Öğretim Üyeliğinde Yükseltilmedim/ Atanamadım Ne Yapmalıyım? Dr., Prof., Doçent Yükselme Ret Davası

En son şu tarihte güncellendi: 13 Nisan 2020

Eğer doçentlik, profesörlük unvanınızı almanız gerekiyor iken haksızlığa uğrayıp bu akademik unvan size verilmediyse bu takdirde dava açma hakkınız mevcuttur. Genellikle bu haksızlık “Öğretim üyeliğine yükseltilme ve atama yönetmeliği” kaynaklı değil de üniversitelerin kendi iç yönergelerinden kaynaklanmaktadır. Fakat bazı durumlarda söz edilen yönetmeliğin eksik ya da hatalı uygulanmasından kaynıklı usulsüzlükler nedeniyle hak kayıpları da yaşanabilmektedir. 30449 sayılı yönetmeliği inceleyecek olursak bu yönetmelik temelde doktor öğretim üyeliğine atanmayı, doçent kadrolarına atanmayı ve profesörlük kadrolarına atanmayı her birini ayrı bölümler halinde düzenlemiş ve her birinin kendine has atanma süreci bulunmaktadır.

Yazımızın Anahtar Kelimeleri:

Doçentliğe veya profesörlüğe yükselme talepleri haksız reddedilenler, doçentlik ve profesörlük şartlarını taşınmasına rağmen atanamayanlar, değerlendirme kurulunu dava etmek

Doçentliğe Veya Profesörlüğe Yükselme Talepleri Haksız Reddedilenlerin Yapması Gerekenler

1) Tebligat Aşaması

Genelde size bir tebligat gönderilir. Bu tebligatta hakkınızda “atanamaz veya öğretim üyesi olmamaz kararı” veren idari kurumun ismi, idari işlemin sayısı, tarihi yazacaktır. Eğer bunlardan birkaçı eksik ise bu takdirde İYUK madde 3 gereği olan idari dava dilekçesinde bulunması gereken zorunlu unsurlardan bir ya da birkaçı eksik olacaktır. Buyurun evvela İYUK madde 3′ inceleyiniz:

2. Dilekçelerde;

a) Tarafların ve varsa vekillerinin veya temsilcilerinin ad ve soyadları veya unvanları ve adresleri ile gerçek kişilere ait Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası,(1)

b) Davanın konu ve sebepleri ile dayandığı deliller,
c) Davaya konu olan idari işlemin yazılı bildirim tarihi,
d) Vergi, resim, harç, benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezalarına ilişkin dava-

larla tam yargı davalarında uyuşmazlık konusu miktar,
e) Vergi davalarında davanın ilgili bulunduğu verginin veya vergi cezasının nevi ve yılı,

tebliğ edilen ihbarnamenin tarihi ve numarası ve varsa mükellef hesap numarası, Gösterilir.

—Mevzuat resmi sitesinden alıntıdır,www.mevzuat.gov.tr İdari Yargılama Usul Kanunu

 

Eğer ki yazılı bildirim tarihi söz konusu değil ise yani size yazılı bir tebligayt yapılmaz ise önümüzde iki yol var:

  1.  İdare’ye özellikle de CİMER’e bu hususta yazı yazmak ve idari işlemin akıbetini öğrenmek. Gelen cevaba idari dava açmak
  2. Kimseye beklemeden direkt paldır küldür dava açmak

Ben genelde 2. seçeneği tercih ediyorum. Dava dilekçesinde  mahkemeden “idari işlem dosyasının külliyen getirilmesini” istemekteyim. Bu yolla İYUK 32ün c bendi uyarınca aranan “idari işlemin yazılı bildirim tarihi” şartının sürünceme aracı olarak kullanılmasını bertaraf etmiş olabileceğiz. Sonuçta her idari işlem yazılı olarak bildirilmemektedir. Bir sayı numaraası almamaktadır. Çoğu kez “şifahen söylenip” geçiştirilmektedir. Kanun koyucu uygulamada sık sık karşılaşılan bu duruma yönelik net bir çözüm yolu sunmamıştır.

Kanun koyucu ne zaman net ve uygulamaya yönelik çözüm yolu sundu ki Allah aşkına şimdi sunsun? Sahi bu kanun koyucu kimdir ve ne yapmaktadır? Ne işle meşguldür?

