TCK 136 Kişisel Verileri Yayma Suçu Hangi Hallerde Oluşur? SAÇMALIKLARDAN ARINDIRILMIŞ VERSİYON!

En son şu tarihte güncellendi: 2 Ağustos 2022

UYARI: Sayın okur öncelikle belirtmek isterim ki ben muhalif ya da artık solcu mu dersiniz ondan değilim (aynı şekilde sağcı da değilim). Her toplumda bulunan; fırsatı olmadığı için bilgisiz kalan tabaka ile veya düşük zekalı olup da bunun hasbelkader az da olsa farkında olan kardeşlerimle de en ufak bir alıp veremediğim yok. Olurda bu kardeşlerim denk gelirse yazıdaki eleştirleri üzerine alınmasınlar, darılmasınlar, gücenmesinler. Burada yazan eleştiriler, okumaya fırsat bulamamışlara, doğuştan zeka düşüklüğü olanlara ve bunun farkında olup ona göre mütevazi hayatlar yaşayanlara değil kendini bilgili zanneden ama aslında bilmeyen ve fırsatı olduğu halde düşünmeyen, araştırmayan, sorgulamayan BAZI ismini zikretmeyeceğim kişileredir (insan grubu değil gerçek kişilerdir).

Resmin tüm telif hakları bana ait. Eğer çalarsanız resimdeki kedi miyu size dava açabilir

İngilizce hukuk sitelerinde araştırma yapıyordum. Gördüm ki birçok sağlam ve köklü site koskoca Türkiye’den girişleri engellemiş. Yani adamlar diyor ki Türkiye’den internete bağlanıyorsan hiç gelme kardeşim sitemize, senden bir cacık olmaz…

Bunun sebebinin 5651 sayılı kanundaki abartılı “hukuka uygun” fişleme zorunlulukarı ve Türk halkının fakir, bilgisiz ve aciz imajı olduğunu düşünüyorum. Çünkü aynısını Hindistan, Bangladeş, Zimbabve gibi tuhaf ülkelere de yapıyorlar. Ne diyeyim ki… Üzücü gerçekten.

Doğal hukuk prensipleri ile işleyen Amerika ve İngiltere hukuk sistemlerinde bu konu yani hangi hallerde “kişisel veri mahremiyet ihlali suçu” oluşacağı “genel itibariyle” şu kıstaslara göre belirlenmektedir:

  • Birincisi failin mesleği nedir/kamu görevlisi midir?
  • İkincisi, hangi bilgiler yayınlandı? Ev adresi, telefonu veya özel e-postası gönderildi mi?
  • Üçüncüsü, bilgi ne tür bir sitede yayınlandı? Ve bilgileri yayınlamanın amacı neydi? Onu tehdit etmek, tehlikeye atmak, aşağılamak veya ona zarar vermek için mi yapıldı?
  • Dördüncüsü veriler istenildiği takdirde herkes tarafından kolaylıkla bulunabilecek, ulaşılabilecek nitelikte midir?
  • Beşincisi, para talebi veya kişinin bilgilerinin yayınlanmasını önlemek için bir şeyler yapması talebi gibi herhangi bir gasp talebi var mıydı?
  • Altıncısı, kişinin yaşı kaç?

Yine kara Avrupa’sında da benzer kriterler doğrudan mevzuatlarda yer almaktadır.

Bizde ise halihazırda suçun oluşup oluşmadığı ile ilgil kriterler sadece şu:

  • İşlenen şey bir kişisel veri mi?
  • Hukuka uygunluk sebebi (yani mesela bir kamu görevi gibi) var mı?

Yukarıdaki 2 kritere cevaplar evet ve hayır ise geçmiş olsun ŞIRRAK 5 YIL!; yukarıdaki kriterler sağlanıyorsa yüce yasalarımız ve çok yüce Yargıtayımız tarafından suç oluşmuş sayılmaktadır (yargıtay kararı eklemeyeceğim yüzlerce var zaten intertte o kötü kararlarla sitemi kirletmek ve sunucularımı işgal etmek istemiyorum). Artık siz de sokakta rastgele gördüğünüz bir insana hiçbir sebep yok iken, sırf zevk olsun diye saatte 30 km hızla koşup çaaaat diye yumruk atıp dişini ve burnunu aynı anda kıran ve kan revan içinde bırakan ve hemen ardından da pis pis sırıtan adamdan daha ağır ceza alabileceksiniz. Çünkü siz herkes tarafından bilinen telefon numarasını herhangi bir hukuka uygunluk sebebi olmaksızın paylaştınız. Mağdurun sadece 1 saniye sonra unutacağı kadar elem verici kötülükte bir eylemde bulundunuz, mağdur bile bunun suç olduğunu bilmiyordur. Ancak olsun siz yine de 5 yılla yargılanıp cezalandırılmalısınız. Çünkü şüphesiz ki yüce hukuk sistemi gereğince cezalandırılmanız icap etmektedir. Çünkü hayattaki en büyük meziyeti bir şeyler ezberlemek ve oradan buradan bir şeyler kopyalamak olan ve kendisini muhakeme sahibi  gören “bilirkişiler” sizin cezalandırılmanız yönünde bilirkişi raporları verdiler. Artık daha fazla irdelemeye gerek yok. Çünkü sizin özgürlüğünüzün değeri bu kadar. Sıfır bilgiye ve muhakeme kabiliyetine sahip ama bir o kadar da kendini birşey zanneden bir bürokratın beş para etmez egoları ve kibri gereğince özgürlüğünüz bir hiç uğruna, hem de KOSKOCAMAN BİR HİÇ UĞRUNA elden gitmek zorundadır.

