Almanya’ya İltica Etme Süreci İle İlgili Tüm Aşamalar ve İltica Ret İtiraz Dava Süreci

En son şu tarihte güncellendi: 28 Kasım 2023

Almanya’ya iltica hakkında detaylı, sade ve net ifadeler içeren Türkçe kaynak yoktu. Bu konuda bir kamu hizmeti olarak bu rehberi kaleme aldık. Vatana millete hayırlı olsun. Belki benzeri rehberler vardır ama bu rehberin en iyisi olduğunu göreceksiniz. Sorularınız olursa yorum kısmında yahut bize yazarak yöneltebilirsiniz. Umarız işinize yarar.

1.Aşama: Giriş ve Kayıt Aşaması

Almanya’ya sığınan herkes, varışlarında veya hemen ardından bir devlet kuruluşuna bildirimde bulunmalıdır. Bu bildirimi sığınmacılar, sınıra ulaştıkları anda veya daha sonra ülke içinde yapabilirler. Girişte zaten sığınma talebinde bulunan herkes, sığınmacıları en yakın ilk karşılama merkezine yönlendiren sınır yetkilisine bildirir. Almanya’ya geldikten sonra sığınma talebinde bulunmayanlar, güvenlik yetkilisine (örneğin polis), göç yetkilisine, bir karşılama tesisine veya doğrudan bir varış merkezine veya AnkER tesisine başvurabilir. Almanya Federal Cumhuriyeti’nde sığınma talebinde bulunan tüm bireyler kaydedilir. Bu işlem, Federal veya Land polisi tarafından “PIK” (Kişiselleştirme Altyapı Bileşeni) istasyonlarında (Alman devleti veri işleme ve kayıt konusunda tam bir dünya markası), BAMF şube ofisleri ve varış merkezlerinde veya Länder personeli tarafından karşılama tesislerinde, göç yetkililerinde ve varış merkezlerinde gerçekleştirilir. Bu aşamada sizinle ilgili tüm önemli kişisel veriler kaydedilir. Tüm başvuru sahiplerinin biyometrik fotoğrafı çekilir; 6 yaşından büyük kişilerin parmak izleri de alınır. Kaydedilen veriler “Yabancılar Merkezi Sicili“nde merkezi olarak saklanır. Bu verilere ilerleyen aşamada ihtiyaç duyan tüm kamu kurumları, görevleri için gerektikleri kadar erişim hakkına sahiptir (ayrıca bu verilerle uluslararası bazı kurumların veritabanları karşılaştırılır yani mesela interopol tarafından aranıyorsanız iltica başvurunuz büyük ihtimalle sekteye uğrayacaktır). Yeni veriler, ilk olarak Yabancılar Merkezi Sicili’nde zaten bulunan verilerle ve Federal Ceza Polisi Ofisi verileriyle ve uluslarası veritabanları ile karşılaştırılır. Başvurunun ilk mi, takip başvurusu mu ya da  çoklu başvuru mu olduğu gibi hususlar detaylıca incelenir. Ayrıca, başvurunun sığınma prosedürünü gerçekleştirmekle sorumlu başka bir Avrupa devletinin olup olmadığı Eurodac adlı Avrupa genel bir sistem üzerinden araştırılır. Daha sonra “Geçici kimlik belgesi verme” aşamasına geçilir. Varışın kanıtı Sığınmacılar, kaydolduklarını kanıtlamak için sorumlu Federal Ofis’in karşılama tesisinde veya varış merkezinde bir varış belgesi (Ankunftsnachweis) alır. İlk resmi belge olarak varış belgesi, Almanya’da ikamet hakkını belgelemenin yanı sıra devlet yardımlarından, konaklama, tıbbi tedavi ve gıda gibi haklara da sahip olma hakkını sağlar. Sığınmacılar için varış belgesinin teslimi,  tek tip olmayan ve her bir Alman federal ülke arasında farklılık gösteren “Sığınmacı Kayıt Belgesi” (BüMA) için ülke genelinde aynı olan yeni bir tasarımı ve ayrıca güvenlik özellikleri içeren bir belge sunar.

