Sınır Dışı Kararına (Deport Kararına) İtiraz Dava Dilekçesi-Sık Sorulan Sorular-Önemli Detaylar

En son şu tarihte güncellendi: 4 Ekim 2023

İdare hukuku ile ilgili belki de en kritik hukuki ihtilafların olduğu alan sınır dışı kararına itiraz prosedürlerinde karşımıza çıkmaktadır. Bu yazımızda ağırlıklı olarak idari davalar ile ilgilenen büromuz sizler için kapsamlı bir rehber hazırladı. Belki burada yazanların çoğunu Göç İdaresi’nin resmi sitesinden de bulabilirsiniz. Ancak orada bulamayacağınız birtakım tüyolar ve detayları olabilecek en sade, net ve anlaşılır şekilde kaleme aldık. Yazımızın sonunda bir dilekçe örneği ve dilekçe oluşturucu form mevcut. Bu formu doldurduğunuz takdirde 5 dakika içerisinde mail adresinize bir dilekçe gelecektir.

Sınır Dışı Etme Kararı İle İlgili En Sık Sorulan Sorular

 

1) İdari gözetim kararına itiraz hangi ilde yapılır?

İdari gözetim kararını tesis eden idari kurumun bulunduğu ilde itiraz prosedürü yapılır.
2) İdari gözetim kararına itiraz kaç günde sonuçlanır?
Genelde 15 gün içerisinde Sulh Ceza Karar verir ve bu verilen kararlar kesindir. Ancak İdare Mahkemeleri ne yazık ki birkaç aydan daha uzun sürebiliyor.
3)Hem idari dava hem Sulh Ceza itirazı mı yapmak gerek?
Evet hak kaybı yaşamamak için her ikisini de aynı anda yapmak gerekir. Süreleri kaçırmadan gecikmeksizin tüm yasal başvuruları yapmak en doğrusudur.
4)Deport edilen yabancı nasıl geri gelebilir?

Deport kararının geri çekilebilmesi için değerlendirilebilecek alternatiflerden biri, meşruhatlı (istizanlı) vize başvurusudur. Türkiye’ye girişi yasaklanmış olan yabancı bireyler, evlilik nedeniyle vize, çalışma vizesi, eğitim vizesi veya tedavi amacıyla verilen meşruhatlı vizelerden herhangi birini alarak Türkiye’ye yeniden giriş yapmak istisnai olarak mümkündür. Bu sayede hem yasal düzenlemelere uyum sağlanmış olur hem de kişisel ihtiyaçlar doğrultusunda farklı vize seçenekleri kullanılması yasalara göre mümkündür.Ayrıca, meşruhatlı vize başvurusu yaparken dikkat edilmesi gereken bazı önemli püf noktaları bulunmaktadır. Başvuru sahibinin belgelendirebileceği geçerli ve mantıklı sebepler vize başvurusunun olumlu sonuçlanması için kritik öneme sahiptir. Evlilik, çalışma veya eğitim gibi sebepler vize başvurularının meşruluğunu destekleyebilir. Vize başvurusu sırasında gereken belgelerin eksiksiz ve doğru bir şekilde sunulması da büyük önem taşır. Başvuru sahibinin kişisel durumunu, neden Türkiye’ye dönmek istediğini ve vizenin kullanım amacını açıkça belirtmesi gerekir. Ayrıca, varsa yasal belgeler ve evraklar da başvuruya eklenmelidir.

5)Idari gözetim kararına itiraz reddedilirse ne olur?

Başvurunuzun neticeye ulaştırılması ve değerlendirilmesi için süreç genellikle beş iş günü (5 gün) içinde tamamlanmaktadır. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından verilen karar kesindir. Fakat eğer ki verilen karara itiraz ettiğiniz halde bu itirazınız reddedilirse buna rağmen kanunun öngördüğü şekilde, idari denetim koşullarının değiştiği veya ortadan kalktığı gerekçesiyle Sulh Ceza Hâkimine yeniden başvurma hakkınız bulunmaktadır (bu hususta aşağıda beyan ettik).

Tüm bu süreçte; başvurunuzun sürekli olarak izlenme ve değerlendirme altında olduğunu unutmamanız önemlidir. Verilen kararın sonucuna katılmasanız bile yasal haklarınızın korunması adına gereken adımları atabilirsiniz. Yeniden başvuru yapma hakkınız, hukuki sürecin adil ve şeffaf bir şekilde ilerlemesini sağlama amacı taşır.

6) Sınır dışı edilen kişi geri dönebilir mi?

Deport olmuş veyahut sınır dışı edilmiş olan kişi eğer ki cezasını ödemeden çıkış yaparsa; 5 yıl giriş yasağı konmuş olan bir yabancı şayet hakkında yürütülen herhangi bir adli yahut idari bir tahkikat yok ise Türkiye’ye geri gelebilir.
7)Kaçak kişi evlenebilir mi?
Evet bu mümkündür ve yasal olarak herhangi bir engel teşkil etmez.

Kimler Sınır Dışı Edilebilir?