ŞU ANDA 5 YILLA YARGILANILMASI GEREKEN; YÜCE YASAMIZIN VE ÇOK BİLMİŞ BİLİRKİŞİLERİN GÖRÜŞÜNE VE MANTIĞINA GÖRE SUÇ SAYILMASI GEREKEN HAREKETLER: Odanıza ünlü birinin posterini asmak, arkadaşınıza herhangi sebep yokken kalabalık içinde ismiyle seslenmek, mahkeme kararı olmaksızın aynı odada bulunduğunuz birinin elbisesi hakkında arkadaşınıza yorum yapmak, Facebook ve İnstagram’da herkese açık yayımlanmış resmi kendi telefonunza kaydetmek… (suçun unsuru için kast gerekiyor edebiyatı yapmayınız çünkü zaten bu eylemleri yaparken kimse taksirle yapmıyor; bu noktada hukuka aykırılık bilinciyle hareket edilmediğinden yırtılabilir belki ancak o da biraz zorlama olacaktır çünkü “hukuka aykrılık müessesi inanılmaz derecede tartışmalı, subjektif bir alan. İnsanları böylesi bir alanın insafına bırakmak acımasızlık olacaktır.)

Arkadaşlar açık konuşacağım, lafı dolandırmayacağım. Bu kişisel veri yasası ile ilgili olarak rezalet ötesi içtihatların oluşması liyakat esasına değil de %97 oranında torpil esasına göre atanan FETÖCÜ hakim ve savcıların döneminde söz konusu olmuştur. Bu dönemde alenileşmiş verilerin de Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından alt sınırı 2 yıl ve üst sınırı 5 yıl olan, çoğu zaman aflardan- şartlı tahliyetlerden cinsel saldırı suçu ile birlikte kategoride yer almak suretiyle hiçbir şekilde yararlanamayan bu lanet suçun konusu olacağı kararlaştırılmıştır. O gün bugündür de Yargıtay görüşünü değiştirmemiş ve her zamanki gelenekselci/katı/sabit fikirli çizgisini bozmayıp “eskiler ne yapıyorsa onu yapmaya devam etmiştir“. Oysa ki kutsal kitaplarda bile haksız eylemler için eskilerden görüleni aynen uygulamak hoş karşılanmamıştır.

Son derece hatalı ve eksik tasarıma sahip bu baş belası suç türü “suç cezada kanunilik prensibine” aykırı olduğu iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne iptal edilmesi istemiyle haklı olarak taşınmıştır. Ancak oradaki cesur hakimlerimiz “suçun konusunun alenileşmiş isim dahil her tür veri olabileceğinden” cihetle iptal istemini reddetmiştir.

Genelde hukuk sistemimizde çoğu zaman gri yoktur. Bir adamın en gizli sağlık verisini alma eylemi ile herkes tarafından bilinen ve istenildiği takdirde 1 saniyede Google’dan bulunabilen verisini yaymayı aynı görür. Sonra da koskoca hakimler, bilirkişler çıkıp da “bilader iyi tamam da biz neyi cezalandırdık?” demezler.

Daha fazla yazmayacağım bu beş para etmez suç tip hakkında. Pek umudum yok ama dilerim bir gün; “zekası sincap seviyesini aşabilen ve 1 gram vicdan sahibi yetkili birileri denk gelir de” bu kanunu,  verilerin  hukuka aykırı yayılmasında eğer ki veri aleni ise ŞİKAYETE TABİ olmasını  ve en azından aleni veriler söz konusu olduğunda cezasını da alt sınırı 2 yıl değil de daha makul olacak şekilde düzenlenme fırsatı bulur.

Şunu da şuraya bırakayım:

Türk Ceza Kanunu’nun  en mantıksız ve hatalı tasarlanmış suçları: TCK 135, 136

 

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top