2. Aşama: Kotaya Göre Dağılım:

İltica eden sığınmacılar, başvurularını Federal Ofis’e yapmadan önce ilgili Federal Ülke’nin en yakın karşılama tesislerine kaydedilir. Sorumlu karşılama tesisi, başvurunun ilk kaydı sırasında EASY kota sistemine göre belirlenir.

3. Aşama: Sorumlu Karşılama Aşaması:

Yetkili karşılama tesisi, sığınmacılara gıda ve konaklama sağlamaktan sorumludur. Aynı zamanda, en yakın Federal Ofis şube ofisini veya en yakın varış merkezini bilgilendirir. Sığınmacılar ve sığınma başvurusu yapanlar, konaklama süreleri boyunca geçim düzeyinde yardımlar ve günlük kişisel ihtiyaçlarını karşılamak için aylık bir miktar para alırlar. Bu yardımların niteliği ve miktarı Asylbewerberleistungsgesetz (Sığınmacılar Yardım Kanunu) tarafından düzenlenir. Bu yardımlar, gıda, konut, ısınma, giyim, sağlık hizmetleri ve kişisel hijyen için temel yardımları, dayanıklı ve tükenmez ev eşyalarını, günlük kişisel ihtiyaçları karşılamak için yardımları, hastalık, hamilelik ve doğum durumlarında yardımları ve bireysel duruma bağlı olarak değişen yardımları içerir. Sığınma başvuru sahiplerine, takip eden konaklama süreçlerinde (örneğin, toplu konaklama veya hatta özel bir dairede) de yardımlar sağlanır. Daha fazla bilgi, ilgili belediye yönetiminden alınabilir. Sığınmacıların geçim düzeyindeki ihtiyaçları, Asylbewerberleistungsgesetz (Sığınmacılar Yardım Kanunu) kapsamında yasal olarak belirlenmiştir.

4. Aşama: Kişisel Başvuru Aşaması:

Bireysel bir başvuru, Federal Ofis şube ofisine (bir varış merkezi veya AnkER tesis) yapılır. Bu randevuda başvuru sahiplerine, sığınma prosedürü içindeki hakları ve görevlerini anlamalarına yardımcı olması için bir tercüman eşlik eder. Ayrıca, başvuru sahiplerine önemli bilgiler ana dilinde yazılı olarak verilir. Kişisel veriler, başvuru sürecinde kaydedilir, eğer bu daha önce yapılmamışsa, örneğin varış belgesi verildiğinde. Başvuru sahipleri kimliklerini kanıtlamakla yükümlüdürler. Kabul edilen belgeler arasında ulusal pasaport, doğum belgeleri ve sürücü belgeleri gibi diğer kişisel belgeler bulunur. Federal Ofis, orijinal belgeleri değerlendirmek için fiziksel ve teknik belge incelemesi kullanır. Başvuru genellikle bizzat yapılır. Yazılı bir sığınma başvurusu, özel durumlarda yapılabilir, örneğin ilgili kişi hastanede ise veya erginlik yaşına henüz ulaşmamışsa. Sığınma prosedürü sırasındaki ikamet hakkının hukuki dayanağı, AsylG’nin 55-67. maddelerinde bulunmaktadır. Asylum başvurusu yapıldıktan sonra başvuru sahiplerine, ikamet izni olduğunu kanıtlayan bir belge verilir (Aufenthaltsgestattung). Bu belge, “varış belgesi“ni yerine koyar, devlet kurumlarına karşı sığınma başvuru sahibi olduklarını belgeleyerek ve Almanya’da yasal olarak bulunduklarını kanıtlayarak hizmet eder. İzin, sorumlu karşılama tesisinin bulunduğu bölge ile sınırlıdır (ikamet zorunluluğu). Başvuru sahipleri, başvuruları üzerine verilen izinle belirlenen alanda başlangıçta kalabilirler ve bu alandan geçici olarak ayrılmak istiyorlarsa izin almaları gerekir (bu izin de Almanya’da her şeyde olduğu gibi belli kurallar dahilindedir). İkamet zorunluluğu, üç ayın sonunda uygulanmamaya başlar. Daha sonra ikamet alanı ülkenin tamamını kapsayacak şekilde genişletilir. Daha evvel de ifade ettiğimiz üzere Almanya’da iltica talebinde bulunanların belirli bir yerde ikamet etme zorunluluğu (Wohnverpflichtung) bulunmaktadır. İkamet etme zorunluluğu, ikamet zorunluluğundan oldukça farklıdır. Başvuru sahipleri, ilkesel olarak, sığınma başvurusu üzerine Federal Ofis’in kararını alana kadar karşılama tesislerinde yaşamak zorundadır. Reddedilme durumunda aynı şey geçerlidir – birey ülkeyi terk edene kadar – veya sınırdışı etme niyeti veya sınırdışı etme emri uygulanana kadar, ancak 18 ayı geçmemek üzere. Bu durum, en fazla altı ay boyunca geçerli olan, ergin olmayan çocuklar ve ebeveynleri veya vesayet hakkına sahip diğer kişiler ve ergin kardeşleri için geçerlidir. Çoğu başvuru sahibi, karşılama tesislerinde konaklandıktan sonra Federal Ülke içinde prosedürlere uygun şekilde dağıtılır. Ardından, Land yetkilileri, “toplum konaklaması” sağlanacak mı yoksa daire bulma izni verilecek mi konusunda takdir kararı alırken bu takdir kararını verirken hem kamu yararı hem de ilgili kişilerin çıkarları dikkate almaktadır.