Konu ile ilgili olarak yasal mevzuat uyarınca; Türkiye’de aşağıda ifade edilen koşullarda olan yabancılar hakkında sınır dışı etme kararının alınabileceğini açıkça ifade etmektedir. Şimdi gelin, kimlerin bu aşağıda detaylıca ele alınan sınırlamalar kapsamına girebileceğine bir göz atalım:

  1. Ceza İnfazı Sonrası Sınır Dışı: Hapis cezasına mahkum edilmiş ve cezasını tamamlamış bireyler, işledikleri suçların ciddiyetine bağlı olarak sınır dışı edilebilirler. Burada önemli olan, toplumun güvenliğinin korunması ve suçun tekrarlanma riskinin azaltılmasıdır.
  2. Sahte Belgeler ve Yanıltıcı Bilgiler: Türkiye’ye giriş, vize ve ikamet izinleri için sahte belge veya yanıltıcı bilgi kullandığı tespit edilen kişiler, güvenilirliğin ve hukukun korunması amacıyla sınır dışı edilebilirler. Bu tür eylemler, ülkenin resmi prosedürlerine saygı göstermeyi önemli ölçüde. Mesela ülkeye girişte ismini yanlış beyan eden kişiler sonradan tespit edildiğinde derhal sınır dışı edilebilmektedir.
  3. Geçim Kaynakları ve Kamu Düzeni: Meşru olmayan yollarla geçimini temin edenler veyahut kamu düzeni, güvenliği veya sağlığına tehdit oluşturanlar da Göç İdaresi’nce sınır dışı edilebilir. Bir ülkenin istikrarı ve huzuru; o toplumun refahını korumak için hayati önem taşır. Türkiye’ye gelip de buranın yerel yasalarına aykırı yollarla suç örgütlerine üye olan kişilerin durumu buna örnek verilebilir.
  4. Terör ve Suç Örgütleri: Terör örgütlerine liderlik etmiş, üyeliği veya destekçiliği tespit edilmiş olan kişiler ile çıkar amaçlı suç örgütlerinin üyeleri veya destekçileri, ülkenin güvenliği için bir tehdit oluşturdukları gerekçesiyle sınır dışı edilebilirler (hukuken bunun önünde hiçbir engel yok). Bu tür örgütlerin faaliyetleri, toplum düzenini ve güvenliğini tehlikeye atabilir. Bunların önüne geçmek için devlet Göç İdaresi Kanalıyla engeller koymuştur. Ancak elbette terör kavramı subjektif olduğu için bir devlet tarafından terör örgütü olarak tanımlanan grup başka bir devlet tarafından mağdur vatandaş olarak da tanımlanabilir.
  5. Vize ve İkamet İzinlerine Uymama: Vize veya ikamet izni sürelerini aşan, izinleri iptal edilen veya yasal giriş ve çıkış hükümlerine uymayan bireyler, hukuka uyumu sağlamak için sınır dışı edilebilirler. Bu durum takdir edersiniz ki en medeni ve modern Avrupa ülkelerinden tutun en kabile devleti denilen devletlerde de aynı şekildedir. Bunun aksini düşünmek mümkün değildir.
  6. Uluslararası Koruma Durumu: Uluslararası koruma başvuruları reddedilen, koruma statüsü sona eren veya iptal edilen bireyler arasından ülkenin güvenliği ve refahı açısından tehdit oluşturduğu düşünülenler derhal  sınır dışı edilebilir. Mesela iltica başvurusu yapan bireylerin iltica sebepleri artık yok olursa bu kişilerin durumu buna örnek gösterilebilir.
  7. Terör Örgütleriyle İlişkili Kişiler: Uluslararası tanımlanan terör örgütleriyle ilişkilendirilen bireyler (her ülkenin terör kavramı farklı olsa da göç eden birey bunlara dikkat etmeli ve bu konuma düşmemek için çabalamalıdır), toplumun güvenliği ve ulusal çıkarların korunması amacıyla sınır dışı edilebilir. Bu konuda mensubiyet aranmamakta olup somut verilerle kanıtlanabilir “irtibat ve iltisak” yeterli gelmektedir.

Sonuç itibariyle, sınır dışı etme kararları, bir ülkenin güvenliğini, düzenini ve hukukunu koruma amacıyla alınır. Bu kararlar, bireylerin haklarıyla dengelenirken toplumun genel güvenliği ve refahı da gözetilir.

Sınır Dışı Edilemeyecek Yabancılar

Sınır dışı etme şartlarına uysalar bile, belirli durumlar altında sınır dışı edilmeyecek olan yabancılar bulunmaktadır. Bu özel durumlar insan hakları ve insanlık değerlerinin korunması amacıyla yasalarca özenle belirlenmiştir.

