Savcılık Soruşturması Sırasında İltica Etmek-Yurt Dışına Kaçmak

En son şu tarihte güncellendi: 18 Mart 2024

Bu yazım “normal şartlar altında” pek etik değil sayın okur. Ancak, şu anda ve uzun süredir dünyanın her yerinde savcılık soruşturması müessesinin bizatihi kendisi bu yazıdan kat be kat daha etik dışı olduğu için bu yazı da otomatikman etik hale gelmektedir.

Küçük Uyarı Notu: Şahsi hayat görüşüme göre; hapis cezası suç türü ne olursa olsun bir işkencedir. Hiçbir insan hapsedilmeyi hak etmemektedir. Hapis yerine daha işe yarar, daha toplum yararına ve eğitici ‘rehabilitasyonların ve cebren uygulanan kimyasallı tedavilerin’ gelmesi taraftarıyım. “bilmem neyine gözünün önünde tecavüz etseler böyle konuşur muydun?” diye soracak zeki primatlara ise cevabım şu şekildedir: “Hayır böyle konuşmazdım. Gidip öldürmek isterdim ve belki de öldürürdüm de. İşte bu yüzden sana, bana ve bizim ortak hüsnü kuruntularımıza, intikam güdülerimize, 3 kuruşluk duygularımıza göre değil devlet aklına ve toplum ortak ali menfaatine göre bir rehabilitasyon sistemi kurulmalıdır“. İnsanoğlu maalesef biraz defolu bir yaratıktır, ayrıca insan kötüdür, çünkü insan doğası gereği sadisttir, insanoğlu hasettir, en önemlisi ise insanoğlu doyumsuzdur. Ne ceza verirseniz verin “intikam duygusu” doymayacaktır, “artık bu yeterli duralım” demeyecektir. Haddinden fazla taşkınlık yapan ve çevreye zarar veren insanlar hapis ile cezalandırılmak yerine tedavi edilmesi ve rehabilite edilmesi gerekmektedir; bu tedavi gerektiğinde zorla ve cebren olmalıdır. Kendisi gibi alabildiğine sadist, gaspçı ruhlu, psikopat 27 haydutla aynı 10 metrekarelik odada 37,5 derecelik rutubetli ve sıcak beton kafes içinde 15 sene beraber tutulması çözüm falan olmadığı gibi kesinlikle toplum yararına da değildir. Hapis cezasındansa; “acı çektirmeyen türden kimyasal hadım”, “cebren düzenli psikiyatrik ilaç enjekte etme” gibi rehabilitasyonlar kat ve be kat daha insancıl ve toplum yararınadır. Bu konuda küresel ve yerel ölçekteki dev özel şirketlerin devletler nezdindeki lobilerine büyük iş düşüyor. Devletlere bu konuda baskı yapmaları hem kendi yararlarına hem de toplum yararına olacaktır. Düzenli olarak satacakları özel psikiyatrik ilaçlar ile karlarına kar katabilecekler.

Eğer ki; ticari hayatın içine bir kez olsun girmemiş, gerçek hayatla ilgisi devlet dairesi ile oturduğu apartman dairesi arasından öteye gitmemiş bulunan taşralı bir ihtiyar memur tarafından 480 yıl önce üstünkörü şekilde yazılmış kahrolasıca bir yasa maddesi nedeniyle başınız belaya girdiyse önünüzde 3 seçenek var:

  1. Sihirbaza erşimi kısıtlı olan aciz bir vatandaş gibi gidip adalet denilen “acımasız ve son derece katı bürokrasi çarkının giyotinine kafanızı koyup” bizzat kendi ellerinizle göz göre göre teslim olmak ve makus kaderinize boyun eğerek gözlerden uzakta, ‘kılıfa ve yasaya uygun işkencenizi’ sessizce çekmek.
  2. Sihirbaz tutacak fikri ve maddi olanağa sahip her bireyin yaptığı gibi ‘kendinizi layıkıyla savunmak‘ ve 1 gün bile hapis yatmamak. Bu hususta şuraya yeni sekmeden göz atabilirsiniz: Ceza/Savcılık Soruşturması Açıldı Ne Yapmalıyım? Kaç Ay Sürer? Memuriyete Etkisi?-Kurtulma Rehberi
  3. Pılınızı pırtınızı toplayıp derhal apar topar kaçmak. İzinizi kaybettirmek.

