Google Yorumu Sildirme Yolları- Mahkeme- Avukat İhtarnamesi Ve Tüm Şikayet Yolları

En son şu tarihte güncellendi: 12 Mart 2023

Olumsuz Google yorumları; Google’ın savunma ve inceleme mekanizmasının zayıf olması nedeniyle birçok işletmenin başına dert olmaktadır. Ayrıca Google işletme yorumlarının suistimale açık yapısı da bu suistimale resmen olanak tanımaktadır. Bu gibi hallerde ne yapılacağı hususunu detaylıca inceledik. Bu yazımızın yanında bu konuyla ilgili olarak yazmış olduğumuz diğer rehberi de ekledik aşağıya. Detaylıca incelemenizi öneririm.

YORUMLARDA YERSİZ KÖTÜLEMEK NEDEN HAKSIZ REKABET
SAYILIYOR?

Daha önceki yazılarımızda internetten şikayet, olumsuz yorum, haber veyahut herhangi bir yazı kaldırmak için neler yapılabileceğini, hangi hukuki yollara başvurabileceğinizi adım adım ifade etmiştik. Bu yazımızda ise olumsuz yorumların ne şekilde haksız rekabete sebebiyet verdiğini Türk Ticaret Kanunu hükümleri uyarınca inceleyerek, meydana gelen haksız rekabet için TTK’da düzenlenen hangi hukuki yollara başvurabileceğinizi ifade edeceğiz.

Bu konuyla ilgili olarak şu yazımızı da yeni sekmede açın dursun kenarda: Olumsuz Şikayet-Yorum Kaldırmak İçin Yapılabilecekler-Adım Adım

Öncelikle internet, günümüz koşullarında neredeyse hayatımızın her alanında yer almaktadır. Bu alanlardan birisi de ticarettir. İnternet, kullanıcılar için hem bilgi kaynağı olmakta hem de işletmeler için ürün ve hizmetlerini sunabilmek, onları duyurabilmek için bir pazar yeri olarak kullanılmaktadır. Günümüzde insanların interneti e-ticaret için kullandığı düşünüldüğünde, internet aracılığıyla yapılan kötü yorumlar, kötüleme yoluyla haksız rekabete sebebiyet verebilmektedir. Şimdi öncelikle TTK uyarınca haksız rekabet nedir, kötüleme yoluyla haksız rekabet şartları nelerdir ve her kötü yorum haksız rekabeti doğurur mu bunları inceleyelim.

Haksız rekabet kavramı ; Türk Borçlar Kanunu’nun 57. maddesinde, Türk Ticaret Kanunu’nun 54. ve 63.maddeleri arasında, Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’da, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda ve Fikri Mülkiyet Mevzuatında düzenlenmiştir. Yazımızda Haksız Rekabeti, TTK maddeleri uyarınca inceleyerek, TTK çerçevesinde hangi hukuki yollara başvurabileceğinizi ifade edeceğiz. TTK md. 54/2 uyarınca; ‘’Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.’’ düzenlemesi yer almaktadır. Kanundaki düzenleme ışığında haksız rekabet kavramını tanımlamamız gerekirse; rekabetin, aldatıcı veya dürüstlük kuralına aykırı
davranışlarla kötüye kullanılması olarak ifade edebiliriz.

KÖTÜLEME YOLUYLA HAKSIZ REKABET

İnternette yapılan bazı kötü yorumlar ; bireyi, gerçekleştirdiği faaliyetleri veya ürünlerini haksızca kötülemek maksadıyla yazılmaktadır. Bu yorumlara maruz kalan kişi, hem müşterilerinin gözünde hem de toplum nezdinde küçük düşmekte, kişilik hakları saldırıya uğramaktadır. TTK’nın 55.maddesinde haksız rekabete sebebiyet veren haller sayılmıştır. Kötüleme yoluyla haksız rekabet ise TTK’nın 55.maddesinin 1. Fıkrasının a.1 bendinde yer almaktadır.

