İdari Yargılamada Kesinleşmiş Kararlara Karşı ”Yargılamanın Yenilenmesi ”Kanun Yolu- Başvuru Sebepleri-Süresi

En son şu tarihte güncellendi: 11 Mart 2023

Yargılamanın yenilenmesi isimli kanun yolunu duymamış olabilirsiniz. Kısa bir şekilde ifade etmemiz gerekirse yargılamanın yenilenmesi, kesinleşmiş bir mahkeme kararının mevcut olması halinde istisnai olarak başvurabileceğiniz olağanüstü bir kanun yoludur. Yargılamanın yenilenmesi hususu Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 311. vd. maddesi ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 53. ve 55. madde hükümlerinde yer almakta olup, bu yazımızda  idari yargılama usulü kanununda bulunan yargılamanın yenilenmesi hususunu inceleyeceğiz.

ÖNEMLİ NOT:Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Kanunu” ve “Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Yönetmeliği“‘ne aykırılıktan ötürü açılan iptal davaları nedeniyle “yargılamanın yenilenmesi” yoluna başvurmak isteyen kişiler için bu mümkündür. Özellikle de eğer ki ortada haksız ve yalan istihbari bilgi var ise ve bu bilginin asılsızlığı söz konusu ise ve buna rağmen hatalı güvenlik soruşturmasına ilişkin iptale yönelik idari davayı kaybettiyseniz yargılamanın yenilenmesi mümkün olabilir. Aşağıdaki yargılamanın yenilenmesi sebeplerinden bir ya da birkaçı; hatalı uygulanan güvenlik soruşturmasına yönelik iptal davasının kaybedilmesi sonrası yargılamanın yenilenmesi sürecinin gerekesi teşkil edebilir. Ayrıca eğer ki güvenlik soruştrurmanız olumsuz ise Anayasa bireysel başvuruya ilişkin şu makalemize de göz atabilirsiniz: Anayasa Mahkemesi Bireysel Başvuru Sebepleri ve Şartları-Örnek Dilekçe

       İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 53. maddesi uyarınca ; Danıştay ile bölge idare, idare ve vergi mahkemelerinden verilen kararlar hakkında, aşağıda yazılı sebepler dolayısıyla yargılamanın yenilenmesi istenebilir. 

a-)Zorlayıcı sebepler dolayısıyla veya lehine karar verilen tarafın eyleminden doğan bir sebeple elde edilemeyen bir belgenin kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması,

b-)Karara esas olarak alınan belgenin, sahteliğine hükmedilmiş veya sahte olduğu mahkeme veya resmi bir makam huzurunda ikrar olunmuş veya sahtelik hakkındaki hüküm karardan evvel verilmiş olup da, yargılamanın yenilenmesini isteyen kimsenin karar zamanında bundan haberi bulunmamış olması, 

c-)Karara esas olarak alınan bir ilam hükmünün, kesinleşen bir mahkeme kararıyla bozularak ortadan kalkması, 

d-)Bilirkişinin kasıtla gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun mahkeme kararıyla belirlenmesi, 

e-)Lehine karar verilen tarafın, karara etkisi olan bir hile kullanmış olması, 

f-)Vekil veya kanuni temsilci olmayan kimseler ile davanın görülüp karara bağlanmış bulunması,

g-)Çekinmeye mecbur olan başkan, üye veya hakimin katılmasıyla karar verilmiş olması,

h-)Tarafları, konusu ve sebebi aynı olan bir dava hakkında verilen karara aykırı yeni bir kararın verilmesine neden olabilecek kanuni bir dayanak yokken, aynı mahkeme yahut başka bir mahkeme tarafından önceki ilamın hükmüne aykırı bir karar verilmiş bulunması. 

ı-)Hükmün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlâli suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması veya hüküm aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi.

Şimdi yazımızın devamında yargılamanın yenilenmesi sebeplerini, yargılama yenilenmesi kanun yolu başvurusunu kimin inceleyeceğini, başvuruyu hangi merciiye yapacağınızı ve ne kadar sürede yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurabileceğinizi detaylıca inceleyeceğiz.

YARGILAMANIN YENİLENMESİ KANUN YOLU NE ANLAMA GELMEKTEDİR? 

         Yargılamanın yenilenmesi aslında, hakkınızda kesinleşmiş bir mahkeme hükmünün (kesinleşmenin ne anlama geldiğini yazımızın devamında ifade edeceğiz) hata içermesi sebebiyle başvurulan ve çok sınırlı, istisnai şekilde uygulama yeri bulan olağanüstü bir kanun yoludur.