Ben size buradan 1  ve 2. seçeneği önerebiliyorum. Gidip makus kaderinize boyun eğmenizi, köhne sisteme teslim olmanızı, ‘kılıfa ve yasaya uygun işkencenizi çekmenizi’ ya da paranız var ise sihirbaz avukat tutmanızı önerebiliyorum. Çünkü aksi halde bazı kahrolasıca yasalar gereğince mayınlı sahaya adım atmış sayılıyorum. Bizi o kadar esir aldılar ki sayın okurlar; bir cambazın, bir hukuk sihirbazının bile bu yasaların yarattığı mayın tarlasından sağ kurtularak hayatını devam ettirebilmesi artık çok zor.

Öncelikle yazıya devam etmeden önce şu yasaya kısaca göz gezdirin:

———————

“TCK MADDE 292 HÜKÜMLÜ VEYA TUTUKLUNUN KAÇMASI SUÇU

  1. Tutukevinden, ceza infaz kurumundan veya gözetimi altında bulunduğu görevlilerin elinden kaçan tutuklu veya hükümlü hakkında altı aydan bir yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

  2. Bu suçun, cebir veya tehdit kullanılarak işlenmesi halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

  3. Bu suçun, silahlı olarak ya da birden çok tutuklu veya hükümlü tarafından birlikte işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza bir katına kadar artırılır.”

————-

Yukarıdaki kaçmakla ilgili ceza yasalarını yazan kişi tutuklu veya hükümlünün kaçmasından bahsetmiş. Ancak; henüz tutuklu veya hükümlü olmayan ve soruşturma aşamasındaki (hakkında yurt dışı çıkış yasağı olmayan) kişinin yurt dışına çıkması ya da çıkmaya teşebbüs etmesi kanunda suç olarak tanımlanmış değil. Dolayısıyla ben size bu mecradan; “henüz tutuklu veya hükümlü değil iken bir an evvel yurt dışına uçun gidin” desem suç muç işlemiş sayılmayacağım. Aynı şekilde TCK 294’de de henüz soruşturma aşamasında yurt dışına kaçmak suç olarak belirlenmemiştir. Bu maddelere dayanıp bu da suçtur demek “suç ve cezada kanunilik” ilkesine aykırılık teşkil edecektir. Yasayı yazan memurumuz çok şükür bazı şeyler unutmuş. Siz de bunu sağda solda çok dile getirmeyin de yasayı güncellemeye falan kalkmasınlar. Böyle eksik kalsın. İlk defa bir eksiklik insanlık yararına. Normal şartlar altında; eksiklikler, sanki kasten bırakılmış gibi ceza çeken aleyhine olur hep.

Biraz da CMK’ya göz atalım:

———————

CMK uyarınca yurt dışına kaçmak konusunda bilmeniz gereken hususlar şunlar;

  • hakkınızda bir savcılık soruşturması var ise bunu öğrenmeniz mümkün değil.
  • Tutuklama tedbiri yerina adli kontrol uygulanabilir
  • Bu adli kontrol tedbirleri arasında yurtdışı çıkış yasağı da var

CMK 100 der ki:

“Aşağıdaki hallerde bir tutuklama nedeni var sayılabilir:
a)Şüpheli veya sanığın kaçması, saklanması veya kaçacağı şüphesini uyandıran somut olgular varsa.
b)Şüpheli veya sanığın davranışları;
1.Delilleri yok etme, gizleme veya değiştirme,
2.Tanık, mağdur veya başkaları üzerinde baskı yapılması girişiminde bulunma, Hususlarında kuvvetli şüphe oluşturuyorsa.”