Neyse diyeceğim o ki uygulamada bu yukarıda andığım her iki yolu da tercih edebilirsiniz. Ancak 1. yöntemin risk içerdiğini ve iptal davasının dilekçesinin reddebileceğini ifade etmek gerek. Şüphesiz bu durum çok büyük zararlara yol açmayacaktır. Sonuçta “dilekçenin reddedilmesi müessesi” ile “davanın reddedilmesi müessesi” birbirinden farklı şeylerdir. Davanın reddedilmesi halinde karşı avukatlık ücretleri ödersiniz ve dava harçları çöpe gitmiş olur. Ancak dilekçenin reddedilmesi halinde eğer ki bu dilekçe 30 gün içerisinde yenilenmez ise harçlarınızı da alır çekip gidebilirsiniz, avukatlık ücreti falan da ödemezsiniz.

2)  Dava Açmak-Profesörlüğe ve Doçentliğe Yükselme Talebinin Reddi İşlemine Karşı

Bu aşama en önemli ve dava açmak için gerekli tüm asgari unsurlara önemle dikkat edilmesi gereken bir safhadır. Daha önceki yazılarımızda ele almıştık bu aşamayla ilgili. Ancak yeniden bu konuya özgü olarak ele almakta bir beis görmüyorum.

Dikkat Edilecekler

  • Atanamama işleminin neden hukuksuz olduğu açıklamalar kısmında net bir şekilde izah edilmelidir. (Bu izah öyle alelade değil gerçekten profesyonelce, belirli bir kontekste uygun olmalıdır. Ne de olsa belki hayatınızın en önemli davalından birisinin dilekçesini yazacaksınız. Bu dilekçe arzuhalci dilekçesinden veya nette ücretsizce dolaşan dilekçelerden elbette üstün olacaktır, en azından üstün olmalıdır…
  • İdari işlemin tarihi özellikle belirtilmelidir. Tarih kısmı “hak düşürücü süre yönünden inceleme” yapılması açısından büyük önem arz etmektedir. Yeri gelmişken şu 2 aylık hak düşürücü süreye dikkat ediniz. Bu baş belası süre yüzünden her sene yüzlerce kişinin haklari zayi oluyor.
  • Dilekçeyi avukat ile değil de bizzat siz asil olarak yazacak ve avuakata müracat etmeden dava açacaksanız ıslak veya elektronik imzayı unutmayın.
  • Dilekçede hukuki sebepler, deliller ve ‘sonuç ve istek‘ bölümü muhakkak olsun.
  • Sizinle emsal durumda olup da atanan ve profesör, doçent olabilen kişilerin örneklerini, çalışmalarını sunun. Bu husus örnek mahkeme kararından bile daha önemli olacaktır.
  • Davayı doğru kuruma açınız. Üniversitelerin ayrı bir kamu tüzel kişiliğe sahip olduğunu unutmayınız. Çoğu zaman; Milli Eğitim Bakanlığı’na ya da İmam Hatip İlköğretim okuluna değil de doğrudan üniversite’ye davanızı yönelmek zorundasınız. Gerçi mevzu bahis idari davalar olduğundan yanlış kişiye dava açılması halinde hakimler bu yanlışlığı resen düzeltmek zorunda olacaklardır. Ancak siz yine de onlara bırakmayınız. Hem davanızın gecikmesi iyi bir şey değildir. Yanlış husumet olması ve hasım düzeltme kararı verilmesi halinde dosya en az 1.5 ay sürüncemede kalabilmektedir.
  • Göreve iade edilmek” gibi absürt taleplerde bulunmayınız. İade talebi İdare Mahkemesi’ne yapılmaz. Mahkemeler İdarelerin yerine geçerek onların adına, namına karar alma yetksine sahip değildir. Sırf bu sebepten ötürü dava dilekçesindeki absürt istemler nedeniyle dilekçeniz reddedilebilir.

3) Cevaba Cevap Aşaması

Cevaba cevap aşaması gerçekten de davada nokta atışı yapılan ve dava konusu vakıaların tam kalbinden vurulduğu, en esaslı hukuki çarpışmaların yaşandığı aşamasıdır.

Aslında idari davanızı bu aşamadaki dilekçelerini kazanacaktır. En çok bu dilekçedeki beyanlarınız davanın kaderini belireyecektir. Bu sebepten ötürü bu aşamayı hafife almadan en layıkıyla yürütmeye gayret ediniz. Avukatınız yok ise ne yapıp edip bir hukuk insanına ulaşınız ve onlardan yardım alınız.

Cevaba Cevap aşamasının mümkün olduğunca örnek Danıştay, İstinaf kararlarıyla beslenmesi ve emsal kişilerin hikayeleriyle desteklenmesi önem arz etmektedir.

