KVKK Kurul Kararlarına Karşı Tüm Hukuki Yollar-İptal Davası ve İtiraz Yolu Aşamaları

En son şu tarihte güncellendi: 17 Ekim 2023

07.04.2016 tarihinde resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6698 sayılı ‘’Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’’, kişisel verilerin işlenmesinde başta özel hayatın gizliliği olmak üzere, kişilerin temel hak ve özgürlüklerini korumak ve kişisel verileri işleyen gerçek ve tüzel kişilerin yükümlülükleri ile uyacakları usul ve esasları düzenlemektedir. Anlaşılacağı üzere işbu kanun ile kişisel verilerimizin (özel hayatın gizliliği ve temel hak ve hürriyetlerimiz ihlal edilmeyecek şekilde) hangi şartlarda işlenebileceği-aktarılabileceği, veri sorumlusunun yükümlülükleri, söz konusu hükümlere uyulmaması halinde meydana gelebilecek suç ve kabahatler ile uygulanacak yaptırımlara ilişkin hususlar hüküm altına alınmıştır. 

Bu yazımızın asıl konusu kişisel verileri koruma kurulunun kararlarına karşı başvurulabileceğiniz hukuki yollar olup; kişisel verilerin neler olduğu,  nasıl işleneceği, kişisel veri ihlalleri halinde TCK’da yer alan hangi suçların gerçekleşmiş olacağı ve uygulanacak yaptırımlar hakkında bilgileri önceki yazılarımızdan edinebilirsiniz. Bu yazımızda yer alan kurul kararlarına karşı başvurabileceğiniz hukuki yollardan bahsetmeden önce kişisel verileri koruma kurumu ve kurumun karar organı olan kuruldan kısaca söz edelim.

Kişisel Verileri Koruma Kurulunun Görev Ve Yetkileri Nelerdir?

6698 sayılı Kişisel Verileri Koruma Kanunu’nun 19. maddesinde; kişisel verileri koruma kurumundan söz edilmiştir. İlgili kanun hükmü uyarınca kişisel verileri koruma kurumu, kanunda verilen görevleri yerine getirmek üzere kurulmuş, idari ve mali özerkliğe sahip kamu tüzel kişiliğine haiz bir kurumdur.

Kişisel verileri koruma kurumu, kurul ve başkanlıktan oluşmakta olup, kurumun karar organı kişisel verileri koruma kurulundan oluşmaktadır. İşbu sebeple yazımızda kişisel verileri koruma kurumunun karar organı olan kurul kararlarını inceleyecek olup işbu kararlara karşı hangi kanun yollarına başvurabileceğinizden söz edeceğiz. 

6698 sayılı KVKK’nın 21. maddesi uyarınca; ‘’Kişisel Verileri Koruma Kurulu, bu Kanunla ve diğer mevzuatla verilen görev ve yetkilerini kendi sorumluluğu altında, bağımsız olarak yerine getirir ve kullanır. Görev alanına giren konularla ilgili olarak hiçbir organ, makam, merci veya kişi, Kurula emir ve talimat veremez, tavsiye veya telkinde bulunamaz.’’

Kurulun görev ve yetkileri 22. maddede düzenlenmiş olup ilgili hüküm uyarınca; 

‘’Kurulun görev ve yetkileri şunlardır: 

