli cinsel saldırı ile aynı cezaya kavuşmuştur. Üstelik bunun bir kamu görevlisi tarafından işlenilmesi halinde 5 yıldan 10 yıla kadar ağır bir yargılama söz konusu olacaktır.

Ancak siyasilerin bilmediği birşey vardır ki hukuk herkese lazımdır ve günü geldiğinde orantısız hale getirdiğin kanun kendilerine de saplanır.  Ayrıca bunların yapmış olduğu düzenlemeler çirkin bir şekilde sırıtıyor ve çok net bir şekilde ardında ve arkasında saklanmaya çalışılan sırları ifşa ediyor!  Orantılı ve belirli hale getirilmesi gereken kanunun her geçen gün daha da hukuksuz hale getirilmesinin başka açıklaması olamaz. Yani siyasilerimiz b…k yemiş olabililer. Anlıyorum; lakin yedikleri b….kun faturasını halkın her gün yüz göz olduğu kanunlardan çıkarmaya çalışmak çok yanlıştır! Ben bunları dile getirdim diye bana kızacak olanlar olacaktır. Hiç kızmasınlar! Zira yaptıkları şey beceriksizce ve apaçık yanlış…

Tarihe göz attığımızda yine belirtmek isterim ki bu TCK 135 ve 136 suçlarının cezaları 2014 yılında 2 misli arttırılmıştır! Bununla yetinilmemiş 2019’da 2 misli daha arttırlmıştır!

3) Suç ve cezaların eşit uygulanması ilkesi

Bu makalemin en başında ifade ettiğim gibi bu suçların ceremesini sıradan vatandaşalar çekecektir. Yani gündem belirleme ve kamoyu oluşturma gücü olmayan insanların kişisel verilerle neredeyse her teması suç sayılacaktır. Birisinin ismini dahi ondan açık rıza almaksızın telafüz etmek suç sayılacaktır. Zira yüce yargıtay ve kanun böyle emretmektedir.

Bu suçların hukuka uygunluk nedenleri arasında “topluma mal olmak, basın hakkı, ifade özgürlüğü” gibi kişiden kişiye değişebilen subjektif sujeler vardır.

Mesela bu suç güvenlik soruşturmalarında çok kez işlenmiştir.  Güvenlik soruşturmalarında kişisel veriler son derece büyük önem arz etmiştir. Mesela güvenlik soruşturmasında nelere bakılacağı gibi hususlar hep kişisel veri hukunun konusudur. Değerlendirme komisyonları hiçbir hukuka uygunluk sebebi olmadan insanlar hakkındaki istihbari bilgileri işlemiş ve elenme sebebi olarak kullanmıştır. Anayasa Mahkemesi 2019 ve 2020 yılında 3 adet iptal kararı almıştır ve her üçü de gerekçe olarka kişisel veri mevzuatına, olgusuna dayanmaktadır.  Bu kararlar da hukuka aykırı kişisel veri işleme ve aktarma olduğunu doğrulamaktadır. Ancak hiçkimseye ceza soruşturması açılmamıştır. Açılmasını da istemem şahsen elbette ancak mevzuatın garibana, sahipsiz ve sıradan insana düşmanca uygulanması gerçekten içler acısı. Bu durumu kocaman bir hukuksuzluk dağındaki ufacık bir alanı gözler önüne sermek için anlatıyorum.

İlgili suç tasarımı itibariyle eşit uygulanabilecek bir suç değildir. Mesela neyin basın kanunu kapsamında neyin kapsam dışı olduğunun tayini ve tespiti inanılmaz zordur. Aynı şey ifade özgürlüğü için de geçerlidir. Bu tespitleri yaparken eşitsizlikler yaşanması kaçınılmazdır.

TCK 135 ve 136 Neden Hatalı Tasarlanmış Kanun Hükümleridir

Bir kere herşeyden evvel “hukuka aykırı” gibi  son derece geniş, sınırları belirsiz, muğlak bir ifade ceza kanunu içerisindeki bir maddede yer alıyorsa kafadan hatalıdır.  Her hukuka aykırılığı kalkıp birisinin ağzını burnunu kırmayla, evire çevire dövmeyle eşit tutmak hatta daha ağır bir cürüm saymak yanlış bir tasarımın sonucudur. Mesela bu hukuka aykırı veri işleme, aktarma eylemi içerisinde tırnak ucu kadar zarar vermeyen, kimseye manevi dünyada tahribat yapmayan durumlar da oluşacaktır. Hele ki şu internet çağında bu somut durumların çeşitliliği katlanarak artmış vaziyette.

En basitinden mesela gerek KVKK mevuatına göre gerekse TCK 135’e ve 136’ya göre açık rıza olmaksızın birisinin siyasi kökenine ilişkin bilgiyi kaydetmek suçtur. Peki öyleyse Google amca haber sitelerini cache’lerde indexlerken bu “kaydetme ve aktarma” eylemine bulaşmamış mı olacaktır? Mesela Google amca milletvekilinin birinin resmi sitesindeki biyografisinden görsel alıp Google görseller bölümünde yayımlayınca burada bu suç oluşmuyor mu? Aynı şekilde ilgili milletvekilinin sitesindeki biyografiden siyasi kişisel bilgiyi “snippet”‘larda indexleyen Google açık rıza almadan bunu yapınca suç işlemiş sayılmaz mı?

Bu yukarıdaki soruların cevabı hep muallaktır arkadaşlar. Bana sorarsanız Google suç falan işlemiyor. Ancak kanun ve Yargıtay görüşlerine göre Google suçlu! Çünkü alenileşmiş veriler de bu suçun konusudur…

Öneri

Değerli siyasilerimize sesleniyorum. Elbet sizin de her insan gibi geçmişte yemiş olduğunuz bazı haltlar var. Hepimizin yemiş olduğu bazı haltar var; sizi gayet iyi anlıyorum.  Bir şekilde yolunuz bazı suçlarla kesişmiş olabilir. Bunlardan dolayı da doğal bir refleks ile yargılanmamak ve ceza almamak istiyorsunuz. Çok tabi bir istek.

Ancak sizlerden hasreten ricam gelin şu kanun hükümlerine bir kelime ekleyelim ve bu mevzuatı belirsizliklerden, orantısızlıklardan kurtaralım. “Alenileşmemiş” kelimesini eklediğniz anda bu yukarıdaki kişisel verilerle ilgili olan suçlar bahsini ettiğim ilkelere çok daha uygun hale gelecek ve kat be kat hakkaniyetli vaziyete bürünecektir.

Merak etmeyin bu ekleme sizin geçmişteki sırlarınızın ifşalanmasına yol açmayacaktır. Yani yine kıçınızı sağlama almış olacaksınz. Sadece son derece çirkin ve hukuka aykırı olduğu sırıtan bu mevzuat hükmünü düzeltmiş olacaksınız.

Kaynaklar:

1) https://www.kvkk.gov.tr/

2) https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=6698&MevzuatTur=1&MevzuatTertip=5

3) https://www.resmigazete.gov.tr/

ÖNEMLİ EKLEME: İLGİLİ SUÇLARIN ŞİKAYETE TABİ OLMAMASI DA BİR DİĞER SAÇMALIKTIR. ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİNİ İHLAL SUÇU ŞİKAYETE TABİ İKEN BU SUÇLARIN RESEN SORUŞTURULACAK SUÇ OLMASI TUHAF BİR ÇELİŞKİDİR.

Güvenlik Soruşturması Olumsuz Gelenlerle İlgili Emsal Kararlar Ve Dokümanlar

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top