MADDE 55- (1) ‘’Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır:
a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar ve
özellikle;1. Başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış,
yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek’’

Kanunda kötüleme olarak ifade edilen eylemi tanımlamamız gerekirse Kötüleme; kişinin ticari hayatına yönelik olarak gerçekleştirilen, ürünlerine, faaliyetlerine veya ticari işlerine yönelik dürüstlük kuralına aykırı, yanıltıcı veya gerçekdışı ifadeler, davranışlar olarak ifade edebiliriz. 

Kötüleme; kişinin ticari faaliyetlerine, ürünlerine, ticaretteki hayatına karşı yapılmalıdır. Bu saydığımız 3 unsura yönelik olmayan kötüleme, TTK uyarınca haksız rekabete sebebiyet vermeyecektir.

Peki bu durumda ne yapılabilir derseniz, her ne kadar TTK kapsamında haksız rekabete sebebiyet vermese de kötü yorumlar kasten yapılan eylemle kişiye zarar vermişse; TBK md.49’da düzenlenen haksız fiil hükümleri veya kişinin kişilik haklarına saldırı gerçekleştiğinden TMK 24 hükümleri kapsamında kötü yoruma maruz kalan kişi korunabilecektir.

TTK HÜKÜMLERİ UYARINCA KÖTÜLEME YOLUYLA HAKSIZ REKABETTEN BAHSEDEBİLMEMİZ İÇİN ;

  • Kötüleme; kişinin ürünlerine, ticari faaliyetlerine veya ticari hayatına yönelik yapılmış
    olmalıdır.
  •  Kötüleme eylemi ile rakibin ticari menfaatleri hedef alınmış ve/veya zarar verilmiş olmalıdır.
  •  Gerçekleştirilen kötüleme eylemi, gerçeğe veya dürüstlük kuralına aykırı olmalıdır.
  • Yapılan yorum, davranış veya tavır, olumsuz yönde olmalıdır. (Yanlış, yanıltıcı veya incitici
    beyanlarda bulunulmalıdır.)
  • Kötüleme eylemi rakip tarafından veya rakip lehine üçüncü bir kişi tarafından da
    gerçekleştirilmiş olmalıdır.
  • Kötüleyici açıklama bilinçli olarak yapılmış olmalıdır.

Kötü ifadeler içermesi sebebiyle haksız rekabet yaratan eylem, geniş bir kitlenin görebileceği şekilde gerçekleştirilebileceği gibi, rakibin zararına sebep olacak şekilde belli bireylere hitaben de yapılabilir. Ayrıca hem işletmede yer alan kişiye yönelik yapılan kötüleme hem de işletmenin tüzel kişiliğine yönelik kötüleme haksız rekabeti doğurmaktadır.

I. Kötüleme açıklama suretiyle veya eleştiri suretiyle yapılabilmektedir. 

Açıklamak Suretiyle Kötüleme; TTK md.55/1-a bendinde kötüleme suretiyle haksız rekabetin gerçekleşmesi için açıklamanın bulunması gerekmektedir. Kanun açıklama şekline yönelik herhangi bir sınırlama getirmediğinden , bu açıklama sözlü, yazılı veyahut başka şekillerde yapılabilecektir. Kötüleme açıklaması birçok şekilde gerçekleştirilebilir. Örneğin; yazımızda incelediğimiz internet üzerinden kötü yorum yazılması ile, ilan, afiş, gazete, televizyon ve sosyal medya aracılığı ile gerçekleştirilebilmektedir.

Eleştiri Suretiyle Kötüleme; Her ne kadar bir konu hakkında fikir beyan etmek için eleştiri yolu kullanılsa da , her eleştiri hukuka uygun olarak kabul edilemeyecektir. Eğer gerçekleştirilen eleştiri, belli bir işletmeye yönelik olarak onun ticari hayatına, mallarına, işletme faaliyetine yönelikse ve objektiflik ile ölçülülük sınırlarını aşıyorsa, başkalarında olumsuz kanaat oluşturuyorsa, artık bu durumda haksız rekabeti yaratan eylem gerçekleşmiş olacaktır.