5. Aşama: Dublin Prosedürü Yönünden İnceleme:

Dublin prosedürü, bir AB üye devletinde sığınma prosedürünü yürütme sorumluluğunu belirlemek için kullanılır. Dublin III Yönetmeliği (aşağıda belirtilen yasal dayanak) bir uluslararası koruma başvurusunun hangi üye devletin sorumlu olduğunu belirleme konusunda uygulanacak kriterleri ve prosedürleri belirler. Bu, Norveç, İzlanda, Lihtenştayn ve İsviçre dahil olmak üzere 28 AB üye devletinde geçerlidir. Dublin prosedürünün amacı, AB üye devletlerinin topraklarında yapılan her sığınma başvurusunun yalnızca bir devletin maddi hukukuna göre incelenmesidir. Bu yasa; Avrupa Birliği içinde ikincil göçü yönetmeyi veya sınırlamayı amaçlamaktadır. Dublin prosedürünün yasal dayanağı, Dublin III Yönetmeliği (AB) No 604/2013 ile birlikte Dublin III Yönetmeliği (AB) No 118/2014 ve EURODAC II Yönetmeliği (AB) No 603/2013 tarafından oluşturulmuştur. Eğer Dublin Merkezi tarafından yapılan inceleme, başka bir AB üye devletinin sığınma başvurusunu işleme koyma konusunda sorumlu olabileceğini ortaya koyarsa, ilgili üye devlete derhal bir “transfer talebi” gönderilir ve halihazırda işletilen süreçler durur. Eğer üye devlet transfer talebini onaylarsa, Federal Ofis, sığınma başvurusunun başvurulan ülkece kabul edilemez olduğunu ve sığınmacının sorumlu üye devlete iade edilmesini emreder.

