Polislik güvenlik soruşturması olumsuz gelenlere rehber-Örnek Karar!

En son şu tarihte güncellendi: 20 Haziran 2020

İç işleri bakanlığı diye anılan devlet organı bünyesinde iç aşasyişi, güvenliği, huzuru ve vatandaşların devletle olan ilişkilerini düzene sokmak için vardır. Bu amaçlar için bünyesinde çeşitli organlar kurmuştur. Bunları İçişleri Bakanlığının sonu gov.tr ile biten resmi sitesinden  rahatlıkla inceleyebilirsiniz.

NOT: Eğer POMEM güvenlik soruşturmanız-arşiv araştırmanız olumsuz ise linkteki içeriğimize göz atınız.

Buradan görebileceğiniz üzere Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma, Personel Daire Başkanlığı, Sahil Güvenlik, Nüfus ve vatandaşlık işleri müdürlüğü gibi son derece mühim ve kritik organlar İçişleri bakanlığı bünyesindedir. Dolayısıyla bu organlarda çalışmak, iş bulmak üzere sınavlara girip, eğitim kurumlarından çıktıktan sonra güvenlik soruşturmanız olumsuz sonuçlanırsa davayı yönelteceğiniz kurum İçişleri Bakanlığı olacaktır.

Polis, emniyet personeli, veya jandarma olmak için gereken diğer şartları 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile birlikte yerine getirdiyseniz diğer devlet kurumlarından daha yoğun ve ince güvenlik tahkikatından geçmeniz gerekeceğini belirtmek isterim. Zira malumunuz üzere 15 Temmuz’daki olayların yaşanmasına vesile olan güruh en çok burada yapılanmıştır. Bu da İçişleri Bakanlığı’nın zaafiyetlerle, güvenlik açıkları ile dolu olduğunu açığa çıkarmıştır. Bundan mütevellit haklı olarak bakanlık şu an işleri çok daha sıkıya almış vaziyette.

Şimdi aşağıya İçişleri Bakanlığı’nda çalışmak için başvuruda bulunup güvenlik soruşturmasının olumsuz sonuçlanması dolayısıyla göreve başlatamayıp sonradan dava açanlarla ilgili Danıştay Kararları kesitleri ekleyeceğim. Arından bunları kendi perspektifimden yorumlayacağım.


Dosyanın incelenmesinden; Polis Meslek Yüksekokulları yazılı sınavını kazandıktan sonra Niğde Polis Meslek Yüksekokulu’na geçici olarak kayıt yaptıran davacının intibak eğitimi sürerken Yönetmelik hükmü gereği yapılan güvenliksoruşturması ve arşiv araştırması sonucunda, hakkında “yaralama” suçundan dava açıldığının, yapılan yargılama neticesinde Gelendost Asliye Ceza Mahkemesi’nin 29.03.2012 günlü, D.No:2011/100, K.No:2012/39 sayılı kararı ile, “kasten yaralama” suçu nedeniyle, Türk Ceza Kanunu’nun 86/1 maddesi uyarınca 11 ay, 20 gün hapis cezasıyla cezalandırıldığının ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiğinin anlaşılması üzerine, Polis Meslek Yüksekokulları Giriş Yönetmeliği’nin 8/1/h/2 maddesi uyarınca, Polis Akademisi Başkanlığı’nın 28.11.2012 günlü işlemi ile Okulla ilişiğinin kesildiği anlaşılmaktadır.


Olayda, dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan ve Kanunda yazılı cezanın üst sınırını dikkate alan mevzuat uyarınca, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86. maddesinde düzenlenen ve ceza üst sınırı üç yıl olarak öngörülen “kasten yaralama” suçundan dolayı hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiğinden bahisle, dava konusu işlem ile davacının okulla ilişiği kesilmiş ise de, yapılan Yönetmelik değişikliği ile artık bir yılın altında hapis cezasına veya adli para cezasına mahkumiyet, polis meslek yüksekokulu öğrenciliğine engel teşkil etmemekte olup, bu durumda bulunan kişilerin okulla ilişiğinin kesilmesi sonucunu da doğurmamaktadır.


Bu durumda, yapılan Yönetmelik değişikliği ile davacı hakkında tesis edilen işlemin gerekçesi hukuki olarak ortadan kalkmış bulunduğundan, davacının okulla ilişiğinin kesilmesine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.”