4) İstinaf Aşaması

Eğer yerel mahkemede bu davayı kaybettiyseniz maalesef işiniz bir üst mahkemeye yani istinafa kalmış demektir. Dava yerel mahkemede sürdüğü kadar burada da süregelecektir. Bu süre genelde en az 7-8 ayı bulmaktadır.  Büyükşehirlerde ise maalesef daha da uzun sürebilemektedir. İsitnaf dilekçesinde “yerel mahkemenin vermiş oldğu kararın neden hukuka aykırı olduğunu tane tane izah etmek zorundasınız”. Ardından sonuç kısmında bu kararın bozulması gerektiğini ve bunu talep ettiğini ifade etmelisiniz. İstinaf Mahkemeleri eğer isterlerse yerel mahkemenin yerine geçip karar alabilmektedir. Ancak bu çok istisna bir olaydır. Genelde eğer karar hatalıysa “şu şu yönlerden karar hukuka aykırıdır, bozulmasına” der ve geçerler.

BİLGİ: Bu kısımda ifade etmek gerekir ki yürütme durdurma ile nihai iptal kararlarının ayrı ayrı istinaf aşaması vardır. Her ikisi de ayrı esas numaraları alır. Yürütme durdurma kararı ret gelirse bile dava sonucunda nihai iptal kararı alabilmeniz mümkündür.

Doktor, Profesör, Doçent Yükselme Talepleri İle İlgili Mevzuat

İlk olarak doktor öğretim üyesi kadrolarına atanmadan bahsedecek olursak

Doktor öğretim üyesi kadrolarına başvurabilmek ve daha da ötesi kabul edilebilmek için doktora veya tıpta, diş hekimliğinde, eczacılıkta ve veteriner hekimlikte uzmanlık ya da sanatta yeterlik eğitimlerini sağ salim bitirmek şarttır.

Ardından açılan ilanlara ilgililer özgeçmişlerini, bilimsel çalışmalarını ve yayınlarını hazırlayarak ilanı yapan dekanlığa veya müdürlüğü teslim ederler. İlgili Fakültelerde dekan, diğer birimlerde müdür; ilan edilen kadrolar için adayların durumlarını incelemek üzere öğretim üyelerinden oluşacak bir kurul oluştururlar.

Sonraki aşamada dekan veyahut kurumda bu işlerden sorumlu olan müdür her aday için bu yukarıdaki özel kurula bağlı öğretim üyelerine, adaylarla ilgili bilimsel yayın ve çalışmalara ilişkin dosyaları ibraz ederek 30 gün içerisinde içerisinde yazılı olacak şekilde görüşlerini iletmelerini talep eder. Dekan veya ilgili müdür yazılı görüşlerin alınmasından sonra ilk yönetim kurulu toplantısında aday veya adaylar hakkında ayrı ayrı görüş alır. Bir açık kadroya birden fazla öğretim üyesinin müracat etmesi  durumunda yönetim kurulu hangisini seçtiğini gerekçeli olarak belirtir. Sonrasında ise dekan ya da ilgili müdür kanaat ve görüşlerini rektöre ibraz eder. Hemen ardından rektör bu öğretim üyesi atamasının yapılması hususunda nihai bir karar vererek gerekenleri icra eder.

Sonuç itibariyle doktor öğretim üyeleri bizzat rektör tarafından en az 1 en çok 4 yıl süre ile atanmaktadırlar..

Her atama süresinin sonunda görev kendiliğinden sona erer. Görev süresi bitenler üniversite yönetim kurulunun uygundur görüşü üzerine rektör tarafından yeniden atanması sağlanabilir. Doktor öğretim üyelerinin ne kadar süre ile görev yapacakları kendilerine tebliğ edilmektedir.

İkinci olarak doçent kadrolarına atanma

Bu kısım da ilgili kanunun üçüncü kısmında düzenlenmiştir. bu kısımda diğer kısımlardan farklı olarak sözlü sınav kısmı düzenlenmiştir. İlk olarak belirtilmidir ki sözlü sınavı yapacak olan juri ilgili dekanlık veya müdürlük tarafından değil,  üniversiteler arası kurul tarafından oluşturulmaktadır.

Adayın müracat ettiği uzmanlık alanına uygun olarak beş asıl iki yedek üyeden oluşan sözlü sınav jürisi, rektörün talebi üzerine özel bir kurum olan üniversitelerarası kurul tarafından özenle belirlenir.