  1. Kişisel verilerin, temel hak ve özgürlüklere uygun şekilde işlenmesini sağlamak. 
  2. Kişisel verilerle ilgili haklarının ihlal edildiğini ileri sürenlerin şikâyetlerini karara bağlamak. 
  3. Şikâyet üzerine veya ihlal iddiasını öğrenmesi durumunda resen görev alanına giren konularda kişisel verilerin kanunlara uygun olarak işlenip işlenmediğini incelemek ve gerektiğinde bu konuda geçici önlemler almak. 
  4. Özel nitelikli kişisel verilerin işlenmesi için aranan yeterli önlemleri belirlemek. 
  5. Veri Sorumluları Sicilinin tutulmasını sağlamak. 
  6. Kurulun görev alanı ile Kurumun işleyişine ilişkin konularda gerekli düzenleyici işlemleri yapmak. 
  7. Veri güvenliğine ilişkin yükümlülükleri belirlemek amacıyla düzenleyici işlem yapmak. 
  8. Veri sorumlusunun ve temsilcisinin görev, yetki ve sorumluluklarına ilişkin düzenleyici işlem yapmak. 
  9. Bu Kanunda öngörülen idari yaptırımlara karar vermek. 
  10. Diğer kurum ve kuruluşlarca hazırlanan ve kişisel verilere ilişkin hüküm içeren mevzuat taslakları hakkında görüş bildirmek. 
  11. Kurumun; stratejik planını karara bağlamak, amaç ve hedeflerini, hizmet kalite standartlarını ve performans kriterlerini belirlemek. 
  12. Kurumun stratejik planı ile amaç ve hedeflerine uygun olarak hazırlanan bütçe teklifini görüşmek ve karara bağlamak. 
  13. Kurumun performansı, mali durumu, yıllık faaliyetleri ve ihtiyaç duyulan konular hakkında hazırlanan rapor taslaklarını onaylamak ve yayımlamak. 
  14. Taşınmaz alımı, satımı ve kiralanması konularındaki önerileri görüşüp karara bağlamak. 
  15. Kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirmek.

İlgili kanun maddelerinden de anlaşılacağı üzere Kişisel Verileri Koruma Kurulu; kişisel verilerin korunması kapsamında önemli bir denetim görevini yerine getirmektedir. Kurul, ilgili kanun hükümleri uyarınca kendisine yapılan şikayet başvurularını incelemek veya re’sen başlattığı inceleme neticesinde ihlalin meydana gelip gelmediğini tespit etmekle yükümlü olup, herhangi bir ihlal tespit ederse, veri sorumluları hakkında yukarıda yer alan bentler uyarınca karar verecektir.

Kurulun yetkisi sadece idari yaptırım kararı vermekle sınırlı olmayıp, kanunun nasıl uygulanacağına ilişkin düzenleyici işlemler de gerçekleştirebilmektedir.

Görüldüğü üzere kurulun yetkisi sadece idari yaptırım kararı vermekle sınırlı olmayıp, ihlalin ortadan kaldırılması, aydınlatma metninin Kanun’a uygun şekilde güncellenmesine karar verilmesi, veri işlemenin ve aktarımın durdurulması veya ilke kararı şeklinde de karar verme yetkisine haizdir.  Kurul bu kararları, tek bir karar çatısı altında verebilmekte ve görünürde tek karar mevcut olsa dahi hükmün altında birden fazla karara yer verebilmektedir. Her bir karar farklı bir hukuki sonuç doğuracağından, kurul kararlarına karşı yargı yoluna başvurmadan önce kurulun vermiş olduğu kararın içeriğinin mutlaka detaylı bir şekilde incelenmesi büyük bir önem arz etmektedir.  Aksi halde açmış olduğunuz dava, usulden reddedilme riski ile karşı karşıya kalacaktır.

6698 sayılı Kanun’u incelediğimizde kurul tarafından verilebilecek idari yaptırım ve idari para cezalarına karşı başvurulabilecek hukuki yollardan söz edilmemiştir. Bu nedenle hakkınızda kurul tarafından verilen bir karar mevcut ise kararın her bir maddesi detaylıca incelenmeli, ilgili kararların hukuki nitelikleri tespit edilerek her kararlara uygun yargı yolunun tayin edilmesine gidilmelidir.