Danıştay kararı

Bu yukarıdaki kararda sonradan polis olma şartlarını içerek yönetmeliğin sonradan değişmesi (1 yılı geçmeyen hükümlerin polisliğe engel olmaması) dolayısıyla güvenlik soruşturmasının olumsuz sonuçlandırılamayacağı ifade edilmiştir.

Bu karar aslında gayet net ve basit.

Çok daha komplike ve idraki zor durumlar da bulunmaktadır.

Mesela ilgili polis, çevik kuvvet görevlisi ya da bekçi “görevli olan memura mukavemet suçundan 15 ay 16 gün hapis cezası ile cezalandırılsa ve hemen ardından mahkemede hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilse” idi güvenlik soruşturmasını yürüten değerlendirme komisyonu nasıl değerlendirecekti bu HAGB kararını.

Cevaplıyorum ama biraz uzun sürecek ona göre 🙂

Kimi doğal hukuk bakış açısına daha yakın olan görüşler diyor ki; yer yüzünde hiç suç işlemeyen, hiç hata yapmayan insan yoktur. Hatta öyle ki kişilerin özel hayatlarını devletler, büyük birader gibi ihlal etse, onların her saniyelerini, her hareketlerini sektirmeksizin izlese tüm okullar, tüm ibadethaneler, tüm kamu kurumları hapishaneye çevrilse yine de yeterli gelmeyecek kadar çok insanı cezaevlerine doldurmak gerekecektir. Devlet kurumunun tek gayesi insan hapsetmek, cezalandırmak haline gelecektir. 21. yüzyılın gelişen teknolojisi ve sosyal hayatın akıllı telefonlara taşınması beraberinde suç delillerinin kaybolmaması ve kişilerin mahremiyetinin gerek devletler gerek kişiler tarafından ihlali sorunlarını doğurdu. İş bu sebeple eskilerde işlense 40 yılda bir yakalanacak suçlar artık her seferinde yakalanır hale geldi. Bu ise insanoğlunu bazı hakikatlere, gerçeklere daha yaklaştırdı. “Suçsuz toplum yoktur, daha önce hiç suç veyahut kabahat işlememiş insan olamaz, böylesi kimse var ise dahi o bir insan değil olsa olsa robot olur”. Hem ayrıca cezaevlerinin suçlu ıslah etmek şöyle dursun suçlu devşirme özelliği de aşikardır. Bu yukarıdaki sebeplerden ötürü artık kişilere işledikleri ilk suçlar için af tanımak, görmemezlikten gelmek, onları ilk hafif suçlarında anında kriminal ilan etmemek toplum düzeni açısından daha mühimdir. Aynı şey güvenlik tahkikatlarında da geçerli olmalıdır.”

Kimi pozitivist hukuk bakış açısına daha yakın olan görüşler ise diyor ki; “Bireyden daha önemlisi toplum ve devletin entegre olarak oluşturduğu düzendir. Bu düzen ise belirlenbilir, hesaplanabilir, net kurallar, sistematik ile işler olmalıdır. Dolayısıyla hukukta belirsizliğe, muğlaklığa yer olmamalıdır. Gerekirse bu belirsiz, muğlak kuralları yok saymak, görmezden gelmek gerekir. Mesela “kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu” diye bir suç olmamalıdır. Zira bu suç net ve hesaplanabilir somut olgulardan bahsetmiyor. Bireylerin mutluluğu, duyguları beni zerrece ilgilendirmez, mühim olan çok uluslu şirketlerin ve onlar ile toplumdaki varlıklı, elit, bilgili kesimin bekçiliğini yapan devletlerin bekasıdır. Bundan mütevellit eğer kişi hakkında yapılan güvenlik tahkikatında bazı evraklara, bilgi ve belgelere rastlandı ise bunların değerlendirilmesi mekanikçe yapılmalıdır. Yani eğer kişi hakkında en ufak bir şüphe var ise onun tüm emekleri, eğitim hayatı, kariyeri, geçmişi, ailesi, eşi ve çevresindekilerin mutluluğu hiçe sayılarak o kişi derhal elenmelidir. Zira hakkında en ufak bir şüphe olmayan tertemiz elemanlar nasolsa devletimizin karşısına çıkacaktır. Mühim olan sistemin bekası, kişilerin yani bireylerin duygularının canı cehenneme. Milletimiz var olsun Allah’ımıza hamd olsun :))”

Bu noktada acımasız davrananların pozitivist hukuka daha yakın bakış açısı ile bakanların olduğu kanaatindeyim. Belki de acımasız davranmak toplumun, devletin refahı için daha makbuldur, daha hayırlıdır. Neyin doğru olduğunu kesinkes bilemeyiz ancak hukukçular olarak tahminlerde bulunabiliriz.