  • Karşılıklı Kötüleme Durumunda Meşru Müdafaadan Yararlanılabilir Mi?

Kötü yoruma maruz kalan kişi, haksız rekabet gerçekleştiren kişiyi kötüleme yoluna başvurursa; burada 2. kişinin meşru müdafaadan yararlanıp yararlanamayacağı merak edilebilir. Ancak bu gibi durumlarda meşru müdafaa hükümlerinin uygulanması zor görünmektedir. Öncelikle meşru müdafaanın hukuk sistemindeki yerini incelersek; meşru müdafaanın hukuka uygun olmasının sebebi , eylemin saldırıyı defetmek amacıyla yapılmış olmasından kaynaklanmaktadır. Ancak karşılıklı kötüleme durumunda ilk haksız rekabeti doğuran fiilin neticesinin ortaya çıkması için belli bir süre geçmesi gerektiğinden, sonradan gerçekleştirilen 2. Kötüleme eylemi, saldırıyı defetmek amacına hizmet edemeyecektir, ayrıca bu amaca yönelik yapılmış olsa dahi, meşru müdafaa ilk haksız rekabet eyleminin gerçekleşmesi ile aynı zamanda veya hemen yapılması gerektiğinden 2. Haksız rekabet eylemi zaman şartını sağlayamayacaktır.

Yukarıda açıkladığımız sebeplerle; 2.kötüleme eylemi meşru müdafaa kapsamına sokulamayacağından, burada kötü yoruma maruz kalan kişinin karşılık vermemesi gerektiğini, eğer haksız rekabet doğuracak şekilde karşılık verirse kendisinin de TTK hükümlerinden sorumlu olacağını önemle belirtmek isteriz.

Yukarıda da anlattıklarımız doğrultusunda eğer kötüleme suretiyle haksız rekabet doğuran eylem gerçekleşmişse, kişi hukuki yollara başvurabilecektir.

Aşağıda olumsuz yorum sebebiyle haksız rekabete maruz kalan kişinin hangi yollara başvurabileceği ifade edilmiştir.

A. AVUKAT ARACILIĞI İLE İHTARNAME GÖNDERMEK

TTK md.55 uyarınca, haksız rekabeti doğuran kötü bir yorumu internetten kaldırmak istiyorsanız, öncelikli olarak avukat aracılığıyla haksız eylemi gerçekleştiren kişiye, haksız rekabeti doğuran işlem ve eylemlerine son vermesi için ihtarname gönderebilirsiniz. İhtarname gönderme yolunun denenmesi, mevcut ihtilafı çözmek için en hızlı ve en masrafsız yol olacaktır.

Eğer avukat aracılığıyla değil de bizzat kendiniz ihtarname göndermeyi düşünüyorsanız; haksız rekabete ilişkin ihtarnamede yer alması gereken bazı önemli noktaların bulunduğunu bilmelisiniz. Haksız rekabete ilişkin ihtarnamede yer alması gereken konulardan bahsetmemiz gerekirse;

  1. İlgili ihtarın, haksız rekabet eylemini gerçekleştiren kişiye gönderilmesi önemlidir. Yukarıda da bahsettiğimiz üzere haksız rekabeti oluşturan eylemi sadece rakip değil, rakip lehine 3. Kişiler de gerçekleştirebileceğinden doğru kişiye gönderdiğinizden emin olmalısınız.
  2. Haksız rekabeti doğuran eylemin detaylı bir şekilde ihtarnamede açıklanması gerekmektedir.
  3. Haksız rekabeti yaratan eylemin, neden haksız rekabeti doğurduğunu kanun maddeleri çerçevesinde izah etmek gerekmektedir.
  4. İhtarnameyi çeken kişinin kimlik bilgileri ve imzası yer almalıdır. Ayrıca tarih mutlaka yazılı olmalıdır.
  5. Eğer ihtar çekecek kişi şirket adına hareket ediyorsa şirket kaşesi ihtarnamede yer almalıdır.
  6. İhtarnamede süre belirleyerek, o süre içerisinde muhatabın haksız rekabeti teşkil eden tüm davranışlarına son vermesi talep edilmelidir. Aksi halde yukarıda yer alan hükümler uyarınca dava açılacağı, hukuki ve cezai yaptırımların talep edileceği yazılmalıdır.