CMK 109 ise şöyle buyurmaktadır:

“CMK Madde 109
(1) (Değişik: 2/7/2012-6352/98 md.) Bir suç sebebiyle yürütülen soruşturmada, 100 üncü maddede belirtilen tutuklama sebeplerinin varlığı halinde, şüphelinin tutuklanması yerine adlî kontrol altına alınmasına karar verilebilir.
(2) Kanunda tutuklama yasağı öngörülen hallerde de, adlî kontrole ilişkin hükümler uygulanabilir.
(3) Adlî kontrol, şüphelinin aşağıda gösterilen bir veya birden fazla yükümlülüğe tabi tutulmasını içerir:
a) Yurt dışına çıkamamak.”

————-

Hakkımda yurt dışı çıkış yasağı olup olmadığını nereden bilerim?

Eğer ki hakkınızda yurt dışı çıkış yasağı var ise bunu tutuklama istemi ile sevk edildiğiniz sulh ceza hakimliği’nde öğrenmiş olmanız gerek . Yüzünüze karşı söylenmiş veya sulh ceza karar tutanağında bu hususu görebilmiş olmalısınız.

Ancak sevgili devletimiz İçişleri Bakanlığı kanalıyla bazen kişilere çaktırmadan birtakım küçük sürprizler yapabiliyor. Bu gibi hallerde ise “havalimanından çıkış yapmaya çalışırken binlerce lira masraf yaptıktan sonra” öğrenmeniz mümkün olacaktır. Eğer şanslı iseniz ve bir idari işlem ile yurt dışına çıkışınız hukuksuzca engellendi ise ve henüz pasaportunuz yok ya da süresi dolduysa pasaport yenileme yaparken bunu öğrenebilirsiniz.

Yurtdışına nasıl kaçabilirim ve bu mantıklı mı?

UYARI: Eğer bir suç şüphesi altında iseniz iyi bir müslüman, iyi bir kul olup kendinizi adalete teslim etmeniz ve işkence çekmeniz, kendi kendinizi göz göre göre yakmanız “buradan” önerilir. Çünkü kanun böyle istiyormuş. Burada size kaçmanız tavsiye edilmiyor. Burada size sadece belgesel tadında bazı hukuksal olgular anlatılacaktır.

Evvela; yurt dışına kaçmak için biraz testis ve para sahibi olmanız gerekmektedir. 21. yüzyılın şu yükselen ırkçılık, milliyetçilik ve cahiliye devrinde ülkeler yabancı misafirlere karşı hiç olmadığı kadar katılar. İstemiyorlar yabancı mabancı. Kaçak gelecek mültecileri sınırda iken ateş etmek suretiyle vuracak kadar da cüretkarlar.

Eskiden 1960’larda elini kolunu sallaya sallaya gidebileceğiniz uyduruk ülkelere artık 40 çeşit belge ile zor girebiliyorsunuz. Karşınızda alabildiğine yıldırıcı ve dağ gibi bir bürokrasi duvarı göreceksiniz. Ancak bu duvar hemen göz korkutmasın. Her bürokrasi saçmalığında olduğu gibi bu duvarlarda da çatlaklar, açıklar vardır.

Şimdi birazdan bu çatlaklardan sadece birkaçını ele alacağız.

Sık Kullanılan Yurt Dışına Kaçma Yöntemleri

A) İltica talebinde bulunmak

Birçok medeni ülke; gerek imzalamış olduğu uluslararası sözleşme gerekse iç kanun gereği olarak “iltica başvurularını” kabul etmektedir.

Ancak bu başvuruyu kabul ettirmek için “iddiaların doğruluğu yönünde derin kanaat (intime conviction) uyandırmalısınız.