Şunu da ifade etmek isterim ki kısa vadede devletin refahı açısından acımasız, katı ve pozitivist bakış açısı ile eleman istihdam etmek çok daha güvenli ve karlı olsa da uzun vadede bu hal ve vaziyet devlet organlarının köküne kibrit suyu dökecektir. Esas riskleri ve tehlikeleri yaratacaktır. Zira kusursuz gibi görünen kişiler genelde geçmişlerinde tabiri caiz ise ot gibi yaşamış kimseler olacağı için devlet organlarında geçmişini izolasyon ile geçirmiş olan psikolojik problem risklerine gebe kimseler bulunmak durumunda kalacak. Bu da açıkcası devlet saygınlığı, itibarı açısından hiç de olumlu değil.

Hem tarihe bakılırsa öldürülme, iftiraya uğrama, kötü ilişkiler ve bağlantılar kurma riskiyle izole edilmiş Osmanlı padişahlarının evlatları devleti iyi yönetememiş ve ipler validelere, sadrazamlara, yardımcılara teslim etmek zorunda kalmışladır. Malum 15. Yüzyıldan itibaren padişahların erken evlatlarına bu sarayda izole etme politikası uygulanmıştır.

İşte devletin kurumlarında çalışma hayali kuran kişiler de böylesi izolasyondan, toplumsal soyutlamadan, tercih edilmiş sosyal arınmadan geçerlerse bu durum büyük tehditleri beraberinde getirecektir.

Yani diyeceğim o ki; kişiliği tam oturmamış, dışarıdan kendisi ile özdeşleştireceği liderler arayan çocuksu insanların terör örgütü liderlerinde suistimali çok daha kolay olacaktır.

İncir çekirdeğini doldurmayacak kusurlar dolayısı ile elenen nitekikli personelin güvenlik soruşturması ile elenmesi ise apayrı mağduriyetler ve zararlar yaratacaktır. Bu konuya girmiyorum bile…

HAGB müessesinin konuluş amacı da gözetildiğinde suçluyu suçlu ilan etmeden, kriminal diye etiketlemeden “sen aslında iyi insansın” diyerek göndermek ve 5 yıl deneme süresi tanıyarak suç işlemeden 5 yıl geçirebileceği bir şans daha vermektir. Böylesi bir durumda mahkemenin bile Anayasa 38 bağlamında suçlu ilan etmeyip cezalandırmadığı kişiyi idare nasıl suçlu, kusurlu ilan edip cezalandıracakmış?

Şu da bir gerçek ki “idarenin takdir yetkisi” dediğimiz bir şey var. Yani idare HAGB almış bir kimseyi “sen bize uygun değilsin biz değerlendirme komisyonunda böyle karar kıldık” diyip almayabilir. Bu ise bence Anayasa 38 ihlalidir. Yani haricen başkaca kusurlar veya güvenlik riskleri yok ise o kişinin elenmemesi lazım.

Sonuç itibariyle yukarıda açıkladığım gerekçelerden ötürü HAGB dolayısıyla İçişleri Bakanlığının güvenlik soruşturması ile polis, çevik kuvvet, bekçi elemesini doğru bulmuyorum. Bu noktada şu makaleyi paylaşmak istiyorum:

HAGB ve güvenlik soruşturması ilişkisi

İçişleri Bakanlığı’nda çalışmak üzere güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması formunu doldurup bekleme aşamasını da geçirmiş ve talihsiz sonuç evinize tebliğ olmuş ise tüm bunlara ilaveten haklı olduğunuza canı gönülden inanabiliyor iseniz güvenlik soruşturmasıyla ilgili dava açmakla hakkındaki
şu makalemize de göz atmanız size yardımcı olacaktır sevgili okur. Şimdilik görüşmek üzere, sağlıcakla kal.

Güvenlik Soruşturması Olumsuz Gelenlerle İlgili Emsal Kararlar Ve Dokümanlar

1 thoughts on “Polislik güvenlik soruşturması olumsuz gelenlere rehber-Örnek Karar!”

  1. Geri bildirim: Güvenlik Soruşturması Olumsuz Sonuçlananlara Rehber | Örnek Karar Ve Dilekçeler | Av Mehmet Görünmez

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top