B.HAKSIZ REKABETTEN KAYNAKLI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNDE
DAVA AÇMAK

Türk Ticaret Kanunu’nun 56.maddesinde, haksız rekabet nedeniyle açılabilecek hukuk davalarının neler olduğu ifade edilmiştir. İlgili hüküm uyarınca;

MADDE 56- (1) Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya
diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse;
a) Fiilin haksız olup olmadığının tespitini,
b) Haksız rekabetin men’ini,
c) Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya
yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz
ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını,

d) Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini,
e) Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat
verilmesini, isteyebilir.
Yukarıda yer alan kanun maddesinden de anlaşılacağı üzere; haksız rekabet sebebiyle müşterileri,
kredisi, mesleki itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir
tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimseler ;

Haksız rekabete neden olduğu iddia edilen fiilin, haksız olup olmadığının tespit edilmesi için TESPİT DAVASI açabilecektir. Tespit davası aslında ileride veya birlikte açılacak davaların ilk aşamasını oluşturmaktadır. Ayrıca tespit davası açılabilmesi için haksız rekabeti gerçekleştiren kişinin kusurunun bulunup bulunmamasının bir öneminin bulunmadığını ifade edelim.

Tespit davasında verilen hüküm kesindir ve kesin delili oluşturmaktadır. Ayrıca haksız rekabet durumunda kişi isterse sadece tespit davası açabileceği gibi tespit davası ile birlikte aşağıda yer alan zarar tazmini yollarına da gidebilecektir.

Hali hazırda devam eden haksız rekabete sebep olan fiil ya da davranışın, mahkeme kararıyla sona erdirilmesi için HAKSIZ REKABETİN MEN’İ DAVASI açılabilecektir. Bu davanın açılabilmesi için haksız rekabeti doğuran eylemi gerçekleştiren kişinin kusuru aranmaz. Ancak haksız eylem ile zararın devam ediyor olması şarttır.

Haksız rekabet sonucu ortaya çıkan maddi durumun ortadan kaldırılması için, haksız rekabet gerçekdışı, yanıltıcı, yanlış beyanlarla gerçekleşmişse bu hatalı beyanların düzeltilmesi için, tecavüzün önlenmesi için ve kaçınılmaz ise haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhası için HAKSIZ REKABETİN REF’i DAVASI yani diğer
ismiyle ESKİ HALE İADE DAVASI açılabilecektir. Açılacak bu davada da haksız rekabet doğuran eylemi gerçekleştiren kişinin kusuru aranmamaktadır.

Haksız rekabeti oluşturan eylemleri gerçekleştiren kişinin kusuru mevcutsa, haksız rekabeti doğuran eylem sonucu zarar ortaya çıkmışsa, haksız rekabet ile zarar arasında illiyet bağı mevcutsa, fiilden zarar gören kişi zarar ve ziyanının tazmini için MADDİ TAZMİNAT DAVASI açabilecektir. Burada davacı TBK md.50 uyarınca ispat külfeti altındadır. Burada ispat
edilmesi gereken husus, haksız rekabet neticesinde zarara uğradığının ortaya konulmasıdır. (Ayrıca davacı bu davada, haksız rekabet sonucu davalının elde etmesi mümkün görünen menfaat sebebiyle haksız kazancın iadesini de talep edebilecektir. )

Haksız rekabet sebebiyle Türk Borçlar Kanunu’nun 58.maddesinde öngörülen şartlar gerçekleşmişse (Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören birinin bulunması gerekmektedir) MANEVİ TAZMİNAT DAVASI açılabilecektir. Davanın açılabilmesi için davacının ekonomik menfaatinin zarara uğramış olması veya ekonomik menfaatinin zarara
uğrama tehlikesinin var olması gerekmektedir. Ayrıca davalının kusurunun bulunması şarttır.