Göçmenlik büroları sizin bu iltica taleplerinizi sanki bir ceza yargılaması görülüyormuş gibi “her tür şüpheden arı olarak kanıtlanması” şartı ile değerlendirmeyecek ve bir çeşit “yaklaşık ispat” yeterli olacaktır. İhtimaller dengesi gözetilerek iltica başvurunuz karara bağlanacaktır.

Bu başvuruda ülkenizde bir zulüm gördüğünüzü kanıtlamanız gerek. Bu zulüm yasalardan kaynaklı olabilir, siyasetten kaynaklı olabilir, mafyadan kaynaklanabilir, cemaat görünümlü maşa örgütlerinden kaynaklanabilir.

İltica başvurusu hazırlanırken bir sihirbaz avukat tutmanız önem arz etmektedir. Düz avukat meslektaşlarım da size yardımcı olacaklardır. Ancak sihirbaz olanlarına müracaat ederseniz size daha iyi yardımcı olurlar. Aralarından bazıları o kadar güçlü ki devletleri bile dize getirirler.

İltica Etmek Zararları Nedir?

Arkadaşlar böyle sorup duruyorsunuz. Size net cevap vereyim: “eğer ret alırsanız ve ret gerekçesi olarak ‘yalan beyanda bulunmak‘ yazarsa bir daha o ülkeye adım atamazsınız. Bunun dışında zararı ve riski yoktur“.

İltica ettikten sonra ülkeye dönüş

Eğer ki iltica ettikten sonra doğrudan o iltica ettiğiniz ülkeden bilet alıp esas memleketinize geri dönerseniz başınız belaya girebilir. Başınız memleketinizden ötürü değil o iltica ettiğiniz ülke makamlarının “birader hani senin için şöyle şöyle riskler vardı nasıl tekrar dönebildin” diye sorarlar. Elin gavuru acımasızdır. Bir kere ağır hata yaptığınız zaman acımaz ve tekmeyi koyar. Dikkat etmek gerek. Hele ki Kuzey ülkeleri daha bir kuralcı ve katıdır. Bizim memleket gibi affedici ve merhametli sanmayı her yeri. Dünyada en çok af çıkaran yerlerden biri idik şu son 15 seneye kadar.

İltica reddedilirse ne olur?

Arkadaşlar siz iltica talebinde bulununca sizi suriyeliler gibi memlekette gezdirmeyecekler. Hapishaneden bozma etrafı tel örgülerle çevrili ve silahlı devlet adamlarıyla dolu bir tesise koyacaklar. Orada ranzalarda bir odada 8 kişi yatacak ve yemekhanelerden topluca yemek yiyeceksiniz. En azından 6 ayınız bu şekilde geçecek. Gündüz belirli saatlerde bölgeden fazla uzaklaşmamak kaydıyla çıkabileceksiniz. Sonra kaldığınız merkeze geri dönüp tıpış tıpış yatacaksınız. Bu merkezde başvurunuz değerlendirilecek. Eğer ki olumsuz sonuçlanırsa uçağa bindirip güzelce geri gönderecekler sizi. Korkulacak çok fazla şey yok ama konfor alanınızdan bir hayli uzaklaşacağınızdan emin olabilirsiniz.

İltica Şartları Nedir?

Yukarıda da izah ettiğim üzere “temel insanı haklarınızın bir veya birkaçının ihlal edildiği veya ihlal edilmesinin yakın ihtimal altında olduğunu yaklaşık ispat kuralına göre ispat etmelisiniz”. Bunu adam akıllı yapabilmek zor. Her ülke işin içine istihbarat kuruluşlarını da devreye sokarak araştırma yapıyor. İnce eleyip sık dokuyarak ülkesine çer çöp sokmamaya çalışıyor. Mesela halihazırda Türk kökenli iken “kürdüm” derseniz veya Ermeni iken “museviyim” derseniz büyük ihtimalle yemeyeceklerdir.

B) Okyanuslara gitmek

Okyanuslar kimseye ait değildir. Çeşitli sözleşmeler ile devletler kendi çapında egemenlik kurmaya çalışsalar da başaramadılar çok şükür.

