Güvenlik soruşturması ile sakıncalı görülmek

En son şu tarihte güncellendi: 28 Mayıs 2019

          Türkiye ülkesinin en büyük işvereni olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin eleman istihdam ederken hangi usül ve esasları izleyeceği, takdir yetkisini nasıl kullanacağı, hangi verilerden faydalanacağı hep tartışma konusu olmuştur. Hatta öyle ki bu durum hukukun en esaslı tartışma konusunu oluşturmuştur.

           Zira işin içerisinde liyakatin yanında “sağlam ve temiz olma, sakıncalı olmama” gibi kıstaslar girmiştir. Peki “sakıncalılık nedir, nasıl belirlenecek? Kimler temiz kimler kirlidir, kimler sakıncalıdır? Kim nasıl hangi etik ölçüsüne göre belirleyecek bunu?

            O günün iktidarını ellerinde tutanlara zıt düşen herkesin sakıncalı, kirli olarak addedilmesinin önünde engel var mıdır?

             Bu soruların cevabını bile vermeyeceğim sevgili okur. En iktidar yalakası olanından en asisine kadar herkes biliyor bunların cevapları. Siyasi bir mecra değil burası, hukuki bir mecra; ayrıca tutuklanmaya da hiç niyetim yok benim. 

             Neyse konuyu dağıttık. Güvenlik soruşturmasının amacı ve felsefesi suçluyu değil sakıncalıyı yani tehlikeli olanı elemeyi amaçlar. Keza 657 sayılı devlet memurları kanununda adli sicil kaydı yani sabıkası olanların (suçluluğu tescillenmiş olanların) çok istisnai haller dışında (cezası 1 yılın altında olmadığı müddetçe) devlet memur olamayacağı yazar. Yani suçlular zaten neredeyse hiç alınmıyor. Güvenlik soruşturmaları suçluların değil gelecekte suç işleme ihtimali yüksek olanların peşinde. Aslında bu yönüyle güvenlik soruşturması müessesinin zerrece etik olmadığını ifade etmek isterim. Zira kimin gelecekte ne yapacağının, hangi suçları işleyeceğinin tellallığını yapmak kurulu hukuk düzenleri açısından son derece tehlikeli olup korkunç mağduriyetlere, keyfiliklere izin verecek, yol açacak bir uygulama olacaktır. Ancak elbette güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yönetmeliğine bu tahkikat yapılırken hangi çizginin takip edileceği, hangi tür fiillerin asla kabul edilemeyeceği, kişinin “tehlikeli ve sakıncalı” olarak addedilmesine vesile olacak kıstasların neler olacağı net bir şekilde ortaya konulursa bu takdirde keyfilikler minimuma inebilir diyebilirim. Bakın tamamen kaybolur diyemiyorum “minimuma inebilir” diyorum; zira “tehlikelilik ve sakıncalılık” gibi bir yakıştırma, etiket her daim subjektif olmaya mahkum bir sıfattır. “Suçluluktan” farklı olarak “sakıncalılık” diğer adıyla “tehlikelilik” kişilerin geçmiş hayat tecrübesine, ideolojisine, bakış açısına, travmalarına, hangi tv kanallarını izlediğine bağlı olarak değişkenlik gösterebilecek bir kavramdır. Şüphesiz böylesine belirsiz, hesaplanabilirlikten yoksun, inek gibi nereye çeksek oraya gelebilecek bir kavram hukuki bir uygulamanın temelinde olduğu vakit kargaşa kaçınılmaz olacaktır. 

Devlet tarafından sakıncalı gözükmek ise eğer ki bunu diğer insanların öğrenmesi söz konusu ise özel sektör nazarında da sakıncalı gözükmek anlamına gelecektir. Öyle ki sadece özel sektör değil aynı zamanda sosyal hayatta da sakıncalı olunacaktır. Fişlenilmiş gibi yaşanacaktır. Kişi artık mimlidir toplumun gözünde ve davranışlarında bunun etkisi gözlemlenebilecektir.

Sevgili okur; bir insanın bizzat devlet eliyle “tehlikeli ve sakıncalı” ilan edilmesi son derece tehlikelidir. Zira insanoğlu psikolojisi gereği kendisine uzunca yıllar denileni, yakıştırılanı içselleştirir ve bir süre sonra kendisine yapılan yakıştırma ne kadar kötü olursa olur bunu sahiplenir; bir başka deyişle kurumsallaşır. Bu da hali hazırda 1 birim tehlikeli olan bireyi 4 birim tehlikeli hale getirir. Kişi “ben nasıl olsa artık mimlendim ve toplum tarafında sakıncalı görülüyorum ve ölene kadar hep böyle kalacağım; o halde suç işlediğimde veya kötü bir eylem yaptığımda ekstradan kınanmayacağım. Benim de bu toplumdaki rolüm ölene değin tehlikeli ve sakıncalı görülmekmiş demek ki” diyerekten daha evvelden kendisine yakıştıramayacağı şeyleri yapar hale gelebilir. Bakın bunları sadece ben dile getirmiyorum. Suçluluk psikolojisi alanında en uzman psikologları getirin buraya onlar da bu hususta aynı görüşte olacaklardır.

Bu hususta daha fazla karalamak istemiyorum. Bu makaleyi de güvenlik soruşturması uygulamasının psikoloji gibi diğer sosyal bilimlerle olan ilişkisini bir nebze olsun amatörce irdelemek maksadıyla yazdım.

Güvenlik Soruşturması Olumsuz Gelenlerle İlgili Emsal Kararlar Ve Dokümanlar

3 thoughts on “Güvenlik soruşturması ile sakıncalı görülmek”

  1. Geri bildirim: İstihbari bilgi sebebiyle güvenlik soruşturmasının olumsuz sonuçlanması | Av Mehmet Görünmez

  2. Geçmişte psikiyatrik sorunların (dikkat dağınıklığı ve depresyon) olması, bu sorunların sağlık bakanlığı sistemlerinden ne olduğunun yazması ve silinmiş parti üyeliği asker güvenlik soruşturmalarında sorun işgal eder mi?

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top