         Bilindiği üzere yargılamalar insan eliyle yürütülmekte olup, insanoğlunun görev üstlendiği işlerde hatalı bir durumla karşılaşılma ihtimali her zaman bulunmaktadır. Eğer verilen kararın hatalı veya hukuka aykırı olduğunu düşünüyorsanız, bu kararın düzeltilmesi amacıyla kanunlarımızda ‘’kanun yolları’’ adı verilen yollara başvurarak kararın kaldırılmasını veya bozulmasını talep edebilirsiniz. (Tabi her mahkeme kararı için bu husus mutlak değildir, verildiği anda kesinleşen kararlar da mevcut). Kanun yolu başvurusunun konusu bir mahkeme kararı olduğu için başvuru yine bir mahkemeye yapılarak yargısal usulle yargılama devam edecektir. Genel olarak kanun yolu başvurusu, kararı veren mahkemeye yapılabildiği gibi üst derecedeki mahkemeye de yapılabilmektedir.  Hangi mahkemeye kanun yolu başvurusunu yapmam gerekir derseniz, kararı veren mahkeme, hangi mahkemeye başvuru yapabileceğinizi hükmünde açıkça belirtmelidir.

         Kanunu yollarının asıl önemi şurada karşımıza çıkmaktadır; verilen karar için kanun yoluna başvurmanız  halinde, başvurunuz sonuçlanıncaya kadar verilen hüküm kesinleşmemektedir. Bu bahsettiğimiz usul olağan kanun yollarına ilişkindir. Kısaca olağan kanun yolu ; kesinleşmemiş mahkeme kararlarına karşı yapılan ve sonuçlanıncaya kadar mahkeme kararının kesinleşmesini engelleyen bir kanun yoludur. Ancak yukarıda yargılamanın yenilenmesi müessesesinin olağanüstü bir kanun yolu olduğunu ifade ettik. Nedir bu olağanüstü kanun yolu?

        Olağanüstü kanun yolu; kesinleşmiş mahkeme kararlarına karşı yapılan bir başvurudur. Kesinleşmiş mahkeme kararından anlatılmak istenen ise, hükme karşı başvurabileceğiniz olağan kanun yolunun bulunmaması olarak ifade edebiliriz. Bu 2 şekilde karşımıza çıkabilir. Öncelikle ilk derece mahkemesi tarafından verilen karar baştan itibaren kesin olup, bu karara karşı kanun yoluna başvuru şansı tanınmamıştır. İkinci olarak ise ilk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı kanun yoluna başvurmamışsanız veya kanun yoluna başvurmanıza rağmen başvurunuz reddedilerek verilen karar için artık başvurabileceğiniz bir kanun yolu öngörülmemiş ise, artık o hüküm kesinleşmiş demektir ve bu kararlara karşı olağanüstü kanun yoluna başvuru yapma imkanız doğmaktadır.

         Yargılamanın yenilenmesi kanun yolu ile kesin hükümlü hatalı mahkeme kararlarının telafisini amaçlanmaktadır. Yukarıda da anlattığımız üzere verilen karar kesinleşmiş ise artık hukuki gerçeği yansıttığı kabul edildiğinden mahkeme kararını değiştirmeniz mümkün değildir. Ancak yargılama görevini insanların üstlendiği düşünülürse, insanoğlunun yer aldığı her işte hatalı bir durumun meydana gelme ihtimali oldukça fazladır. Bu sebeple de kanunumuzda, kesinleşmiş mahkeme kararlarına karşı ‘’belirli süre içerisinde’’ ve ‘’belirli sebeplere’’ dayalı olarak başvurabileceğiniz ‘’yargılamanın yenilenmesi’’ adı verilen olağanüstü bir kanun yolu düzenlenmiştir. Anlatılanlardan da görüldüğü üzere ‘’Yargılamanın yenilenmesi’’  istisnai olarak gidebileceğiniz bir olağanüstü kanun yolu olup, ve kesin hüküm ilkesinin istisnasını oluşturmaktadır.

YARGILAMANIN YENİLENMESİ KANUN YOLUNA BAŞVURMA OLAĞANI DOĞURAN SEBEPLER NELERDİR?

       Yazımızın en başında da ifade ettiğimiz üzere yargılamanın yenilenmesi yoluna her karar için başvurmanız MÜMKÜN DEĞİLDİR. Şimdi İYUK md. 53’e detaylıca bakarak hangi sebepler için bu yola başvurabileceksiniz onu inceleyelim.

       İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 53. maddesi uyarınca ; Danıştay ile bölge idare, idare ve vergi mahkemelerinden verilen kararlar hakkında, aşağıda yazılı sebepler dolayısıyla yargılamanın yenilenmesi istenebilir. (Burada ilk karşımıza çıkan sonuç şu ki, üst derece merci mahkemeleri ile  ilk derece mahkeme kararlarına karşı yargılamanın yenilenmesi yoluna gidilebileceğidir. NOT: İdari nitelikteki Danıştay Kararlarına karşı yargılamanın yenilenmesi yoluna başvuramazsınız!) 

(Bir diğer NOT: CMK ve diğer kanunlar uyarınca yargılamanın yenilenmesinin olağanüstü bir kanun yolu olduğunu ve kesinleşmiş mahkeme kararları için gidilebileceğini belirtmiştik. Ancak İYUK’ta görüldüğü üzere ‘’Kesinleşmiş mahkeme kararı’’ şartı madde hükmünde yer almamaktadır. İşbu sebeple Danıştay, bölge idare, idare ve vergi mahkemelerinin KESİNLEŞMEMİŞ kararlarına karşı da yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurmak teorik olarak mümkün görünmekte ise de Danıştay birçok kararında  yargılamanın yenilenmesi kanun yoluna kesinleşmiş kararlar için gidilebileceğini ifade etmiştir.)

Yargılamanın Yenilenmesi yoluna Danıştayın, Bölge İdare Mahkemesinin, İdare ve Vergi Mahkemesi’nin kesinleşmiş ve esasa ilişkin Nihai kararlarına karşı gidilebilmektedir. Ayrıca somut olayda aşağıda yer alan sebeplerden birinin bulunması şarttır.

1-Zorlayıcı sebepler dolayısıyla veya lehine karar verilen tarafın eyleminden doğan bir sebeple elde edilemeyen bir belgenin kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması (Yargılama yapılırken ‘’elinizde olmayan’’ sebeplerle belli belgelere erişememiş olabilirsiniz . Ancak bu belgeler karar için oldukça büyük bir etki yaratabilecek mahiyette olabilir. İşte söz konusu belgeler elinizde olmayan sebeplerle, mahkeme kararının verilmesinden sonra elinize geçmiş ise artık yargılamanın yenilenmesi sebeplerinden birisi oluşmuş olacaktır.)

2-Karara esas olarak alınan belgenin, sahteliğine hükmedilmiş veya sahte olduğu mahkeme veya resmi bir makam huzurunda ikrar olunmuş veya sahtelik hakkındaki hüküm karardan evvel verilmiş olup da, yargılamanın yenilenmesini isteyen kimsenin karar zamanında bundan haberi bulunmamış olması (2. Bentte anlatılmak istenen husus gayet açık. Kısaca ifade edersek, kesinleşmiş mahkeme hükmüne bir belge esas alınmış/o belgeye dayalı karar verilmiş ise ve bu belgenin  yargılama makamları uyarınca sahteliğine hükmedilmiş ise, sahte belge hükme esas alındığından ve bu sebeple hüküm hatalı olarak tesis edildiğinden, bu sebebe dayalı olarak yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurabileceksiniz.) 

3-Karara esas olarak alınan bir ilam hükmünün, kesinleşen bir mahkeme kararıyla bozularak ortadan kalkması (Yargılamanın yenilenmesi yoluna götüreceğiniz mahkeme hükmü, başka bir mahkeme kararını esas almış ve buna göre karar vermiş olabilir. Karara esas alınan mahkeme hükmü bozularak ortadan kaldırılmış ise artık mevcut olmayan bir karar uyarınca nihai karar verilmiş olduğundan olağanüstü kanun yoluna başvurabileceksiniz.)

4Bilirkişinin kasıtla gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun mahkeme kararıyla belirlenmesi (Bu bent  de gayet açık. Ancak kısaca ifade etmek gerekirse yapılan yargılamada bilirkişi raporu düzenlenmiş ve bilirkişi raporunda kasıtlı olarak gerçeğe aykırı beyanda bulunulmuş ( buna ilişkin mahkeme kararı olmalı) ve bu rapor hükme esas alınmış ise, artık yargılamanın yenilenmesi sebebi oluşmuş demektir.)