Kişisel Verileri Koruma Kurulu Tarafından Verilebilecek Kararlar Ve Bu Kararlara Karşı Gidilebilecek Kanun Yolları

I.VERİ İŞLENMESİ VEYA AKTARIMIN DURDURULMASINA İLİŞKİN KARAR

6698 sayılı Kanun’un 15. maddesinin 7. Fıkrası uyarınca;’Kurul, telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve açıkça hukuka aykırılık olması hâlinde, veri işlenmesinin veya verinin yurt dışına aktarılmasının durdurulmasına karar verebilir.’’ İlgili hükümden görüleceği üzere eğer ortada telafisi güç veya imkansız zarar doğacak ve açıkça hukuka aykırı bir durum söz konusu ise kurul, veri işlenmesini veya verinin aktarılmasının durdurulması yönünde karar verebilir.

Kurul, söz konusu kararını ihtiyati tedbir kararına benzeterek, şikayet üzerine yapılan inceleme sonuçlanmadan önce verileceğini açıkça belirtmiştir. Söz konusu karar idari tedbir nitelikli bir yaptırım kararını muhteva etmektedir.

Kurulun ‘’Veri İşlenmesinin veya verinin aktarımının durdurulması’’ yönündeki kararı, kurul tarafından tek taraflı olarak tesis edilen ve veri sorumlusu hakkında kendiliğinden bir sonuç doğuran işlem niteliğine haiz olduğundan ilgili karar, idari işlem niteliği taşımaktadır.  Bu karar üzerine veri sorumlusu, kişisel veri ihlali ortadan kalkana kadar veri işlenmesini veya verinin yurt dışına aktarımını karar verildiği andan itibaren derhal  durdurmak zorundadır.  

Kurul tarafından verilen ‘’Veri işlenmesinin ve aktarımının durdurulmasına’’ ilişkin karara uyulmaması halinde, ilgili Kanun’un 18. maddesinin 1. Fıkrasının c bendi uyarınca’15 inci maddesi uyarınca Kurul tarafından verilen kararları yerine getirmeyenler hakkında 25.000 Türk lirasından 1.000.000 Türk lirasına kadar’’  idari para cezasına hükmedilecektir.

Kabahatler Kanunu’nun 16. Maddesi incelendiğinde; ‘’Kabahatler karşılığında uygulanacak olan idarî yaptırımlar, idarî para cezası ve idarî tedbirlerden ibarettir. İdarî tedbirler, mülkiyetin kamuya geçirilmesi ve ilgili kanunlarda yer alan diğer tedbirlerdir.’’

Kabahatler Kanunu’nun 27. maddesi incelendiğinde ise; ‘’İdarî para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idarî yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabilir. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idarî yaptırım kararı kesinleşir.’’

Her iki hüküm birlikte değerlendirildiğinde; Kabahatler Kanunu sadece idari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımları için kanun yolu düzenlemesinde bulunmuş olup diğer idari yaptırımlar için herhangi bir kanun yolu öngörmemiştir. Buradan çıkarılan sonuç ise diğer kanunlarda yer alan idari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımı dışında yer alan idari yaptırımlar; Kabahatler Kanunu’nun öngördüğü kanun yoluna tabii değildir.

Söz konusu veri işlenmesinin veya verinin aktarılmasının durdurulması kararı, veri sorumlusu açısından oldukça zorlayıcı etki yarattığından ve işbu karara karşı kabahatler Kanunu’nda bir kanun yolu öngörülmemiş olduğundan; söz konusu karara karşı açılacak davada idari yargı görevli hale gelmektedir.

Kurul tarafından verilen ”veri işlenmesinin veya verinin aktarılmasının durdurulması” kararının hukuka aykırı olduğunu düşünüyorsanız; hukuka aykırılık iddiası ile 60 günlük süre içerisinde yetkili idare mahkemesi olan Ankara İdare Mahkemesi’nde (İYUK md.32 uyarınca; yetkili idare mahkemesi, dava konusu olan idari işlemi veya idari sözleşmeyi yapan idari merciin bulunduğu yerdeki idare mahkemesidir) iptal davası açabilirsiniz. 