6. Aşama Mülakat Aşaması:

Bireysel mülakat, başvuru sahibinin sığınma prosedürü içindeki en önemli randevusudur. Bu nedenle, yardım sağlayan kuruluşlar, hayır kurumları veya belediye tesisleri, mülakata hazırlık konusunda danışmanlık sunar. Ayrıca, Sığınma Sosyal Danışma servisine danışmak da mümkündür. Federal Ofis, Ağustos 2018’den bu yana AnkER tesislerinde sığınma prosedürü hakkında grup bilgilendirme ve bireysel danışmanlık oturumları düzenlemektedir. Federal Ofis’te mülakatları düzenleyen kişiler “karar vericiler“dir. Bu kişiler, başvuru sahiplerini bu özel randevu oturumuna davet ederler, ve ayrıca burada tercüman da bulunmaktadır. Başvuru sahipleri kesinlikle bu randevuya katılmak zorundadır. Eğer katılamayacak ise aksi durumda belirtilen günde neden katılamayacaklarını iyi bir zamanda ve yazılı olarak gerekçeli şekilde bildirmelidirler. Bu yapılmaz ise; sığınma başvurusu reddedilebilir veya kendilerine katılamama nedenleri hakkında bir daha sorgu yapılmadan işlem durdurulabilir. Eğer birey, o gün hastaysa veya gecikme ihtimali varsa, bu durumun aynı gün telefonla bildirilmesi ve hastalık durumunda doktor raporunun posta yoluyla iletilmesi gerekmektedir. Eğer birey; davetiyede belirtilen zamanda katılamayacak kadar uzak bir mesafede ise ve bu nedenle gecikme ihtimali varsa, en geç bir gün öncesinde yazılı veya telefonla katılabilecekleri en erken saat bilgisini belirtmek gereklidir. Bu, yerindeki personele randevularını daha iyi planlama imkanı sağlar. Bu mülakatların amacı, bireyin sığınma nedenlerini tespit edebilmek, daha detaylı bilgi edinmek ve eğer mevcut ise çelişkileri çözmektir. Bir mülakatın ne kadar süreceği, bir bireyin maruz kaldığı zulme ve başvuru sahiplerine bağlı olarak çok fazla değişmektedir. Başvuru sahiplerine mülakat sırasında sığınma nedenlerini sunmak için yeterli zaman tanınır. Biyografilerini ve durumlarını anlatırlar, seyahat rotalarını ve kişisel olarak maruz kaldıkları zulmü somut kanıtlarla birlikte detaylıca anlatırlar. Ayrıca, memleketlerine dönmeleri durumunda neyle karşılaşacaklarını izah ederler. Her zaman doğru beyanda bulunmak ve ulaşabildikleri herhangi bir kanıtı sunmak zorundadırlar. Bunlar, fotoğraflar, polis veya diğer otoritelerden belgeler ve belki de tıbbi raporlar olabilir. Federal Ofis, başvuru sahiplerinin mülakat sırasında belirtmedikleri veya sunamadıkları gerçekleri, olayları veya belgeleri sonradan veya mahkeme süreçlerinde dikkate alamayabilir.

7. Aşama: Karar Aşaması:

Federal Ofis, her sığınma başvurusunu Almanya Asylgesetz’e (Sığınma Kanunu) dayanarak inceler ve sığınma, mülteci koruması, yan koruma veya sınır dışı etme yasağı gibi koruma türlerinden birinin uygulanıp uygulanmadığını değerlendirir. Eğer bir koruma hakkı varsa, başvuru sahiplerine olumlu bir bildiri verilir. Ancak hiçbiri koruma türü düşünülmezse sığınma başvurusu reddedilir. Burada mutlak reddetme ve “açıkça temelsiz” reddetme arasında bir ayrım yapılır. Bir sığınma başvurusu, başka bir üye devletin sorumlu olduğu durumda geçersiz ilan edilir (Dublin prosedürüne bakınız).

Sığınma prosedürleri ayrıca sonlandırılabilir. Bu durumlar şunları içerir:

  • Sığınma başvurusunun geri çekilmesi durumunda,
  • İlgili kişi prosedürü takip etmezse, yani kişisel mülakata katılmazsa, yerleri bilinmezse veya sığınma süreci sırasında memleketine seyahat ederse.