 Yukarıda Bahsi Geçen Davaları Kimler Açabilir?

TTK md.56 ‘da, haksız rekabetten kaynaklı davaları kimlerin açabileceği detaylı bir şekilde düzenlenmiştir.

TTK md.56/1 uyarınca; ‘’Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse’’ ifadesi yer almakta olup, bu ilgililer dava açabilecektir. Haksız rekabet için açılabilecek tazminat davaları hariç diğer dava türlerinde dava açacak kişinin zarar görme tehlikesinin mevcut olması yeterli sayılmıştır.

TTK md.56/2 ‘de; ‘’Ekonomik çıkarları zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek müşteriler de birinci fıkradaki davaları açabilirler, ancak araçların ve malların imhasını isteyemezler.’’ düzenlemesi yer almaktadır. Bu hüküm uyarınca haksız rekabet nedeniyle ekonomik çıkarları zarar gören veya zarar görme tehlikesi altında olan müşteriler de ilgili davaları açabilecektir. TTK md.56/1 hükmünden farklı olarak müşteriler, haksız rekabetin gerçekleşmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını talep edemeyeceklerdir.

TTK md.56/3 uyarınca; ‘’ Ticaret ve sanayi odaları, esnaf odaları, borsalar ve tüzüklerine göre üyelerinin ekonomik menfaatlerini korumaya yetkili bulunan diğer meslekî ve ekonomik birlikler ile tüzüklerine göre tüketicilerin ekonomik menfaatlerini koruyan sivil toplum kuruluşlarıyla kamusal nitelikteki kurumlar da birinci fıkranın (a), (b) ve (c) bentlerinde yazılı davaları açabilirler.’’ Ancak bu
hükümde sayılan ilgililer, tazminat davası açamayacaklardır.

Yukarıda Bahsedilen Davalar Hangi Mahkemede, Ne Kadar Sürede
Açılmalıdır?

Bu sorunun cevabı TTK md.60’da yanıtlanmıştır. TTK md.60 ‘a göre haksız rekabet davaları, davaya hakkı olan tarafın bu haklarının doğumunu öğrendiği tarihten itibaren 1 yıl ve herhalde bunların doğumundan itibaren 3 yıl içinde açılması gerekmektedir. Bu sürelerin geçmesi halinde hak zamanaşımına uğrayacaktır. Bununla birlikte, haksız rekabet fiili aynı zamanda Türk Ceza Kanunu gereğince daha uzun zamanaşımı süresine tabi olan cezayı gerektiren bir fiil ise, bu süre hukuk davaları için de geçerli olacak ve TCK’daki daha uzun zamanaşımı süresi dikkate alınacaktır.

Burada haksız rekabet fiilinin devam etmesi halinde zamanaşımı sürelerinin işlemeyeceğinden bahsetmek gerekir. Bu durumda haksız rekabet eylemi devam ettiğinden her devam eden gün için yeniden dava hakkı doğmakta olup, zamanaşımı süresi haksız fiilin son bulduğu andan itibaren başlayacaktır.

TTK’nın 5.maddesinin 1. Fıkrası uyarınca ticari davalara bakmakla görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi olup, yukarıda yer alan davalar asliye ticaret mahkemesinde görülmektedir. TTK hükümleri uyarınca haksız rekabetten kaynaklı açılabilecek hukuk davalarında yetkili mahkeme seçimlik olup; davalının yerleşim yeri mahkemesi veya haksız fiilin işlendiği, zararın meydana geldiği, zararın meydana gelme ihtimalinin bulunduğu yada zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir.