Gelecekte bağımsız ve hür bireylerin kaleleri okyanuslar olacak. Buralara kuracağınız dev platformlar ya da yüzdüreceğiniz yatlar size ait küçük bir ülke gibidir.

Ancak okyanusta neredeyse sıfır fiziki yabancı insan teması ile hayatta kalabilmek için ciddi manada bitcoin sahibi olmanız lazım.

Bu kanunlar ötesi dünyanın para birimi bitcoindir. Bu bitcoin ile silah, yiyecek, kendinizi savunacak adamlar satın alabilirsiniz.

Geçiminizi balıkçılık, bilişim, kripto madenciliği ve ticareti, yazılım işleri ve freelancerlık ile temin edebilirsiniz.

Eğer halihazırda vatandaşı olduğunuz ülkeye göndereceğiniz dilekçe ile vatandaşlıktan çıkmayı başarabilirseniz artık o ülkenin kanunlarına da tabi olmazsınız.

Bu sayede daha özgür davranma şansınız olur.

C) Devletsiz bölgelere gitmek

Yer yüzünden herhangi devletin egemenliğinin olmadığı bölge kağıt üstünde yok. Ancak pratikte herhangi devletin fiilen egemen olamadığı bazı bölgeler var.

Bunlara literatürde ‘Terra nullius’ denilmektedir.

Bunların başlıcaları şuralar:

  • Somali
  • Fiji Adalarından bazıları
  • Antarktika’nın batısında “Marie Byrd Land
  • Bir Tawil (mısır ve sudan arasındaki bölge)
  • Gornja Siga (Sırbistan ve Hırvatistan arasında bulunan bölge)
  • Oykanustaki sahipsiz kaya parçaları (kaya parçası dediğime bakmayın bunların bazıları bayağı büyük, üzerinden tarım bile yapılabilecek nitelikte)

Bu bölgelerde yaşayabilmek için biraz güçlü olmanız gerekiyor. Zira kanunun olmadığı topraklarda “orman kanunu” egemendir. Orman kanunu ise son derece basit ve sade tek bir soyut normdan ibarettir: “güçlü olan güçsüzü haraca bağlar veya komple yer/yutar”.

Ancak ne yazıktır ki 21. yüzyılın şu dönemlerinden itibaren ‘korku’ duygusunu hayatının her alanına enjekte etmiş ve gerek reklamlar gerekse bizzat devlet propogandası nedeniyle iliklerine kadar işlettirmiş halkların meydana getirdiği yasalar bu orman kanunlarına rahmet okutacak düzeye gelmiştir.

Oysa ki devletler ve sigorta şirketleri bilmeden kendi kuyularını kazdılar. Korku son derece yıkıcı bir duygudur. Uzun süre barındığı bünyeyi ve mekanizmayı dejenere eder. Yavaş yavaş çürütür. Kanunların başına gelen de tam olarak bu dejenerasyon olmuştur.

Eskilerde “denge” ve “kuvvetler ayrılığı” prensibi ile ayakta duran devletler artık dengesini yitirmiş ve polis/istihbarat örgütlerinin önüne geleni böcek gibi ezdiği devasa korku imparatorlukları haline gelmiştir.

Böylesi bir ortamda kanunlar üstü suların, orman kanunlarının hüküm sürdüğü coğrafyaların bile eskilerin güvenli devletlerinin hüküm sürdüğü topraklardan daha güvenli olduğunu fark edecek olan küçük yaratıcı bireyler önümüzdeki dönemlerde o ihtişamlı bürokrasilerin çökmesine yol açacaktır.

Nasıl ki İngiltere’den Amerika’ya göç olmuşsa şimdi de bu devletlerden devletsiz alanlara göç başlayacaktır.

