Gaiplik Kararı Nasıl Alınır? Gaiplik Davasında Dikkat Edilecekler

En son şu tarihte güncellendi: 21 Mart 2023

Gaiplik kavramı, maalesef yaşanan deprem felaketi ile birlikte tekrar gündemimize gelmiş olup, işbu yazımızda gaipliğin ne demek olduğundan, gaiplik kararının nasıl alınacağından ve evliliğe etkisinden bahsedeceğiz.

Yazımıza geçmeden önce kısa bir açıklamada bulunursak bilindiği üzere kişilik, ölüm ile sona ermektedir. Kişiliğin sona ermesi mevzusu oldukça önemlidir zira kişiliğin sona ermesi ile birlikte kişiye bağlı haklar ortadan kalkmakta olup, malvarlığı hakları mirasçılara geçmektedir. 

Gaiplik; ölüm tehlikesi içinde kaybolan veya kendisinden uzun zamandan beri haber alınamayan bir kimsenin ölümü hakkında kuvvetli olasılığın mevcut olduğu durumlarda ortaya çıkmakta ve verilen gaiplik kararı ile birlikte hukuken birçok sonuç doğmaktadır. Bu sonuçlardan en önemlisi ise gaiplik kararının tıpkı ölüm gibi bireyin kişiliğini sona erdirmesidir. Lafı uzatmadan gaiplik kararı verilebilmesinin koşullarına geçelim;

Şu yazımıza da göz atabilirsiniz:

Gaiplik Kararının Miras Hukuku Açısından Etkisi

GAİPLİK KARARI VERİLEBİLMESİ İÇİN GEREKEN ŞARTLAR NELERDİR?

-MADDİ ŞARTLAR

Gaiplik kavramı, Türk Medeni Kanunu’nun 32. maddesinde düzenlenmiş olup, ilgili hüküm uyarınca ;

Madde 32- ‘’Ölüm tehlikesi içinde kaybolan veya kendisinden uzun zamandan beri haber alınamayan bir kimsenin ölümü hakkında kuvvetli olasılık varsa, hakları bu ölüme bağlı olanların başvurusu üzerine mahkeme bu kişinin gaipliğine karar verebilir.’’

Yukarıda yer alan hükmünden anlaşılacağı üzere bir kişi hakkında gaiplik kararı verilebilmesi için, kişinin ya ölüm tehlikesi içerisinde kaybolmuş olması ya da kendisinden uzun zamandan beri haber alınamıyor olması gerekmektedir. Bu 2 koşuldan birinin gerçekleşmesi tek başına yeterli olmayıp, ayrıca bu kişinin ölümüne kuvvetli bir gözle bakılıyor olması şarttır. 

Gaiplik kararı verilmesi istenen kişinin ölümüne kuvvetli gözle bakılmasının yanı sıra , ya ölüm tehlikesi içerisinde kaybolmuş olması ya da kendisinden uzun zamandır haber alınamaması gerektiğini ifade ettik. Şimdi her iki farklı ihtimali inceleyelim;

KİŞİNİN ÖLÜM TEHLİKESİ İÇERİSİNDE KAYBOLMUŞ OLMASI

Burada hakkında gaiplik kararı verilecek kişinin ölüm tehlikesi içerisinde kaybolmuş olması gerekmektedir. Burada ‘’ölüm tehlikesi’’ kavramı ile asıl ifade edilen şey kişinin kayboluşunun sonucunun, ölümüyle sonuçlanma ihtimalini yaratmasıdır. Tehlike ifadesi ile birlikte kişinin ölümüne kesin bakılması gerekmediği, büyük bir olasılığın mevcut olmasının yeterli olacağı ifade edilmiştir.

Kişinin ölüm tehlikesi içerisinde kaybolması sebebiyle hakkında gaiplik kararı verilebilmesi için, kayboluşu ile birlikte yaşamından şüphe edilmesi ve ölümüne ilişkin kuvvetli bir olasılığın bulunması gerekmektedir. Buradan da anlaşılacağı üzere her ölüm tehlikesi içerisinde kaybolan kişi hakkında gaiplik kararı verilmeyecek olup, kaybolması ile birlikte öldüğüne ilişkin kuvvetli bir olasılık bulunan kişiler hakkında karar verilecektir. 

Bununla birlikte Türk Medeni Kanunu’nun 33. maddesi uyarınca gaiplik kararının istenebilmesi için, ölüm tehlikesinin üzerinden en az 1 yıl geçmiş olması şarttır. Burada 1 yıllık süre, ölüm tehlikesi içerisinde kaybolması anından itibaren başlamaktadır.

KİŞİDEN UZUN ZAMANDAN BERİ HABER ALINAMAMIŞ OLMASI

Gaiplik kararı talep edilebilmesi için 2. ihtimal, kişiden uzun zamandan beri haber alınamamasıdır. Burada kendisinden uzun zamandır haber alınamayan kişinin ölümüne kuvvetle bakılması gerekmektedir. 