Sözlü sınav neticesinde yapılacak olan kapalı oturumda jüri adayın başarılı olup olmadığına üye tamsayısının salt çoğunluğuyla karar verir.

Bu karar, özel bir tutanakla imzalanır ve başkan tarafından jüri üyeleri karşısıında adaya sözlü olarak bildirilir. Adayın başarısız bulunması halinde jüri üyeleri sözlü sınav tutanağına yazılması suretiyle gerekçeli kararı yazarlar.

Sözlü sınav aşaması hariç olmak üzere atanma usulü yine doktor öğretim üyeliğine atanmada olduğu gibi rektörlük tarafından oluşturulan kurul tarafından değerlendirme yapılması ve bu değerlendirme sonucunun kurul tarafından rektöre sunulmasından sonra, ilgili rektörün atamayı yapmasından ibarettir. Fakat burada dikat edilmesi gereken husus, doktor öğretim üyeliğine atanmada sözlü sınavı rektörün belirlediği kurul değil, rektörün talebi üzerine üniversitelerarası kurul tarafından oluşturulacak heyetin yapmasıdır.

İlgili mevuzatın dördüncü kısmında ise profesörlük kadrolarına atanmayı düzenlemiştir.

Öncelikle profesör olabilmek için önşart olarak,

doçentlik unvanını aldıktan sonra en az beş yıl açık bulunan profesörlük kadrosu ile ilgili bilim alanında çalışmış olmak gerekmektedir. Profesör adayları; özgeçmişlerini, bilimsel yayınlarını kongre ve konferans tebliğleri ile bunlara yapılan atıfları, sanat eserlerini, icralarını ve bunlara ilişkin dokümanı, eğitim-öğretim faaliyetlerini, yönetimlerinde devam eden ve biten doktora, sanatta yeterlik veya yüksek lisans çalışmalarını, üniversite veyahut enstitülere katkılarını kapsayan bir dosyayla birlikte bir dilekçeyi rektörlüğe altı nüsha olacak şekilde ibraz etmelidir. Adaylar, bu başvurularında yayınlarından birini başlıca araştırma eseri olarak gösterir.

Profesörlük kadrosuna başvuran adayların durumlarını ve bilimsel veya sanatsal niteliklerini tespit etmek için üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsü yönetim kurulunca öğretim üyeleri şeçilir. Seçilen bu kişiler adaylarla ilgili rapor hazırlar ardından bu dosyayı üniversite yönetim kuruluna gönderiri. Üniversite veyahut enstitüsü yönetim kurulunun dosya analizlerine ilişkin düzenledikleri belgeleri göz önünde tutarak alacağı karar üzerine bizzat rektör tarafından atama yapılır.

Bütün bu süreçlerde dikkat edilmesi gerek diğer bir husus ise adayları değerlendiren kişilerin seçimi ile ilgilidir. doktor öğretim üyesi kadrolarına yapılacak atamalarda adayları değerlendirecek kişiler Fakültelerde dekan, diğer birimlerde müdürler tarafından tespit edilip seçilirken; doçent kadrolarına yapılacak atamalarda bu kişi rektör olup, profesörlük kadrolarına yapılacak atamalarda ise bu organ üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsü yönetim kurullarıdır. Bunun yanında her bir unvan için adayları değerlendirecek öğretim üyelerinin nitelikleri ve sayıları da farklı olmaktadır. bu hususu merak edenler 30449 sayılı öğretim üyeliğine yükseltilme ve atanma yönetmelğinin bahsettiğimiz kısımlarını inceleyebilirler. 

 

Güvenlik Soruşturması Olumsuz Gelenlerle İlgili Emsal Kararlar Ve Dokümanlar

1 thoughts on “Öğretim Üyeliğinde Yükseltilmedim/ Atanamadım Ne Yapmalıyım? Dr., Prof., Doçent Yükselme Ret Davası”

  1. Abdülkadir Kabadayı

    Mehmet Bey,
    Duygularımıza tercüman olmuşsunuz. Böyle bir hizmeti sunduğunuz için size teşekkür etmek isterim. Kısaca, ben profesör atanma safhasındayım. Jürilerden dönen raporların 2 si olumsuz 3 ü olumlu. Rektörlük atamamın yapılacağını söyledi Ancak, bu olumsuz rapor yazan jüri üyeleri çok art niyetli ve tamamen husumete dayalı rapor yazmaktadır. Atamam olsa bile ben bu olumsuz yazan jüri üyelerini nasıl dava edebilirim bir sonuca ulaşabilirmiyim?
    Teşekkür ediyorum

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top