  1. İnsan Haklarına Saygı: Sınır dışı edilecek yabancılar arasında, gidecekleri ülkede ölüm cezasına, işkenceye veya insanlık dışı muameleye maruz kalma riski bulunanlar için özel bir koruma mevcuttur. Bu durum; temel insan haklarına saygının bir yansımasıdır. Umarız korunarak aynen böyle devam eder.
  2. Şiddet Mağdurları: Psikolojik, fiziksel veya cinsel şiddet mağdurları; tedavileri tamamlanana kadar sınır dışı edilmeleri mümkün değildir. Bu uygulama; travma sonrası iyileşme süreçlerinin ve insanların toparlanma haklarını tesis eder. Şiddetin derecesi çok önemlidir, basit değil de belirli bir ağırlığı olan ve sürekli ağır bir tehdit içeren şiddet mağdurları bu tür korumadan faydalanabilir.
  3. Tedavi İmkânları: Hayati tehlike arz eden hastalıklarının tedavisi sürerken, tedavi imkânlarının bulunmadığı ülkeye sınır dışı edilemeyecek olanlar, insan hayatının değerini öne çıkarır.
  4. Sağlık ve Risk Durumu: Özellikle ciddi sağlık sorunları, yaş veya hamilelik durumu sebebiyle seyahat etmeleri riskli olan bireyler sınır dışı edilmez. Bu, insanların sağlıklı ve güvenli bir şekilde seyahat etmeleri hakkını vurgular.
  5. İnsan Ticareti Mağdurları: İnsan ticareti mağdurları, mağdur destek sürecinden yararlandıkları müddetçe sınır dışı edilmezler. Bu, suçluların cezalandırılmasının yanı sıra mağdurların haklarının korunmasını amaçlar.

Yukarıdaki durumlar, sınır dışı edilmeyecek yabancıların belirlenmesinde insan hakları ve insani değerlerin önemini vurgular. Bu yaklaşım, uluslararası düzenlemelerle uyumlu bir şekilde insanların güvende olması ve insan haklarının korunmasını hedefler.

Sınır Dışı Edilme Süreci ve İşlemleri

Sınır dışı edilme süreci, yabancıların ülkede kalma hakları ve güvenliği açısından karmaşık ve yasalarca belirlenmiş detaylı bir bir düzenlemeyi içerir. Kanun, bu sürecin adım adım nasıl gerçekleşeceğini belirtirken, içinde insan odaklı ve etik değerleri koruma amacı güden unsurları da barındırır. İşte sınır dışı edilme sürecinin en basit ve temel adımları:

  1. Ülkeyi Terketme Daveti: İlk aşamada, sınır dışı edilecek yabancılara ülkeyi terketmeleri için davet yapılır. Ancak burada dikkate alınması gereken, yabancının durumuna göre farklı yaklaşımların benimsenmesidir. Bu aşamada, hızlı hareket edebilenler ile daha karmaşık durumlar arasında ayrım yapılır. Her yabancıya davet yapılmaz.
  2. Geri Gönderme Merkezleri ve Alternatif  Yükümlülükler: Sınır dışı edilme kararı alanlar, geri gönderme merkezlerinde idari gözetim altında tutulabilir yahut çeşitli alternatif yükümlülükler getirilebilir. Bu, her durumun özel bireysel ihtiyaçlarını ve risk faktörlerini gözeterek alarak yapılan bir değerlendirmedir.
  3. Gönüllü Dönüş Destekleri: Kimi yabancılar, gönüllü olarak ülkelerine dönmek isteyebilir. Bu durumda, onlara bizzat Göç İdaresi tarafından yardımlar ve kolaylıklar sağlanır. İnsanların bizzat kendi iradeleriyle bu kararı almaları, sürecin insan odaklı yaklaşımının bir yansımasıdır.
  4. Süre Tanıma: Sınır dışı edilme kararı alınan yabancılara, ülkeyi terk etmeleri için belirli bir süre belirlenir ve kişiye bu durum tebliğ edilir (elden teslim suretiyle yazılı olarak yahut belirtilmiş olan ikametgah adresine posta ile). Bu süre, genellikle on beş günü geçmez, ancak bazı özel durumlar söz konusu olduğunda bu süre daha kısa olabilir.
  5. Özel Durumlar ve Hızlı Kararlar: Kaçma veya kaybolma riski yüksek olanlar kritik durumdaki yabancılar, yasal giriş veya çıkış kurallarını daha evvelden ihlal etmiş bulunanlar, yukarıda anıldığı üzere sahte belge kullananlar veyahut kamu düzeni, güvenliği veya sağlığına tehdit oluşturanlar için herhangi net bir süre tanınmaz. Bu tür durumlar, kamu idarelerince en hızlı kararları gerektirir ve toplumun güvenliği öncelikli alınan kararlar arasındadır.

Bu süreç, insan haklarına saygılı, bireylerin durumlarını göz önünde bulunduran ve hızlı aksiyon alabilen bir yaklaşımı yansıtmaktadır. Aynı anda hem insan haklarına saygılı olmak hem de kimseyi mağdur etmeden en hızlı şekilde aksiyon alıp kamu güvenliğini sağlamak kolay değildir. Bundan ötürü sınır dışı edilme süreci kolay değildir. Tüm bu karmaşıklığına rağmen idarelerin; adalet, etik ve insani değerleri koruması takdire şayandır.