II.İHLALİN ORTADAN KALDIRILMASINA YÖNELİK TALİMATLANDIRMA KARARI

Yukarıda bahsettiğimiz üzere Kurul, 15. madde uyarınca şikâyet üzerine veya ihlal iddiasını öğrenmesi durumunda re’sen, görev alanına giren konularda gerekli incelemeyi yapmakla yükümlüdür.

6698 sayılı Kanun’un 15. Maddesinin 5. Fıkrası uyarınca ; ‘’Şikâyet üzerine veya resen yapılan inceleme sonucunda, ihlalin varlığının anlaşılması hâlinde Kurul, tespit ettiği hukuka aykırılıkların veri sorumlusu tarafından giderilmesine karar vererek ilgililere tebliğ eder. Bu karar, tebliğden itibaren gecikmeksizin ve en geç otuz gün içinde yerine getirilir.’’

İlgili hükümden de anlaşılacağı üzere Kurul, şikayet üzerine veya re’sen yapmış olduğu inceleme sonucunda KVKK’ya aykırı bir ihlalin varlığını tespit ederse; veri sorumlusunun ihlal yaratan hukuka aykırı durumu kaldırmasına karar verir.Her ne kadar kanun hükmünde ‘’hukuka aykırılıkların veri sorumlusu tarafından giderilmesine karar verir’’ şeklinde bir ifade mevcut olsa da, kurul kararlarında ihlalin ortadan kaldırılmasına ilişkin kararında ‘’Talimatlandırma’’ ifadesini kullanmaktadır .

Burada kurul tarafından yapılan her ihlal tespitinde ihlalin ortadan kaldırılmasına yönelik talimat kararı vereceği şeklinde bir çıkarım anlaşılmasın. Kurul eğer inceleme yaptığı sırada ihlalin kalkmış olduğunu tespit ederse, talimatlandırma kararına gerek kalmadığından, sadece idari para cezası tesis edebilecektir.

Kurul tarafından verilen ‘Talimatlandırma Kararı’’na uyulmaması halinde, ilgili Kanun’un 18. maddesinin 1. fıkrasının c bendi uyarınca’15 inci maddesi uyarınca Kurul tarafından verilen kararları yerine getirmeyenler hakkında 25.000 Türk lirasından 1.000.000 Türk lirasına kadar’’  idari para cezasına hükmedilecektir. (Para tutarları Kurul Kararı ile değişebilmekte olup burada asıl husus idari para cezasına hükmedilecek olmasıdır.)

Buradan da görüleceği üzere kurul tarafından verilen karar, veri sorumlusu açısından zorlayıcı nitelikte bir karardır. Bu nedenle talimatlandırma kararı da idari tedbir niteliğine haizdir.

Söz konusu ihlalin ortadan kaldırılmasına yönelik talimat kararı, veri sorumlusu açısından oldukça zorlayıcı etki yarattığından ve işbu karara karşı kabahatler Kanunu’nda bir kanun yolu öngörülmemiş olduğundan; söz konusu karara karşı açılacak davada idari yargı görevli hale gelmektedir.

Kurul tarafından verilen ”ihlalin ortadan kaldırılmasına yönelik karar”ın hukuka aykırı olduğunu düşünüyorsanız, kararın tarafınıza tebliğinden itibaren 60 günlük süre içerisinde yetkili idare mahkemesi olan Ankara İdare Mahkemesi’nde iptal davası açabilirsiniz. 

Durdurma kararı ile ihlalin ortadan kaldırılmasına ilişkin talimatlandırma kararı eğer Kurul’un tek bir kararının içerisinde farklı maddelerde  yer alıyorsa ve her iki karar arasında maddi veya hukuki yönden bir bağlılık bulunuyorsa; iki farklı karara karşı aynı dilekçe ile idare mahkemesinde iptal davası açabilirsiniz. Bunu sağlayan İYUK ‘un 5. Maddesinin 1. Fıkra hükmü olup, ‘’Her idari işlem aleyhine ayrı ayrı dava açılır. Ancak, aralarında maddi veya hukuki yönden bağlılık yada sebep-sonuç ilişkisi bulunan birden fazla işleme karşı bir dilekçe ile de dava açılabilir.’’