Bunun ilk örneğini Elon Mask başlattı. Kendisine roket fırlatma izni vermeyen ve bürokratik duvarlar ören Amerikan devletine “bilader ben dünyanın en akıllı ve testis sahibi adamlarından birisiyim, ne zaman roket fırlatacağımı size mi soracağım aslanım. Varsa şekliniz buyurun, ancak yoksa yolumdan çekilin” diyerek okyanusa platform kurmuştur. Henen akabinde twitter’da şunu paylaşmıştır:

Bu twit bir milattır. Tarihsel dönüm noktasıdır…

for a handful of expendable launches per year from a few government facilities. Under those rules, humanity will never get to Mars“– Elon Mask

Türkçe meali: “Hepi topu birkaç fırlatma için düzenlenmiş bulunan bunca regulasyonlarla insanoğlu Mars’a falan hiçbir zaman ulaşamayacaktır

Bunu dedikten sonra okyanusa kurduğu şu platformdan bahsetmiştir:

SpaceX Starship offshore platform: https://en.m.wikipedia.org/wiki/SpaceX_Starship_offshore_platform

Sayın okur 19. yüzyıl sonlarında kurulan “denge” ve “kuvvetler ayrılığı” temelli devlet teorisi an itibariyle çöktü dedik. Artık polis ve devlet başkanı çoğu devlette tüm gücü kendisinde topladı dedik. Eskiden kuvvetler ayrılığı prensibi ile işleyen devletlerde “topluma gerçek katkıda bulunacak küçük yaratıcı bireyler” vasıfsız sürüsünün boş korkuları ve kolektif paranoyalarından kaçma olanağına sahipti. Ancak artık öyle bir olanak yok dedik.

Bu kaçış bundan sonra devletleri terk etme şeklinde tezahür edecektir. Kanunlarla başı dertte olan bir tek siz değilsiniz. Bundan böyle ortalama ve yaratıcı kabiliyete sahip olmayan yığınlar sizin göçünüzle “silkenelecek ve değişim geçirecek” ya da “tarihin tozlu raflarında yerini alacaktır”. Bu döngü tarih boyunca hep böyle olmuştur. Tarih tekerrürden ibarettir.

D) Pasaport almak

Eğer ki bavulda 200 000 dolarınız ve bana verecek 5 000 dolarınız var ise hapis mapis yatmazsınız. Sizi uzaya bile çıkarırım. Ehehehe 🙂 🙂 Şakası bir yana bu kadar paranız var ise henüz hakkınızda kesinleşmiş bir mahkumiyet olmaması halinde “4 ila 6 ay içerisinde” ada ülkelerinin birinden parayla pasaport temin etmeniz, vatandaş olmanız mümkün.

Sonrasında ise buradaki vatandaşlıktan da çıkmak için gereken talepleri yapabilme şansınız olursa “vatandaşın iade edilmezliği” ilkesi gereğince yepyeni ve harikulade ada ülkenize gittiğinizde sizi kalkıp Türkiye’ye iade etmeyecektir. (En azından teoride bu şekildedir)

Zaten o soruşturmalar en az 1 sene sürdüğü için bolca zaman olacaktır.

Başlıca ucuz ve hızlı pasaport alınabilecek ada ülkeleri:

  • St Kitts
  • Dominica
  • Vanatau
  • Malta
  • Saint Lucia
  • Antigua and Barbuda
  • Montenegro

O milyar dolar vurgun yapıp kaçan tosuncuğumuzun da bu yol ile pasaport temin ettiği rivayet edilmektedir.

Gelelim o mühim soruya: Yargılandığımı veya hakkımda ceza soruştırması yürütüldüğünü bu ülkeler görür mü?

Cevap: Hayır. Görmek de istemez, bu hususta yapılan bir tür güvenlik soruşturması yoktur. Onlar için mühim olan tek belge e devletten alınmış karekodlu “adli sicil belgesi” ve mümkün ise bu belgeye apostil şerhi vurulması. Yeminli tercüme ile çevrilmesi. O belgede bir suç yer alsa bile o suçun ilgili ada ülkesinde de suç olması gerekmektedir. Ayrıca bazı ülkeler üst sınırı 2 sene olan suçları dert etmemektedirler.