İdari Gözetim Kararı: Hızlı Değerlendirmeler, İnsan Hakları ve Adil Süreç

Sınır dışı etme kararı, yabancıların durumlarına göre nispeten daha karmaşık bir değerlendirme sürecini içerir. Bu süreç, valilik tarafından titizlikle yönetilir ve insan haklarına saygılı bir şekilde işler. İşte bu kararın alınmasına ve idari gözetim sürecine dair önem arz eden bilgiler ve yorumlar:

Sınır dışı etme kararının alınmasında valilik yetkilidir ve değerlendirme süreci en fazla kırk sekiz saat sürer. Ancak bu süre, kaçma riski taşıyanlar, giriş-çıkış kurallarını ihlal edenler, sahte belge kullananlar, süre içinde ülkeyi terk etmeyenler veya kamu güvenliğine tehdit oluşturanlar gibi özel durumlar söz konusu olduğunda normalde olduğundan çok hızlı kararlar gerektirebilir. 

İdari gözetim kararı, sınır dışı etme kararı alınan ve yukarıda belirtilen özel durumları taşıyan yabancılar için uygulanır. Bu karar, ya idari gözetim altına alınmalarını sağlar ya da alternatif yükümlülükler getirir. Bu, bireylerin risk durumlarına ve toplumun güvenliğine adil bir denge sağlama amacını taşır.

İdari gözetim altına alınan yabancılar, yakalanma anından itibaren kırk sekiz saat içinde geri gönderme merkezlerine taşınır. Bu merkezlerdeki idari gözetim süresi genellikle altı ayı geçmez, ancak iş birliği yapılmaması veya doğru bilgi/belge verilmemesi gibi durumlarda en fazla altı ay daha uzatılabilir.

Sürecin adil ve insan odaklı bir şekilde işlemesi için, idari gözetim süreci boyunca valilik tarafından her ay düzenli olarak değerlendirme yapılır. Gerekirse, otuz günlük bekleme süresi gözetilmeden de bu değerlendirmeler yapılabilir ve idari gözetim sonlandırılabilir. Bu durumda, yabancıya çeşitli alternatif yükümlülükler getirilir.

İdari gözetim kararı, sürenin uzatılması ve her ay yapılan değerlendirmelerin sonuçları, gerekçeleriyle birlikte yabancıya, yasal temsilcisine veya avukatına tebliğ edilir. Bu, şeffaflık ve hukuki güvence ilkesini koruma amacını taşır.

Yabancılar veya temsilcileri, idari gözetim kararına karşı sulh ceza hâkimine başvurabilir. Bu başvuru süreci; adil ve olabildiğince hakkaniyetli bir inceleme ve hızlı sonuçlanma prensiplerini içerir. İdari gözetim şartlarının değiştiği iddiasıyla da yeniden başvurulabilir.

Sonuç olarak, idari gözetim kararı süreci, sınır dışı etme sürecinin bir parçası olarak bir hayli karmaşıktır ancak adalet, insan hakları ve hukuki güvencenin korunmasını temel alır. Bu süreç, bireylerin durumlarına özgü hızlı ve adil kararlarla yürütülerek toplumun güvenliği ile bireylerin haklarının dengelemeyi amaçlar.

İdari Gözetim Kararına İtiraz-Hukuki Yollar ve Yasal Destek

Konusu gelmişken şu yazımızda da burada yer almayan farklı bilgiler edinebilirsiniz: Sınır Dışı Etme (Deport) Kararına Karşı Başvurulabilecek Hukuki Yollar

İdari gözetim kararı, sınır dışı etme sürecinde kritik bir aşamayı temsil eder. Bu aşamada, bireylerin hukuki haklarının korunması ve adil bir süreç sağlanması için önemli yollar mevcuttur. İşte bu yollara dair önem arz eden detaylar:

  1. İdari Gözetim Kararının Tebliği ve Bilgilendirme: İdari gözetim kararı, yabancıya veya yasal temsilcisine, gerekçesiyle birlikte tebliğ edilir. Eğer yabancı bir avukatla temsil edilmiyorsa, kendisine veya temsilcisine itiraz süreçleri ve usulleri hakkında detaylıca bilgi sunulur. Bu adımlar, hukuki güvencenin ve şeffaflığın sağlanmasını sağlar.
  2. Sulh Ceza Hâkimine Başvuru: İdari gözetim kararına itiraz için ilk etapta sulh ceza hâkimine başvurmak mümkündür. Başvuru süreci, idari gözetimin durdurulmasını sağlamaz; ancak bireyin hukuki haklarını savunma imkânı sunar. Dilekçenin idareye verilmesi durumunda, yetkili sulh ceza hâkimine hızla iletilir.
  3. İnceleme Süresi ve Kesin Karar: Sulh ceza hâkimi, başvuruyu en fazla beş gün içinde sonuçlandırır. Bu inceleme, adil ve hızlı bir şekilde gerçekleşir. Sulh ceza hâkiminin verdiği karar kesindir (yani başkaca merciye itiraz yolu kapalıdır, aslında bu durum son derece hukuka aykırı bir uygulamadır, zira basit bir idari para cezasında dahi itirazın itirazı yolu açık iken böylesine önemli bir konuda itiraz yolunun kapalı olması abestir)  ve ilgili yargı yolunda sonuç belirleyicidir.
  4. Yeniden Başvuru İmkanı: İdari gözetim altındaki birey veya temsilcisi, idari gözetim şartlarının değiştiği veya ortadan kalktığı iddiasıyla yeniden sulh ceza hâkimine başvurabilir. Ancak bunun için somut bilgi veyahut belgeler gereklidir. Arka arkaya aynı iddialar ile yapılan başvurular reddedilir, hatta incelenmeden direkt ve hızlı bir şekilde reddedilir, o sebeple bu şekilde başvuru yapmanızı önermem. Bu durum; dinamik bir sürecin yansımasıdır ve hayati önem teşkil eden hukuki hakların sürekli olarak korunması amaçlanır.