III.İDARİ PARA CEZASI KARARI

Kurul tarafından, kanuna aykırılık sebebiyle oluşan kabahatlere karşı verilen kararlardan bir diğeri ise 6698 sayılı Kanun’un 18. Maddesinde yer alan idari para cezasıdır. 

MADDE 18- ‘’(1) Bu Kanunun; 

  1. 10 uncu maddesinde öngörülen aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirmeyenler hakkında 5.000 Türk lirasından 100.000 Türk lirasına kadar, 
  2. 12 nci maddesinde öngörülen veri güvenliğine ilişkin yükümlülükleri yerine getirmeyenler hakkında 15.000 Türk lirasından 1.000.000 Türk lirasına kadar, 
  3. 15 inci maddesi uyarınca Kurul tarafından verilen kararları yerine getirmeyenler hakkında 25.000 Türk lirasından 1.000.000 Türk lirasına kadar, 
  4. 16 ncı maddesinde öngörülen Veri Sorumluları Siciline kayıt ve bildirim yükümlülüğüne aykırı hareket edenler hakkında 20.000 Türk lirasından 1.000.000 Türk lirasına kadar, idari para cezası verilir.

(2)Bu maddede öngörülen idari para cezaları veri sorumlusu olan gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişileri hakkında uygulanır. 

(3) Birinci fıkrada sayılan eylemlerin kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları bünyesinde işlenmesi hâlinde, Kurulun yapacağı bildirim üzerine, ilgili kamu kurum ve kuruluşunda görev yapan memurlar ve diğer kamu görevlileri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarında görev yapanlar hakkında disiplin hükümlerine göre işlem yapılır ve sonucu Kurula bildirilir.’’

İlgili hükümden anlaşılacağı üzere Kanun’un ; 

  • 10.maddesinde öngörülen aydınlatma yükümlülüğü yerine getirilmemiş ise;
  • 12. maddesinde öngörülen veri güvenliğine ilişkin yükümlülükler yerine getirilmemiş ise;
  • Kurul tarafından 15. Madde kapsamında verilen kararlar yerine getirilmemiş ise;
  • 16. maddesinde öngörülen Veri Sorumluları Siciline kayıt ve bildirim yükümlülüğüne aykırı hareket edilmiş ise;

Söz konusu ihlalleri gerçekleştiren veri sorumlusu olan gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişileri hakkında idari para cezası uygulanır. Eğer yukarıda saymış olduğumuz yükümlülükleri kamu kurum kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları yerine getirmemişse; kurul tarafından kamu tüzel kişilerine idari para cezası yaptırımı uygulanamadığından; kurulun yapacağı bildirim üzerine, söz konusu kurum ve kuruluşlarda görev yapan memur ve diğer kamu görevlileri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarında görev yapanlar hakkında disiplin hükümleri uygulanmaktadır.

Önemle belirtmemiz gerekirse; kurul inceleme sonucunda tespit ettiği ihlallerin yukarıda yer alan kabahatlerden birini oluşturduğunu tespit ederse idari para cezasına hükmetmek zorundadır. Kurul tarafından hükmedilecek idari para cezasında; belli para ceza tutarları arasında takdir yetkisi tanınmış olup, alt ve üst sınırı ihlal etmemek kaydıyla ilgili tutarlar kapsamında kurul idari para cezasına hükmedecektir.

Kabahatler Kanunu’nun 16. Maddesi incelendiğinde; ‘’Kabahatler karşılığında uygulanacak olan idarî yaptırımlar, idarî para cezası ve idarî tedbirlerden ibarettir.İdarî tedbirler, mülkiyetin kamuya geçirilmesi ve ilgili kanunlarda yer alan diğer tedbirlerdir.’’