E) Yabancı bir devlet başkanı ile aranız iyi ise yalakalık yapmak

Bu yöntem ile kaçan çok aile ve kriminal oldu. Özellikle orta doğuda ülke tapusu genelde 1 kişiye veya bir aileye ait olduğu için o 1 kişiyi veya aile ferdinden birini ikna etmeniz halinde o ülkenin tüm kapısı, imkan ve olanakları size açılacaktır.

Bu orta doğu çöllerini parsellemiş tek adamlar veya hanedanlıklar halkına reva gördüğü “fakirlik, kıtlık, dogmatik dine” karşın çocuklarını bunların tam tersinin revaçta olduğu Kanada, İngiltere gibi ülkelerdeki en nezih ve en elit üniversiteleri reva görüyorlar. Belki siz de buralarda okumuş bir arkadaş tanıyorsanız onunla diyalog kurmanızda fayda var. Belki hanedeanlıktan birinin çocuğu ile arkadaştır.

 

19 thoughts on “Savcılık Soruşturması Sırasında İltica Etmek-Yurt Dışına Kaçmak”

  1. Merhaba hocam ben de çok zor durumdayım. Hiçbir alakamın olmadığı bir suçun üzerime yıkılması sonucu yargılandım ve hüküm giydim. Ne yapacağım bilmiyorum. İltica düşündüm ama anladığım kadarıyla onun da şartları ağırmış. Bana bir yol gösterin.

    1. Av Mehmet Görünmez
      Av Mehmet Görünmez

      İletişim bölümündeki kanallardan özel mesaj yazarsanız yol göstermeye çalışırım Selim Bey.

        1. Beyler adıma açılmış nıtelıklı dolandırıcılıktan 30 dava 4 hüküm var 1 ayda hattım sucu ben ıslemedım ama Ispat edemıyorum neyse gerekırse denızde yaşayalım djsnsjsj yol bulan banada ulaşsın kafayı yedım artık

      1. S a kesinleşmiş cezam var azerbaydan bakü de tanıdık var gel geri iade etmiyolar etmezler diyor durum nedir yardımcı olurmusunz

        1. Av Mehmet Görünmez
          Av Mehmet Görünmez

          Merhaba bu konuda aklınızdaki tüm sorulara cevap verebiliriz. Bunun için bizlerden hukuki danışmanlık talep edebilirsiniz.

  2. Selam hocam 9-10 yıl önce birinci derece bir yakınım çok cirkince üzerime bir iftira attı 2013 ten 2022 mart sonuna kadar denetimli serbestlikteydim denetimli serbestlik sona erdi diye sevinirken meğer yargitay cezamı onamış avukat aracılığıyla tekrar itiraz ettim hiçim suçum olmamasına rağmen ceza yatma ihtimalim çok yüksek inanın intiharı bile düşünür oldum bana bir yol gösterirseniz sevinirim

  3. Merhaba, benim de bir sorunum var. Saçma sapan bir mevzudan örgütlü suça sokup 6 yıl 6 ay ceza verdiler. Geçen ay gerekçeli karar yaZıldı. Bugün istinafa verdik. Açıkçası bir gün bile durasım kalmadı artık bu yerde. Bana da bir yol gösterseniz. Çok memnun olurum. Sabahlara kadar araştırma yapıyorum inanın. Teşekkürler şimdiden.

  4. Norveç mahkumu

    Hocam iltica için hukuki yardımda bulunabilir misiniz dönüş yapın lütfen. Teşkkür ederim şimdiden.

  5. Danimarkaya iltica istiyorum

    Merhaba hocam iltica için benim de acil yardıma ihtiyacım var sizi önerdiler, özellikle İskandinav ülkeleri için yardımcı oluyormuşsunuz. Benim de acil yardıma ihtiyacım var.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top