İdari gözetim kararına itiraz hakkı, sınır dışı etme sürecinde bireylerin seslerini en gür şekilde duyurma ve haklarını yerel ve uluslararası hukuk nezdinde koruma fırsatı sunar. Bu müessese; hukukun insanları koruma çabasının çok önemli bir parçasıdır ve bireylere, sadece kağıt üzerinde değil; aynı zamanda gerçek hayatta da adalet sağlama güvencesi sunar. Üstelik tüm bu süreçte, maddi sıkıntı içinde olanlara hukuki destek sunma amacıyla Avukatlık Kanunu’nun sağladığı olanaklar da göz ardı edilmez. Böylece, hukukun sadece zenginlere değil, her bireye adil bir şekilde erişilebilir olduğu vurgulanmış olur.

Geri Gönderme Merkezlerinde Yabancı Hakları: İnsanca Koşullar ve Destek

Geri gönderme merkezleri, idari gözetim altındaki yabancıların geçici olarak tutulduğu yerlerdir. Bu merkezlerde sağlanan haklar ve koşullar, insan haklarına saygı ve adil bir sürecin gereği olarak titizlikle düzenlenmiştir. İşte geri gönderme merkezlerinde yabancılara sağlanan haklar ve bu hakların anlamını güçlendiren önemli detaylar:

  1. Temel Sağlık Hizmetleri: Yabancılar, bedeli karşılanamayan acil ve temel sağlık hizmetlerini ücretsiz olarak alabilirler. Bu, sağlık hizmetine erişimin evrenselliğini ve her bireyin sağlık haklarını koruma amacı taşır.
  2. İletişim ve Erişim Hakkı: Yabancılara, aile üyelerine, noterlere, yasal temsilcilere ve avukatlara erişim hakkı tanınır. Ayrıca, iletişim kurabilmeleri için telefon hizmetlerine erişim imkânı sağlanır. Bu, bireylerin haklarını savunma ve hukuki destek alma imkânını güçlendirir.
  3. Ziyaretçi ve Diplomatik Temsilci İle Görüşme: Yabancılara, ziyaretçileri, vatandaşı olduğu ülkenin konsolosluk yetkilisi ve Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği görevlisiyle görüşebilme hakkı sunulur. Bu, dış dünyayla iletişimi sürdürme ve gerektiğinde uluslararası kuruluşların desteğine ulaşma fırsatını sağlar.
  4. Aile Birliği ve Çocuk Hakları: Geri gönderme merkezlerinde yetişkinlerin aksine çocukların (18 yaşından küçük olan kişilerin) yüksek yararı gözetilir ve aileler ayrı yerlerde barındırılır. Ayrıca, çocukların eğitim ve öğretimden yararlanmaları için Millî Eğitim Bakanlığı tarafından gereken bütün tedbirler harfiyen alınır. Bu husus; aile birliğini koruma ve çocukların normal yaşantısına devam etme hakkını destekleme amacıyla yürütülmektedir.

Geri gönderme merkezlerinde sağlanan haklar, sadece idari bir süreç değil, aynı zamanda insan haklarına saygıyı yansıtır. Bu haklar, sadece temel ihtiyaçları karşılamaktan öte, insanların onurlu bir şekilde yaşama ve haklarını kullanma hakkını vurgular. Ayrıca, göç alanında uzmanlaşmış sivil toplum kuruluşlarının merkezleri ziyaret etme izni (ülkemizde de bu tür sil toplum oluşumları vardır ve hem devlet hem de uluslarası toplum tarafından desteklenmektedir), şeffaf ve denetlenebilir bir sürecin parçası olarak öne çıkar. Bu da, insan haklarını savunma ve gözetim altındaki bireylere destek olma çabalarını güçlendirir.

Sınır Dışı Etme Kararına Dava Açma Hakkı ve Yargı Süreci

Sınır dışı etme kararına itiraz, yabancının hakkını korumak amacıyla dava yoluyla gerçekleştirilebilir. “deport kararı” dediğimiz karar idarenin (Göç İdaresinin) aldığı özel bir karar olması nedeniyle idari bir işlem niteliği taşır. İdari işlemler Türk Hukuk sisteminde yargı denetimine tabi tutulabilir ve idarenin bu işlemleri yargıya taşınmadığı sürece hukuka uygun kabul edilir. Sınır dışı etme kararı alındıysa, bu karar tebliğ edilir ve yabancıya bu karara karşı süresi içerisinde itiraz hakkının olduğu belirtilir. Eğer tüm bunlar düzgün olarak belirtilmez ise tebliğ de usulüne uygun şekilde yapılmamış sayılabilir.