ÖNEMLİ TÜYO: Sığınma süreçleri tamamlandıktan ve sonuç itiraz edilemez hale geldikten sonra, eğer ki bir değişim oldu ise ve gerçek bir hukuki durum söz konusu ise yeni bir talep ile “takip” başvurusu yapılabilmektedir.

Muhtemel kararlar:

    • Cenevre Mülteciler Sözleşmesi’ne göre mülteci statüsü verilmesi (Sığınma Kanunu’nun 3. maddesinin 1. fıkrası), (umarım bu karar verilir)
    • Sığınma hakkının tanınması (Temel Kanun’un 16a maddesi),
    • Yan koruma hakkının verilmesi (Sığınma Kanunu’nun 4. maddesinin 1. fıkrası),
    • Sınır dışı etme yasağının uygulanması (İkamet Kanunu’nun 60. maddesinin 5 veya 7. fıkraları),
    • Sığınma başvurusunun temelsiz olarak reddedilmesi, (bu durumda aşağıdaki yargı aşamalarına göz atın)
    • Sığınma başvurusunun “açıkça temelsiz” olarak reddedilmesi (Sığınma Kanunu’nun 29a ve 30. maddeleri),
    • Sığınma başvurusunun geçersizliğine dair nedenlerle reddedilmesi (Sığınma Kanunu’nun 29. maddesinin 1. fıkrası):
      • çünkü başka bir ülke sığınma prosedürünü yürütmekten sorumlu,
      • çünkü başka bir AB üye devletinde koruma sağlanmış,
      • çünkü güvenli üçüncü bir ülke, Sığınma Kanunu’nun 26a maddesine göre başvuruyu geri almış,
      • çünkü başka bir üçüncü ülke, Sığınma Kanunu’nun 27. maddesine göre başvuruyu kabul etmiş,
      • çünkü Sığınma Kanunu’nun 71 veya 71a maddelerine göre yeniden sığınma sürecinin uygulanması reddedilmiş ve başvurunun geri çekilmesi nedeniyle sığınma süreçlerinin durdurulması (Sığınma Kanunu’nun 32. maddesi) veya sığınma süreçlerinin usulüne uygun şekilde takip edilmemesi durumunda (Sığınma Kanunu’nun 33. maddesi).

Almanya’ya iltica talebi reddedilirse dava aşaması

 

İltica başvurunuz hukuka aykırı olarak reddedildi ise Almanya’da idari yargı sürecine girebilirsiniz. Bu süreç de tıpkı Türkiye’deki gibi ilk derece mahkemesi, üst mahkeme, anayasa mahkemesi, AHİM,  Adalet Divanı süreçlerini içerir.

İltica başvurusu yapanlar; sığınma, mülteci koruması, yan koruma veya sınır dışı etme yasağı gibi koruma türlerinden hiçbiri için koşulların geçerli olmaması durumunda, olumsuz bir bildiri ve sınır dışı etme kararını içeren gerekçeli bir idari yaptırım bildirisi teslim alır.

Sığınma başvurusu reddedildiğinde, iki tür reddetme arasında ayrım yapılır: mutlak reddetme ve “açıkça temelsiz” reddetme. Eğer reddetme mutlaksa, ilgili kişiye ülkeden ayrılma için 30 günlük bir süre verilir, ancak sığınma başvurusu “açıkça temelsiz” olarak reddedilirse, ayrılma süresi sadece bir haftadır (bunun amacı kişiyi yargı süreci konusunda çaresiz bırakmaktır, sizin de malumunuz olduğu üzere en vasat yargı süreci bile avukatlık masrafı ve harç ücretleri gerektirmektedir).