C.SAVCILIĞA ‘’HAKSIZ REKABET SUÇUNDAN’’ KAYNAKLI ŞİKAYETTE
BULUNMAK

Türk Ticaret Kanunu’nun 62. maddesinde, 55.maddede sayılan haksız rekabet fiillerini işleyenlerin cezai sorumluluğunu düzenlemiştir. Bu kişiler aleyhine savcılığa haksız rekabet suçundan kaynaklı şikayette bulunulabilecektir.

MADDE 62- ‘’ a) 55 inci maddede yazılı haksız rekabet fiillerinden birini kasten işleyenler,
b) Kendi icap ve tekliflerinin rakiplerininkine tercih edilmesi için kişisel durumu, ürünleri, iş ürünleri,
ticari faaliyeti ve işleri hakkında kasten yanlış veya yanıltıcı bilgi verenler,

c) Çalışanları, vekilleri veya diğer yardımcı kimseleri, çalıştıranın veya müvekkillerinin üretim veya
ticaret sırlarını ele geçirmelerini sağlamak için aldatanlar,
d) Çalıştıranlar veya müvekkillerden, işçilerinin veya çalışanlarının ya da vekillerinin, işlerini gördükleri
sırada cezayı gerektiren bir haksız rekabet fiilini işlediklerini öğrenip de bu fiili önlemeyenler veya
gerçeğe aykırı beyanları düzeltmeyenler, fiil daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, 56 ncı madde gereğince hukuk davasını açma hakkını haiz bulunanlardan birinin şikâyeti üzerine, her bir bent kapsamına giren fiiller dolayısıyla iki yıla kadar hapis veya adli para cezasıyla cezalandırılırlar.’’

Yukarıdaki madde bentlerinde yer alan eylemleri kasten gerçekleştiren kişiler hakkında, eğer gerçekleştirdikleri fiiller ilgili kanun hükümleri uyarınca daha ağır bir cezayı gerektiren bir suçu oluşturmuyorsa; TTK md.56’da yer alan dava açma hakkına sahip olan kişilerden birisinin savcılığa yapacağı şikayet üzerine, bu kişiler hakkında 2 yıla kadar hapis veya adli para cezasına hükmedilecektir.

Yukarıda da incelediğimiz üzere kişiye karşı veya mallarına, ticari faaliyetlerine, fiyatlarına, ticari işlerine yönelik yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici beyanlar ile kötülemek suretiyle haksız rekabet eylemi gerçekleştirilirse ; haksız rekabet suçu oluşmuş olacaktır. Söz konusu beyanlar yüzünden zarar gören rakibin direkt olarak ifade edilmesi şart olmayıp, yapılan açıklamada hangi rakibe zarar verilmek istendiğinin anlaşılması yeterli kabul edilmektedir.

Yine burada da TTK md.60’da düzenlenen zamanaşımı süresi uygulanmaktadır. Şikayet hakkına sahip olan kişiler; şikayet etme haklarının doğduğunu öğrendikleri tarihten itibaren 1 yıl ve herhalde şikayet etme hakkının doğumundan itibaren 3 yıl içinde şikayette bulunmak zorundadır. Ancak haksız rekabete yol açan eylem, aynı zamanda TCK’da yer alan ve daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörülen bir suçu oluşturuyorsa, burada TCK’daki zamanaşımı süresi uygulanacaktır.

D.GOOGLE’A HAKSIZ REKABET HALLERİNDEN ÖTÜRÜ BİLDİRİMDE
BULUNMAK

Google adwords reklamları ile TTK md.55’de yer alan eylemler neticesinde haksız rekabet gerçekleşmiş olabilir. Ayrıca internet sayfanızda itibarınızı zedeleyen kötü yorumları Google’a bildirmek isteyebilirsiniz. Bu durumda Google’a haksız rekabetten ötürü bildirim ve şikayette bulunabilirsiniz.  Ancak Google bu durumda şikayeti değerlendirmekle birlikte, geriye dönük size cevap vermeyebilir. Bu sebeple bu yol pek çözümcül bir yol olmamaktadır.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top