Kabahatler Kanunu’nun 27. maddesi incelendiğinde ise; ‘’İdarî para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idarî yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabilir. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idarî yaptırım kararı kesinleşir.’’

Kabahatler Kanunu’nun 27. maddesinde idari para cezası kararlarına karşı gidilecek kanun yolu gösterildiğinden; idari para cezaları için ilgili madde hükmü uygulanacak ve kurul tarafından verilen idari para cezası yaptırımlarına karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 GÜN İÇERİSİNDE SULH CEZA HAKİMLİĞİ’ne BAŞVURUDA BULUNARAK İTİRAZ EDİLEBİLECEKTİR.

Yetkili Sulh Ceza Hakimliği noktasına değinirsek; CMK ‘un 12. maddesine göre yetkili mahkeme, suçun işlendiği yer mahkemesidir. 13. madde hükmünde ise; suçun işlendiği yer belli değilse, şüpheli veya sanığın yakalandığı yer, yakalanmamışsa yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir, düzenlemesi yer almaktadır. İşbu ilgili hükümler uyarınca Kurul’un verdiği idari para cezalarına karşı veri sorumlusunun yerleşim yerindeki Sulh Ceza Hakimliği’ne başvuruda bulunularak itiraz edilmesi gerekmektedir.

IV-İDARİ PARA CEZASI İLE DİĞER YAPTIRIM KARARLARI AYNI KARAR İLE BİRLİKTE VERİLMİŞ İSE

Öncelikle Kabahatler Kanunu’nun 27. Maddesinin 8. Fıkra hükmünü inceleyelim. İlgili hükümde ; ‘’İdarî yaptırım kararının verildiği işlem kapsamında aynı kişi ile ilgili olarak idarî yargının görev alanına giren kararların da verilmiş olması halinde; idarî yaptırım kararına ilişkin hukuka aykırılık iddiaları bu işlemin iptali talebiyle birlikte idarî yargı merciinde görülür.’’ düzenlemesi yer almaktadır.

İlgili hükümden de anlaşılacağı üzere; ilgili kararda Sulh ceza Hakimliği’ne başvurulacak idari para cezası ile aynı kapsamda idari yargıya tabi olan bir yaptırım kararı verilmiş ise, her iki kararın arasında maddi ve hukuki yönden bir bağlantı mevcut olduğunda ; kararların hukuki denetimi idari yargı merciileri tarafından gerçekleştirilecektir.

Kurul 6698 sayılı Kanun’un 18. Maddesinde sayılan aykırılık halleri sonucunda idari para cezasına hükmetmiş ve kurul tarafından verilen diğer yaptırım kararları (örneğin; durdurma ve talimatlandırma kararı) söz konusu 18. maddede yazan ihlaller kapsamında verilmiş ise; artık idari para cezası ve diğer idari yaptırım kararı aynı kapsamda verilmiş olacağından idari yargıda birlikte dava açılması gerekecektir.

Tekrar önemle ifade etmemiz gerekirse Kurul tarafından verilen kararda ; aynı karar içerisinde hem idari para cezası hem de diğer yaptırımlara ilişkin karar yer alıyorsa, burada ilk önce Kabahatler Kanunu’nun 27.maddesinin 8. Hükmüne göre inceleme yapılmalı ve her iki kararın da aynı kapsamda verilip verilmediği tespit edilmelidir.  Eğer her iki karar da aynı ihlal sebebi için verilmiş ise; hem idari para cezası hem de diğer idari yaptırım kararı için genel dava açma süresi olan 60 günlük süre içerisinde yetkili mahkeme olan Ankara İdare Mahkemesi’nde iptal davası açılmalıdır. 

Ancak Kurul’un verdiği idari para cezası ile diğer idari yaptırım kararı farklı durumlardan dolayı verilmiş ise ; her iki karara karşı açılacak davalar ayrı yargı kollarında görülecek ve idari para cezası için adli yargıdaki Sulh Ceza Hakimliği’ne gidilmesi, diğer yaptırım kararı için ise idari yargıda iptal davası açılması gerekecektir.

