İdareyle İlgili Mahkeme Kararlarının Uygulanmamasına Karşı Pratik Çözümler

En son şu tarihte güncellendi: 3 Haziran 2023

Canım ülkemde mevzu bahis polis, asker, devlet oldu mu akan sular duruyor. Çünkü bu güçler kutsaldır. Vatandaş bu ögelerin devamı için yaşar. Çok sever ve gerekirse her şeyini verir. Bu durum kültürümüze de en içten şekilde yerleşmiştir. Ben de seviyorum devletimizi, askerimizi, polisimizi, idari kurumları. Çünkü çok heybetliler. Hem ayrıca çok havalılar. Özellikle de gösterişli devlet binalarına her zaman hayran olmuşumdur. Galiba bu yüzden idare hukukuyla ilgilenmeye başladım en baştan itibaren 🙂 

Ancak; bu sevgimizin sonucu olarak idari kurumlar mahkeme kararlarına uymayacak değil.

Yanlış bu durum. Buna bir dur demek lazım. Bu hususta Anayasa ve Devlet Memurları Kanunun’da açık ve çok net hükümler var bakın:

İYUK Madde 28 – 1.(Değişik:10/6/1994-4001/13 md.) : “Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez.

İYUK 28 3. fıkra: “Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemeleri kararlarına göre işlem tesis edilmeyen veya eylemde bulunulmayan hallerde idare aleyhine Danıştay ve ilgili idari mahkemede maddi ve manevi tazminat davası açılabilir.

Anayasa 40: Kişinin, resmi görevliler tarafından vaki haksız işlemler sonucu uğradığı zarar da, kanuna göre, Devletçe tazmin edilir. Devletin sorumlu olan ilgili görevliye rücu hakkı saklıdır.”

Anayasa 125:”İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür.

Anayasa 129: “Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve kanunun gösterdiği şekil ve şartlara uygun olarak, ancak idare aleyhine açılabilir.

657 Sayılı Kanun 13: Kişiler, kamu hukukuna tabi görevlerle ilgili olarak uğradıkları zararlardan ötürü, bu görevleri yerine getiren personel aleyhine değil, ilgili kurum aleyhine dava açarlar. Kurumun genel hükümlere göre sorumlu personele rücu hakkı saklıdır.

Görüleceği üzere mahkeme kararı uygulanmak zorunda ve uygulanmaz ise tazminat (maddi ve manevi) istenebilir.

Ancak uygulamada maalesef idare kararları uygulamayabiliyor. Bu gibi hallerde  yapılabilecekler:

1) KARARIN UYGULANMASI İÇİN YALVARMAK

Evet yalvarmanız gerekiyor. Bunun çeşitleri var. Telefonu açıp yalvarmak, ihtarname ile yalvarma, e-posta yolu ile yalvarmak.

Ben genelde KEP kullanıp yalvarıyorum. Dualarım kabul oluyor çoğunlukla çok şükür. Ancak ömrüm paspas çekmekle geçti… Size tavsiyem eğer avukatınız yok ve tek başınıza iseniz PTT’den iade taahhütlü mektup ile yalvarma yolunu tercih etmeniz.

2) ARAYA ADAM SOKMAK

Böyle bir deyim var canım memleketimde. Sadece yasadışı şeyler için değil yasalara uygun olarak hakkımızı almak için dahi araya adam sokmak gerekebiliyor. Bu adamın; sözü geçen, kelli felli, iri kıyım ve mümkün mertebe göbekli olmasında BÜYÜK yarar var. Lakin burada önemle uyarmak istiyorum ki arayan sokulan bu “adam“; alabildiğine kibar olmalı ve herhangi suç işlemeksizin mahkeme kararın hukukun gereği olarak uygulanmasını yörede tanınan bir vatandaş sıfatıyla talep etmeli. Yani size torpil yapmanızı önermiyorum. Suç teşkil edecek bir fiile bulaşmanızı falan önermiyorum.

3) İDARİ KURUMA GİDİP ÇAY İÇMEK

Bazen kararın uygulanması için öyle tebligat, mektup falan yeterli gelmiyor ne yazık ki… Bizzat kapıya gidip tebliğ merasimi; elden karar evrakı vermek suretiyle yerine getirmeniz uygulamada çok fayda arz edebiliyor. Ayrıca gitmişken çay içmeniz sizin ne denli kararlı ve ehil bir vatandaş olduğunuz yönüde büyük sinyaller ve işaretler verecektir. Bakın bu noktada altını çizerek söylüyorum çay çok önemlidir. Bazen hiç açılamayan kapıları, Danıştay’ların açamadığı o çetin kapıyı; “çay” tek başına açmaktadır. Çay derken öyle başka şeylerin imasını falan yapmıyorum, hemen yanlış anlamayınız. Kast ettiğim şey dümdüz çaydan başkası değil.

4) DAVA AÇMAK

En etkisiz methodu sona sakladım. Evet yanlış duymadınız uygulanmayan mahkeme kararlarına karşı dava açma hakkınız var. Hem de bu davada “manevi tazminat talep etme hakkınız” var. Çünkü  Danıştay bir kararın idari kurum tarafından uygulanmamasını ‘ağır hizmet kusuru‘ olarak görmüş ve manevi tazminata hükmetmiştir.

Saygılarımla

 

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top