Sınır Dışı Etme Kararına Karşı İtiraz Davası:

  1. İtiraz Hakkı ve Başvuru Süresi: Sınır dışı edilme kararına karşı dava, idare mahkemesinde açılan iptal davasıdır. Yabancının, sınır dışı etme kararının hukuka aykırı olduğunu iddia etmesi durumunda bu davayı açabilmesi mümkündür. İtiraz davasını açabilmek için yabancının sınır dışı etme kararının kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren yedi günlük (7 günlük) hak düşürücü süresi vardır.
  2. Mahkeme Süreci ve Sonuçlandırma: İtiraz davası idare mahkemesinde görülecektir. İdare mahkemesine başvuran kişi; bu sınır dışı etme kararını veren makama dosyadan suret alıp bu sureti imzalamak ve göndermek suretiyle bu başvurudan idari kurumu haberdar eder. Mahkemeye yapılan başvurular on beş gün içinde ivedi olarak derhal sonuçlandırılır ve mahkeme kararı kesindir. Genelde mahkemeler pratikte bu süreyi aşabiliyor yahut geç tebliğ edebiliyor ne yazık ki.
  3. Hak ve Özgürlüklerin Korunması: Anayasamızın 16. maddesi gereğince temel hak ve özgürlükler yabancılar için de milletlerarası hukuka uygun olarak sınırlanabilir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 7. Protokolü; sınır dışı edilmiş bulunan yabancıların sınır dışı edilmelerine ilişkin tüm hukuki güvenceleri detaylıca düzenlemektedir (aksi halde ülkeler kafalarına göre usuli kurallar ile bu güvenceleri delip geçebilecekti, bunun önüne geçilmiş bulundu) . Bu protokol, yabancıların itiraz, yeniden inceleme ve temsil hakkını güvence altına alır.
  4. Geri Gönderme Merkezindeki Haklar ve İdari Gözetim: Yabancılar, geri gönderme merkezlerinde tutuldukları süre boyunca bazı temel haklara sahiptir. Bu haklar, yabancının “temel ihtiyaçlarının karşılanması, iletişim imkanları ve temsil hakkını” içerir. Ayrıca, idari gözetim ve alternatif yükümlülükler konusundaki başvuru yolları da düzenlenmiştir.

İtiraz davası, yabancıların sınır dışı etme kararlarına karşı hukuki mücadelelerini sağlayarak adil bir yargılama ve temsil hakkı sunar. Bu süreç, hukuka saygının ve yargı denetiminin önemini vurgular. Sınır dışı edilme kararına itiraz hakkı, yabancıların haklarını korumada etkili bir araç olarak öne çıkar.

Sınır Dışı Edilecek Yabancıların Masrafları ve Hükümler

  1. Seyahat Belgeleri ve Seyahat Masrafları: Sınır dışı edilecek yabancıların pasaportları veya diğer belgeleri, sınır dışı işlemleri tamamlanana kadar tutulabilir. Ayrıca, sınır dışı etme (deport) işlemlerinde kullanılmak üzere yabancılara ait biletler de paraya çevrilebilir (uygulamada pek görülmüyor). Yabancı kişilerin seyahat masrafları kendi tarafından karşılanmalıdır.
  2. Masrafların Karşılanamaması Halinde Ne Olacak?: Ancak, seyahat masrafını karşılayamayacak durumda olan yabancıların masrafları, Göç İdaresi Genel Müdürlüğü bütçesinden tamamen yahut kısmen karşılanabilir. Bu durumda, bütçeden karşılanan masrafı ödemeyen yabancı, karşılanan miktarı geri ödemediği sürece Türkiye’ye giriş yapamaz. Nitekim çoğu kez Göç İdaresi karşılamaktadır.
  3. Masrafların Hukuki Niteliği Nedir?: Sınır dışı edilme sürecinde ortaya çıkan tüm masraflar; 6183 sayılı Kanun’a göre amme alacakları kapsamında sayılmaktadır (bundan ötürü de tahsilat prosedürü de kamu alacağı olduğu varsayımı ile ilerleyecektir). Bu nedenden ötürü tüm bu masraflar maliye vezneleri tarafından derhal tahsil edilebilecektir.
  4. İzinsiz Çalışma Durumunda Masrafların Akıbeti: İzinsiz çalıştırılan yabancılar için ayrı bir düzenleme vardır. 4817 sayılı Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun’un ilgili maddesi, çalışma izni bulunmayan yabancıyı çalıştıran işveren veya işveren vekillerine idari para cezası verilmesini öngörür. Bu durumda işveren veya işveren vekili, yabancının ve varsa ailesinin konaklama giderleri, ülkelerine dönmeleri için gerekli masraflar ve gerektiğinde sağlık harcamalarını karşılamak zorundadır.

Yabancıların sınır dışı edilme ve çalışma durumlarıyla ilgili masrafların karşılanmasında mevzuatta adil ve dengeli bir yaklaşım benimsenmiştir. Özellikle mali sorumluluğunun yabancıya ait olamayacak durumda olanların masraflarının bütçeden karşılanması, insan hakları bağlamında ele aldığımızda insani bir yaklaşımı yansıtır.