V-ŞİKAYET BAŞVURUSUNA RET CEVABI VERMESİ/ HERHANGİ BİR CEVAP VERMEMESİ

6698 sayılı Kanun’un 14. maddesinde ‘’Kurul’a Şikayet’’ yolu düzenlenmiş olup ilgili hüküm uyarınca ; ‘’Başvurunun reddedilmesi, verilen cevabın yetersiz bulunması veya süresinde başvuruya cevap verilmemesi hâllerinde; ilgili kişi, veri sorumlusunun cevabını öğrendiği tarihten itibaren otuz ve her hâlde başvuru tarihinden itibaren altmış gün içinde Kurula şikâyette bulunabilir. 

13 üncü madde uyarınca başvuru yolu tüketilmeden şikâyet yoluna başvurulamaz. 

Kişilik hakları ihlal edilenlerin, genel hükümlere göre tazminat hakkı saklıdır.’’ hükmünü amirdir.

Kanun’un 15. Maddesinin 1. Ve 2. Fıkrasında ise; ‘’Kurul, şikâyet üzerine veya ihlal iddiasını öğrenmesi durumunda resen, görev alanına giren konularda gerekli incelemeyi yapar. 

1/11/1984 tarihli ve 3071 sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanunun 6 ncı maddesinde belirtilen şartları taşımayan ihbar veya şikâyetler incelemeye alınmaz.’’  Düzenlemesi yer almaktadır.

İlgili hükümlerden de anlaşılacağı üzere; Kurul şikayet başvurusu üzerine; ilgilinin başvuruya konu ettiği durumun KVKK kapsamında olmaması, bu kapsamda yer alsa dahi hukuka aykırılık meydana getirmemesi, şikayet başvurusundan önce veri sorumlusuna başvuru yolunun tüketilmemiş olması gibi durumlarda, şikayet başvurusunun reddine karar verebilecektir. Kurul tarafından verilen şikayet başvurusunun reddine ilişkin karar, idari işlem niteliği taşıdığından İYUK uyarınca 60 gün içerisinde Ankara İdare Mahkemesi’nde başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali talepli dava açabilirsiniz. 

Ayrıca yapmış olduğunuz şikayet başvurunuz, 15. Maddenin 2. Fıkrasında yer alan Kanun’un 6.maddesinde belirtilen şartları taşımıyor ise; kurul şikayetinizi incelemeye almayacaktır. Kurulun şikayetinizi incelemeye almaması şeklindeki işlemi de idari işlem niteliğinde olduğundan, bu karara karşı da İYUK uyarınca 60 gün içerisinde Ankara İdare Mahkemesi’nde dava açabilirsiniz.

  • KURUL BAŞVURUNUZA HİÇ CEVAP VERMEMİŞ İSE;

Öncelikle yapmış olduğunuz şikayet üzerine Kurul, İlgili Kanun’un 15. Maddesinin 4. Fıkrası uyarınca başvuruyu inceleyip, şikâyet tarihinden itibaren 60 gün içerisinde bir cevap vermesi gerekmektedir. Eğer söz konusu süre içinde cevap verilmezse talep reddedilmiş sayılmaktadır. 60 günlük sürenin geçmesi halinde şikayetiniz zımni ret kararı ile şikayet başvurunuzun reddi yönündeki karar niteliği taşıyacaktır.

İşbu sebeple yapmış olduğunuz şikayet üzerine kurul şikayet tarihinden itibaren 60 gün içerisinde herhangi bir cevap vermemişse; bu sürenin dolmasından itibaren 60 gün içerisinde Ankara İdare Mahkemesi’nde dava açabilirsiniz.