5-Lehine karar verilen tarafın, karara etkisi olan bir hile kullanmış olması (Burada hilenin karara etkili olması gerektiği hususuna özellikle dikkat edin)

6-Vekil veya kanuni temsilci olmayan kimseler ile davanın görülüp karara bağlanmış bulunması, 

7-Çekinmeye mecbur olan başkan, üye veya hakimin katılmasıyla karar verilmiş olması (Hakimin davaya bakamayacağı ve yargılamaya katılamayacağı bir hal mevcut olmasına , tarafsızlığını şüpheye düşürecek sebeplerin mevcut olmasına rağmen (görev yasağı, yasaklılık hali vb.) hakim kendiliğinden davaya bakmaktan çekinmemiş ve verilen kararda o hakim de yer almış ise; artık o karar için yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurulabilinecektir.)

8-Tarafları, konusu ve sebebi aynı olan bir dava hakkında verilen karara aykırı yeni bir kararın verilmesine neden olabilecek kanuni bir dayanak yokken, aynı mahkeme yahut başka bir mahkeme tarafından önceki ilamın hükmüne aykırı bir karar verilmiş bulunması (Daha önce konusu, tarafları ve sebebi aynı olan bir dava görülmesine rağmen yine aynı sebep konu ve tarafa dayalı yeni bir dava açılmış ve 2. davada yeni bir kararın verilmesini gerektirecek bir dayanak mevcut olmamasına rağmen ilk dava kararına aykırı bir karar verilmiş ise, artık yargılamanın yenilenmesine gidebilirsiniz)

9-Hükmün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlâli suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması veya hüküm aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi (Verilen hüküm İnsan Hakları Sözleşmesi ve birçok uluslararası sözleşmeye aykırı ise ve bu aykırılık sebebiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurulmuş ve AİHM kararı ile aykırılık kesinleşerek hüküm aleyhine dostane çözüm veya tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmiş ise, işbu hüküm için yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurabilirsiniz.)

        İdari yargılamada yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunabilmeniz için yukarıda tek tek izah etmiş olduğumuz İYUK md. 53’de düzenlenen sebeplerden birinin bunulması şarttır. Bu husus İYUK md. 55/3’de belirtilmiş olup, ‘’ Yargılamanın yenilenmesi istemleri, kanunda yazılı sebeplere dayanmıyor ise, istemin reddine karar verilir.’’  Düzenlemesi mevcuttur. Eğer yukarıda yer alan sebeplere dayalı bir durum somut olayda mevcut değilse, yapmış olduğunuz  yargılamanın yenilenmesi isteminizin reddedileceğini bilmelisiniz.

  • Verilen karar için Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunmuş iseniz, bireysel başvuru sonucunda AYM ihlal kararı vermiş ve yeniden yargılama yapılması için dosyanız ilgili mahkemeye gönderilmiş ise burada yargılamanın yenilenmesi sebebi oluşmuş mudur? 

      Bu soruya öncelikle olumsuz yanıt vermekle birlikte, Anayasa Mahkemesinin 2016/14563 Başvuru numaralı , 28.11.2019 tarihli kararında ilgili cevabı huzurlarınıza sunmaktayım.

“Anayasa Mahkemesinin, tespit edilen ihlalin giderilmesi amacıyla yeniden yargılama yapılmasına hükmettiği hallerde, ilgili usul kanunlarında düzenlenen yargılamanın yenilenmesi kurumundan farklı olarak yargılamanın yenilenmesi sebebinin varlığının kabulü ve önceki kararın kaldırılması hususunda derece mahkemesinin herhangi bir takdir yetkisi bulunmamaktadır. Zira ihlal kararı verilen hallerde yargılamanın yenilenmesinin gerekliliği hususundaki takdir derece mahkemelerine değil ihlalin varlığını tespit eden Anayasa Mahkemesine bırakılmıştır.”

     Önemle belirtmek gerekirse; Danıştayın birçok kararında yargılamanın yenilenmesi sebeplerinin İYUK’ta sınırlı olarak sayıldığı ve sayılan sebeplerden herhangi birinin başvurada bulunmaması halinde başvurunun reddine karar verileceği ifade edilmiştir.

İYUK md. 53/2 Uyarınca Yargılamanın Yenilenmesi İstemi  ‘’Esasa ilişkin Nihai Kararı Vermiş Olan Mahkemeye’’ Yapılmakta Olup, İşbu Mahkeme Tarafından İsteminiz Hakkında Karar Verilecektir.

        İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 53. Maddesinin 2. Fıkrasında; ‘’Yargılamanın yenilenmesi istekleri, esas kararı vermiş olan mahkemece karara bağlanır.’’ Hükmü mevcuttur. Bu hükümden de anlaşılacağı üzere yargılamanın yenilenmesi, dava konusu uyuşmazlık hakkında verilmiş bir kararın aynı mahkemede tekrar ele alınmasına ve mahkeme kararının dayandığı nedenlerde sakatlıkların incelenmesine olanak sağlayan bir kanun yoludur.

        Yargılamanın yenilenmesi kanun yoluna başvuru, esasa ilişkin nihai kararı veren mahkemeye yargılamanın yenilenmesi dilekçesi verilerek yapılmaktadır. İşbu dilekçe verildikten sonra mahkeme, kesin ve nihai bir kararın mevcut olup olmadığını, yenileme başvurusunun süresi içerisinde yapılıp yapılmadığını ve yenileme sebeplerinden birinin bulunup bulunmadığını araştırmaktadır. Eğer bu şartların hepsi sağlanmış ise artık yargılamanın yenilenmesi sebebinin haklı olup olmadığının incelemesine geçilmektedir.

        Yenileme sebebi haksız ise mahkeme yenileme isteminizin reddine karar verecektir. Eğer haklı olduğu kanaatinde ise söz konusu davaya yeniden bakılacak ve yeni bir karar tesis edilecektir. Tesis edilen yeni karar önceki karar ile aynı olabileceği gibi kısmen veya tamamen farklı bir karar da olabilmektedir. Yine belirtelim ki yargılamanın yenilenmesine ilişkin durum evrak üstünden incelenebileceği gibi daire veya mahkeme duruşma yapılmasına hükmeder ise duruşmalı olarak da görülebilmektedir.  Yargılamanın yenilenmesi başvurusunun reddine ilişkin karar nihai bir karar olduğu için bu karara karşı olağan kanun yollarına başvurabilmeniz mümkündür.

ÖNEMLİ: Kanun yolu aşamasında BİM (bölge idare mahkemesi) istinaf isteminizi reddetmiş ise veya ilk derece mahkemesi kararının onanmasına ilişkin bir karar verilmiş ise veyahut Danıştay temyiz incelemesi üzerine onama ve bozma kararı vermiş ise; bu kararlar esasa ilişkin bir karar olmadığından, yargılamanın yenilenmesi istemine konu edilemeyecektir.

ÖNEMLİ 2: İvedi yargılama usulü ile merkezi ve ortak sınavlara ilişkin yapılan yargılama usulü ile, Danıştay’ın temyiz mercii olarak işin esası hakkında verdiği kararlar esasa ilişkin kesin kararlar olduğundan, işbu kararlara karşı yargılamanın yenilenmesi kanun yoluna başvuru yapmak mümkündür.

YARGILAMANIN YENİLENMESİ KANUN YOLUNA HANGİ SÜRE İÇERİSİNDE BAŞVURABİLİRSİNİZ?

             Bu sorunun cevabı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 53. Maddesinin 3. Bendinde yanıtlanmış olup, yargılamanın yenilenmesine ilişkin yapılacak başvuruya ilişkin süreler 3 ayrı kategori halinde düzenlenmiştir. Bu kategorileşmede dikkate alınan temel nokta yargılamanın yenilenmesi sebebinin ne olduğudur. 

İYUK 53/3: ‘’ Yargılamanın yenilenmesi süresi, (1) numaralı fıkranın (h) bendinde yazılı sebep için on yıl, (1) numaralı fıkranın (ı) bendinde yazılı sebep için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl ve diğer sebepler için altmış gündür. Bu süreler, dayanılan sebebin istemde bulunan yönünden gerçekleştiği tarihi izleyen günden başlatılarak hesaplanır.’’

  1. Tarafları, konusu ve sebebi aynı olan bir dava hakkında verilen karara aykırı yeni bir kararın verilmesine neden olabilecek kanuni bir dayanak yokken, aynı mahkeme yahut başka bir mahkeme tarafından önceki ilamın hükmüne aykırı bir karar verilmiş bulunması sebebine dayanacak iseniz 10 yıllık süre,
  2. Hükmün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlâli suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması veya hüküm aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi sebebine dayanacak iseniz AİHM kararının kesinleşmesi tarihinden itibaren 1 yıllık süre
  3. Ve kanunda yer alan diğer sebeplere dayalı bir başvuruda bulunacaksanız 60 günlük süreniz bulunmaktadır.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top