Ayrıca, izinsiz çalıştırma durumunda işverenlere yönelik cezai yaptırımlar ve masrafları karşılama yükümlülüğü, yabancıların haklarının korunmasını amaçlayan önemli tedbirler arasındadır.

Deport kararına itiraz avukat tutmak mantıklı mı?

Deport kararına itiraz, yukarıda da izah ettiğimiz üzere Türkiye’de yasal olarak kalmak isteyen yabancılar için önemli bir haktır. Deport kararına itiraz, yabancının kendisi veya avukatı tarafından yapılabilir. Avukat tutmanın göz ardı edilemeyecek derecede önemli olan avantajları şunlardır:

  • Avukat, yabancının deport kararına itiraz dilekçesini hazırlayarak gerekli belgeleri en hızlı şekilde temin edebilir (bir yabancı olarak gerektiği takdirde gereken belgeleri devlet kurumlarından elde edebilmeniz kolay değildir, bu aşamada avukatınız imdadınıza yetişecektir).
  • Yine avukatlar; yabancının dilini veya Türkçeyi iyi bilerek iletişim sorununu hızlı şekilde çözebilir.
  • Avukat, yabancının haklarını ve çıkarlarını savunarak idare veya mahkeme nezdinde etkili olabilir.
  • Avukat, yabancıların hukuki konularında uzman ve deneyimli olabilir.
  • Avukat, yabancının deport kararına itiraz sürecini yakından takip ederek sonucu müvekkile nerede olursa olsun (yurtdışında olunsa dahi) bildirebilir.

“Deport kararına itiraz avukat tutmak mantıklı mı?” sorusunun cevabı; sınır dışı edilen yabancı kişinin kendi somut durumuna ve kişisel tercihlerine göre değişebilir elbette. Ancak genel olarak, avukat tutmanın deport kararına itiraz sürecinde yabancılara büyük fayda sağlayacağı çok açık ve net olarak söylenebilir.

SINIR DIŞI KARARI İTİRAZ DAVA DİLEKÇESİ

DİLEKÇE OLUŞTURUCU FORM

Bu formu doldurduğunuz takdirde mail adresinize hemen size özel dilekçe gönderilir. Ancak bu dilekçe sizin somut olayınıza birebir uygun olmayabilir. Ayrıca formu doldurarak Gizlilik Politikası ve KVKK Aydınlatma Metni sayfamızdaki hususları kabul etmiş sayılırsınız. Bu formdaki bilgilerinizi herhangi şekilde kaydetmiyoruz. Sadece mail adresiniz geçici olarak kaydedilmektedir. Eğer gizliliğe önem veriyorsanız yeni ve sahte mail adresi kullanabilirsiniz.

    SINIRDIŞI/DEPORT KARAINA İTİAZ İDARİ DAVA DİLEKÇESİ-ÖRNEK DİLEKÇE

                                            …………… Nöbetçi İdare Mahkemesine

    Davacı: (…Vatandaşı) (Pasaport No:…)

    Vekili : Av. Mehmet Görünmez

    UETS

    Davalı : …………………. Valiliği İl Göç İdaresi Müdürlüğü

    Konu : Müvekkilimizin … isimli kişi tarafından haksız yere suçlanması ve ceza soruşturmasının sonucu beklenmeden sınır dışı edilmesine karşı yürütmenin durdurulması ve iptali talebimizdir.

    Tebliğ Tarihi : …/…/2023

    Açıklamalar

    Müvekkilimiz Türkiye’ye yasal bir şekilde giriş yapmıştır. Türkiye’de … isimli ailenin yanında bakıcılık işi ile uğraşmaktadır. Bu aile müvekkilimizin dürüst, çalışkan ve güvenilir bir kişi olduğuna tanıklık edebileceklerdir. Müvekkilimiz; Türkiye’de yaklaşık … yıldır yaşamaktadır ve … tarihine kadar geçerli olan ikamet iznine sahiptir.

    Müvekkilimiz …. isimli kişiye hiçbir şekilde hakaret ve tehdit etmemesine rağmen ceza dosyasında müşteki olarak bulunan kişi müvekkilimizin kendisine hakaret ettiği ve tehdit ettiği, cinsel tacizde bulunduğuyönünde şikayette bulunmuştur.. Müvekkilimiz 3 gün karakolda kalmasının ardından………………. Geri Gönderme Merkezine getirilerek idari gözetim altına alınmış ve hakkında sınır dışı kararı tesis edilmiştir.

    Müvekkilimiz …. isimli kişiye kesinlikle hakaret ve tehdit etmemiştir. Aksine müvekkilimiz … isimli kişi tarafından tehdit edilmiştir. Ayrıca müvekkilimizin cinsel taciz, hakaret ve tehdit suçunu işlemediğini karakolda verdiği ifadesinde de açıkça belirtmiştir.