VI- İLKE KARARLARI

Kurul, ilgili kanun’un 15. Maddesinin 6. Fıkrası uyarınca ilke kararları alabilmektedir. Söz konusu hükümde; ’’Şikâyet üzerine veya re’sen yapılan inceleme sonucunda, ihlalin yaygın olduğunun tespit edilmesi hâlinde Kurul, bu konuda ilke kararı alır ve bu kararı yayımlar. Kurul, ilke kararı almadan önce ihtiyaç duyması hâlinde, ilgili kurum ve kuruluşların görüşlerini de alabilir.’’

Kurul aslında söz konusu ilke kararı ile belli bir konuda nasıl bir uygulama yapılacağına ilişkin karar vermekte ve aynı durum gerçekleştiğinde diğer kişiler nezdinde de neye karar verileceğini ifade etmektedir.

Kurul’un ilke kararına ilişkin yapmış olduğu tanımlamaya bakarsak; ‘’İlke kararları, Kurulun karar konusu olaya yaklaşımını ve sonraki inceleme ve şikayetlerdeki tutumunu göstereceği için, tüm ilgililer açısından uyulması son derece önemli hukuki metinlerdir. Ayrıca, ilke kararları kişisel verilerin korunmasına ilişkin mevzuatın uygulanmasının yeknesaklaştırılması açısından da  son derece önem arz etmektedir. Zira ilke kararları sayesinde mevzuata ilişkin farklı yorumlar ve bunlardan doğacak farklı uygulamaların önüne geçilebilecektir.’’

Kurul, yukarıdaki tanımı ile ilke kararlarının tüm ilgileri ilgilendirdiğini ve uyulması gerektiğinden söz etmiştir. Buna göre tüm ilgililer açısından yeni bir kural getiren bir işlemin idari yargıya tabi olduğu açık olup, bu kararlara karşı açılacak davalar ilk derece mahkemesi sıfatıyla Danıştay’da görülecektir.

VII-YÖNETMELİK VE TEBLİĞ ÇIKARILMASI

Kanun’un 22. Maddesi ‘’Kurulun Görev ve Yetkileri’’ hususuna ilişkin olup, ilgili maddede kurula düzenleyici işlem yapma yetkisi verilmiştir. ; 

‘’e) Kurulun görev alanı ile Kurumun işleyişine ilişkin konularda gerekli düzenleyici işlemleri yapmak. 

f) Veri güvenliğine ilişkin yükümlülükleri belirlemek amacıyla düzenleyici işlem yapmak. 

g) Veri sorumlusunun ve temsilcisinin görev, yetki ve sorumluluklarına ilişkin düzenleyici işlem yapmak.’’

Yukarıda yer alan kanun hükmünden de görüldüğü üzere kurul, kanunda yer alan düzenlemelerin nasıl uygulanacağına ilişkin düzenleyici işlem yapma yetkisine haizdir. Anlaşılacağı üzere söz konusu idari işlemler, belirli bir somut duruma ilişkin değil genel, soyut ve objektif kurallar oluşturmaktadır. İşbu sebeple bu yönetmelik ve tebliğ şeklindeki düzenleyici işlemler idari düzenleyici işlem niteliğinde olduğundan bu işlemlere karşı Danıştay Kanunu’nun 24. Maddesinin 1. Maddesinin c bendi uyarınca ilk derece mahkemesi olarak Danıştay’da idari dava açılabilirsiniz.

Ayrıca eğer ki KVKK kurulu idari yaptırım ve idari cezaya ilaveten Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunulmasına karar verirse bu takdirde TCK 136’dan ötürü bir yargılanma süreci söz konusu olacaktır. Böylesi bir durumda TCK 136 Kişisel Verileri Yayma Suçu Hangi Hallerde Oluşur? başlıklı yazımız ilginizi çekebilir. Yine Türk Ceza Kanunu’nun en mantıksız ve hatalı tasarlanmış suçları: TCK 135, 136 yazımız da ilginizi çekerse şurada dursun.

Konuyla İlgili Olarak Şu Yazıya Da Göz Atabilirsiniz: Web Sitesi Gizlilik-KVKK-Çerez Sözleşmesi Oluşturucu Form-Dikkat Edilecekler

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top