Her iki durumda da ilgili kişilere yasalar çerçevesinde itiraz hakkı tanınmıştır. Bu itirazları küçümsemeyin, Almanya bir hukuk devleti olduğu içn mahkemeler daha tarafsız, usule uygun ve bağlayıcı kararlar vermektedirler. Her şey bir yana bu  yargı süreçleri bitene kadar Almanya’da kalmanız da mümkün olmaktadır. Bu durum sizin lehinize olabilir durumunuza göre.  Kararın Federal Ofis tarafından alınan bir mahkemeye taşınabilir. Bu yargı başvurusu genellikle kısa bir süre içinde yapılmış olmalıdır ve bu hallerde hukuki temsilci/avukat atanması şiddetle önerilir. Yazılı bildiri, mevcut itirazları ve süreleri gösterir. Bu, itiraz bildirimi (Rechtsbehelfsbelehrung) olarak bilinir. Hukuki işlem yapma olasılığı, pozitif bir bildiri durumunda da mevcuttur – mülteci koruması verilmediği sürece.

Mahkeme daha sonra Federal Ofis’in verdiği kararı inceler. Eğer koruma verme şartları gerçekten de geçerliyse, bildiriyi iptal eder ve Federal Ofis’e koruma sağlama yükümlülüğünü getirir. Eğer reddetme, koruma formları açısından tamamen onaylanırsa, itiraz reddedilir ve yabancı ülkenin ayrılma yükümlülüğü devam eder. Eğer birey, ülkeden gönüllü olarak ayrılma yükümlülüğünü yerine getirmezse, bu da zorlayıcı bir şekilde gerçekleşebilir. Bu halde iken geri dönüşten sorumlu olan otorite, ilgili göçmenlik otoritesidir.  Eğer geri dönüş mümkün değilse, göçmenlik otoritesi geçici sınır dışı etme (Duldung) veya hatta ikamet izni verebilir.

İlk derece (mahkeme işlemi) yargı aşaması – İdare Mahkemesi  (Sığınma Kanunu (AsylG), 74. madde ve devamı)

İdari Mahkeme Usul Kanunu (VwGO), 67. maddenin 1. fıkrası İlgili kişi, Federal Ofis’in olumsuz bir kararına karşı bir idari  dava açabilir. Bu, Asylgesetz’de belirtilmiştir. İdari Mahkeme Usul Kanunu’na (Verwaltungsgerichtsordnung) göre, idare mahkemesi önünde hukuki temsilci olması mutlak bir zorunluluk değildir.

İkinci derece yargı aşaması (nokta ve hukuki itiraz [Berufung] üzerine temyiz) – Yüksek İdare Mahkemesi

Nokta ve hukuki itiraz sadece bir üst mahkemenin (Yüksek İdare Mahkemesi tarafından yapılan başvuru ile yapılan başvuru sahibi veya Federal Ofis tarafından) kabul etmesi durumunda, idari mahkemenin bir kararına karşı sadece bir temyiz başvurusu yapılabilir. (Hukuki temel Sığınma Kanunu’nun 78. maddesi, 2 ve 3. fıkralar)

İdari Mahkeme Usul Kanunu’nun 67. maddesinin 4. fıkrası, birinci cümle 1 Bu, genel öneme sahip henüz açıklanmamış bir hukuki veya fiili soruna yol açan bir durumun olması veya idari mahkemenin üzerindeki mahkemelerin içtihatlarından sapması veya ciddi usulsüzlükler yapması durumunda mümkündür. Nokta ve hukuki itiraz kabul edildiyse, dava ikinci derecede tamamen yeniden değerlendirilir, bu nedenle gerçekler de tekrar incelenir.

İlgili kişilerin, Yüksek İdare Mahkemeleri ve Federal İdari Mahkeme önünde hukuki temsili olmalıdır.

Üçüncü derece yargı aşaması (yalnızca hukuki itiraz [Revision] üzerine temyiz) – Federal İdari Mahkeme (BVerwG) (Hukuki temel İdari Mahkeme Usul Kanunu’nun 132. maddesinin 1. ve 2. fıkraları)

İdari Mahkeme Usul Kanunu’nun 133. maddesi İkinci derece temyiz başvurusu gibi yalnızca hukuki itiraz başvurusu da Yüksek İdare Mahkemesi tarafından zaten kabul edilmediyse, yasada belirtilen kabul nedenlerinin varlığı, yalnızca hukuki itiraz başvurusunu kabul etmek için bir koşuldur.