    Buna rağmen müvekkilimiz 2 gün göz altında kalmıştır, bunu ardından ……………….. Geri Gönderme Merkezine götürülerek idari gözetim altına alınmış ve hakkında sınır dışı kararı tesis edilmiştir. Ceza soruşturmasının ve yargılamasının sonucu beklenmeksizin, müvekkilimizin işlemediği bir suçtan dolayı hakkında sınırdışı kararı verilmesi insan hakkı ihlali oluşturmaktadır. Zira müvekkilimizin kendisini etkili şekilde layıkıyla savunma hakkı elinden alınmış, ayrıca lehine delil sunma, müdafinin yardımından yararlanma haklarını kullanabilmesi ne yazık ki mümkün olmamıştır… Bu şekilde tabiri caizse yargısız infaz yapılarak müvekkilimiz hakkında idari gözetim tedbiri uygulanarak sınır dışı edilmiştir. Bu izah ettiğimiz husus; AİHS madde 6/3 gereğince adil yargılanma hakkının da doğrudan ihlalini oluşturur.

    Müvekkilimizin … isimli kişiyi tehdit etmesi ve bundan ötürü de kamu düzeni açısından tehdit oluşturması da fiilen mümkün değildir. Müvekkilimizin üzerine atılı suçlamayı hiçbir şekilde kabul etmemekle birlikte bir an için böyle bir durumun gerçekten var olduğu düşünülse dahi hakaret ve tehdit suçlarının kamu düzeni açısından ciddi ve önemli bir tehdit oluşturabilmesi mümkün olmayacağı ve müvekkilimiz hakkında sınır dışı kararı tesis edilmesinde ve idari gözetim altına alınmasında herhangi bir kamu yararı olmadığı da açıkça ortadadır

    Her şey bir yana; müvekkilimizin …. ülkesinde bakmakla yükümlü olduğu bir ailesi mevcuttur. Kendisinin; Türkiye’de emeği ile çalışmak suretiyle kazanç elde ederek ……’daki yükümlülüklerini insan hakları gereğince yerine getirmesi gerekmektedir. Bu sebeple bütün bu hususlar da göz önüne alınarak müvekkilimiz hakkında sınır dışı edilmesi yönünde verilen kararın İPTALİNİ talep ederiz.

    İnsan haklarına saygılı olan her devlet; temel bireysel hak ve özgürlükleri derinden etkileyen sınırdışı etme kararlarını alırken ve bunları uygularken uluslararası hukuka ve uluslararası hukukun dayanağı olan evrensel standartlara uygun hareket ederler. Bu bağlamda, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 90/V. maddesine 2004 yılında eklenen hükmü dikkate aldığımızda, Türkiye’de sınırdışı etme kararı uygulanırken sınırdışı etmeye ilişkin temel iç hukuk düzenlemelerinin yanı sıra başta Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesini Ek Protokolleri ve bunların uygulayıcısı olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarını da dikkate almak mecburiyeti söz konusudur.

    Dosya detaylıca incelendiğince de görüleceği gibi; müvekkil en ufak  alakası ve ilgili olmadığı halde, çeşitli suçlarla itham edilmiş, bu hususta kendisine savunma hakkı bile verilmemiş, lehine olan delilleri sunma, müdafi yardımından yararlanma hakkı tanınmamıştır.

    Masumiyet karinesi hiçe sayılarak kendisini savunmasına dahi izin verilmeden hakkında sınır dışı kararı verilmiştir. Tüm bu açıklanan ve yukarıda izah edilen sebeplerden ötürü …………. Valiliğince tesis edilen ../…/……….. tarihli …………… sayılı sınır dışı etme kararının iptali amacıyla sayın idare mahkemenize başvurmak zarureti hasıl olmuştur.

    Deliller:  kolluk ifadesi, ……………. Geri Gönderme Merkezi Dosyası, …………..suçları yönünden başlatılan soruşturma dosyas sureti ve her türlü yasal delil.

    Sonuç ve İstem: Yukarıda arz ile izah edilen ve sayın mahkemenizce kendiliğinden nazara alınacak tüm sebeplerden ötürü müvekkil hakkında hukuka aykırı bir şekilde …………………. Valiliği İl Göç İdaresi Müdürlüğü tarafından tesis edilen ../…/……….. tarihli …. sayılı sınır dışı kararının öncelikle YÜRÜTMESİNİN DURDURULMASINA, ardından da ilgili kararın İPTALİNE ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı idareden tahsiline karar verilmesini saygılarımızla vekaleten arz ve talep ederiz.

    Davacı Vekili

    Av Mehmet Görünmez

    Kaynakça: https://www.goc.gov.tr/sinir-disi-etme

    2 thoughts on “Sınır Dışı Kararına (Deport Kararına) İtiraz Dava Dilekçesi-Sık Sorulan Sorular-Önemli Detaylar”

    1. Avukat bey,benim deport kaldirma islemimi avukat surdurdu,nisan ayinda karar geldi,gocugum turk vatandasi olduktan dolayi,kesin deport kaldirma karari gelmi,ama avukatim ben isimi tamamladim hayirli olsun dedi,ve artik ust mahkemeye sizin dosya gecti,yani bi prosedür gibi olur gecer dedi,bende o zaman gerek yok dilekce sunmaniza dedim…Simdi anlıyorum ki is uzayabilir, ne yapabilirim ..zaten 8 aydan fazla dava surdu uzamıştı.

    Yorum bırakın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Scroll to Top