Bu nedenle, böyle bir temyiz başvurusu, davanın temyiz edilmemiş bir mahkeme kararına dayanması durumunda, davanın genel öneme sahip bir durum olması veya mahkeme kararının bir üst mahkemenin içtihatlarından sapması ve kararın bu sapmaya dayanması durumunda kabul edilebilir. Nokta ve hukuki itiraz kabul edildiğinde, Federal İdari Mahkeme, temyiz edilmemiş bir mahkeme kararının üzerindeki mahkemelerin bulgularını temel alır. Bu aşamaya gelebilmek için alttaki diğer tüm itiraz ve dava aşamalarını da düzgünce yerine getirmeniz gerekecektir.

Bu bulgular yeterli değilse, Federal İdari Mahkeme, temyiz edilmemiş bir mahkeme kararını iptal eder ve davanın Yüksek İdare Mahkemesi’ne geri gönderir. Federal İdari Mahkeme’nin kararına karşı başka bir temyiz imkanı yoktur. Hukuki yollar, yalnızca hukuki itiraz başvurusu için süreç tamamlandığında tükenir.

Avrupa Adalet Divanı

Mülteci hukukundaki sürekli Avrupalılaşma göz önüne alındığında, başvurulan bir diğer önemli mahkeme, Lüksemburg’daki Avrupa Adalet Divanı’dır. Bu mahkeme, şüphe durumlarında – örneğin Kalifikasyon Direktifi’ne ilişkin olarak – alt mahkemeler tarafından henüz sonuçlanmamış davalar için “ön karar” verebilir hale gelmiştir. Fakat bilmenizi isterim ki bu tür ön kararlar çok istisnaidir.  (Dayanak kanun: Avrupa Birliği İşleyişi Anlaşması (TFEU) 267. madde )

Tüm aşamalardan geçtikten sonra – Federal Anayasa Mahkemesi (BVerfG)

Federal Anayasa Mahkemesi Kanunu (dayanak mevzuat: Bundesverfassungsgerichtsgesetz – BVerfGG 90. madde ve devamı) Tüm aşamalardan geçildikten sonra, ilgili kişi, temel haklara ilişkin olarak Federal Anayasa Mahkemesi’ne anayasa şikayeti yapabilir. Ancak tabiki Federal Anayasa Mahkemeleri genelde üst mahkemeler ne karar verdi ise o yönde karar veriyorlar ve iltica başvurusu yapan kişilerin dosyaları ile yeterince ilgilenemiyorlar. Bundan ötürü bu aşama ile ilgili olarak çok ümitli olmayın.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (ECtHR)

Dayanak Kanun: Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (EİHM) 34 ve devamı. madde. Eğer ki temyiz süreci tamamlandıktan sonra, ilgili kişi, Federal Ofis veya yukarıda adı geçen mahkemelerden birinin kararının, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi tarafından onaylanan insan haklarını ihlal ettiğini düşünüyorsa bu durumda  Strasbourg’daki meşhur Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (meşhur en üst mahkeme bizde olduğundan farklı olarak Avrupa’da en üst mahkeme olup kararları kesinlikle bağlayıcıdır ve pratikte de uygulanmaktadır) başvuruda bulunabilir.

Eğer ilginizi çekerse şu rehberlerimiz de burada bulunsun: Devam Eden Ceza Davasıyla ve Mahkumiyetle İltica Etmek-En Güvenli İltica Ülkeleri Listesi ve Aşamaları

Savcılık Soruşturması Sırasında İltica Etmek-Yurt Dışına Kaçmak

Kaynakça: https://www.bamf.de/EN/Themen/AsylFluechtlingsschutz/AblaufAsylverfahrens/ablaufasylverfahrens-node.html

Güvenlik Soruşturması Olumsuz Gelenlerle İlgili Emsal Kararlar Ve Dokümanlar

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top