Bu ihtimalde en dikkat edilmesi gereken husus, kişi hakkında sadece sizin haber alamamanız değil, hiçkimsenin haber alamıyor olmasının gerektiğidir. Yani sizin o kişinin yerini bilmemeniz gaiplik kararı için yeterli olmayacak olup, hiç kimsenin o kişi hakında uzun zamandan beri haber alamaması ve ölümüne dair kuvvetli bir olasılığın bulunması gerekecektir. 

Eğer uzun zamandan beri haber alamadığınız kişinin bu durumuna dair bir fikriniz varsa (örnekle, kişi kendisinden en son haber aldığınızda kimseyle iletişim kurmak istemediğini ifade etmiş ise) ve kişinin ölmüş olduğunu düşünmüyorsanız, talep etseniz dahi sırf kaybolduğu için kişi hakkında gaiplik kararı verilmeyecektir.

Bununla birlikte Türk Medeni Kanunu’nun 33. Maddesi uyarınca gaiplik kararının istenebilmesi için, kişiden en son haber alınan tarihin üzerinden en az 5 yıl geçmiş olması şarttır.

-USULE İLİŞKİN ŞARTLAR

Yazımızda dikkat ettiğiniz üzere gaiplik kararı verilebilmesi ifadesini kullandık. Buradan da anlaşılacağı üzere gaiplik kararı talep halinde mahkeme tarafından verilebilecek bir karar olup, hakimin kendiliğinden kişi hakkında bu kararı verebilmesi mümkün değildir. 

Türk Medeni Kanunu’nun 32. maddesinin lafzına baktığımızda hakları, ölüm tehlikesi içerisinde kaybolan veya kendisinden uzun zamandan beri haber alınamayan bir kişiye bağlı olan kişilerin mahkemeye yapacağı başvuru üzerine  gaiplik kararı verilebilecektir.  Daha açık bir ifade ile gaiplik kararı için hakları bahsi geçen ölüme bağlı olan kişilerin mahkemeye başvurması gereklidir. 

  • Hakları ölüme bağlı kimseler kimdir, kimler bu talepte bulunabilir?

Bu soruya kesin bir yanıt verememekle birlikte her somut olayda gaibin ölümüyle birlikte hak kazanacak veya bir yükümlülükten kurtulacak kişilerin bu talepte bulunabileceğini ifade edebiliriz. Yine de birkaç örnekte bulunursak; gaibin eşi, mirasçıları, gaiple birlikte mirasçı olan kişiler, vasiyeti yerine getirme görevlisi, vasiyet alacakları, hayat sigortası lehtarının hakları ölüme bağlı kimseler içerisinde sayılacaktır.

Somut durumda hakları ölüme bağlı kimseler, ölüm tehlikesi içerisinde kaybolan kişiler için en az 1 yıl, kendisinden uzun zamandan beri haber alınamayan kişiler için en az 5 yıllık süre geçtikten sonra yetkili ve görevli mahkemeye başvurarak gaiplik kararı verilmesi talebinde bulunabileceklerdir.

GAİPLİK KARARINI HANGİ GÖREVLİ/YETKİLİ MAHKEME VERMEKTEDİR?

Bu sorunun yanıtı Türk Medeni Kanunu’nun 32. maddesinin 2. fıkrasında yanıtlanmış olup ilgili hükümde;

‘’Yetkili mahkeme, kişinin Türkiye’deki son yerleşim yeri; eğer Türkiye’de hiç yerleşmemişse nüfus sicilinde kayıtlı olduğu yer; böyle bir kayıt da yoksa anasının veya babasının kayıtlı bulunduğu yer mahkemesidir.’’

Gaiplik kararı; hakkında gaiplik kararı talep ettiğiniz kişinin Türkiyedeki son yerleşim yeri mahkemesinden, eğer bu kişi Türkiyede hiç ikamet etmemiş ise nüfus siciline kayıtlı olduğu yerdeki mahkemeden, eğer böyle bir durum da yoksa gaipliği talep edilen kişinin anne veya babasının kayıtlı olduğu yer mahkemesinden talep edilebilecektir. Görevli mahkeme ise gaiplik kararı çekişmesiz yargı işi olduğundan, HMK uyarınca sulh hukuk mahkemesi olmaktadır. 

GAİPLİK KARARINDA İLAN ŞARTI

Gaiplik kararı için mahkemeye başvurmanız kararın verilmesi için yeterli olmayacak olup dava ile birlikte bir de ilan prosedürü işleyecektir. Nedir bu ilan şartı derseniz mahkeme, gaipliğine karar verilecek kişi hakkında bilgisi bulunan kimseleri, belirli bir sürede bilgi vermeleri için usulüne göre yapılan ilânla çağıracaktır.  

Yapılacak ilanın asıl amacının hakkında gaiplik kararı verilecek kimsenin yaşayıp yaşamadığının tespiti ile bu kişi yaşıyorsa durumu ona da bildirmek için olduğu açıktır. İlanla çağırma süresinin, ilk ilânın yapıldığı günden başlayarak en az altı ay olması gerekmektedir. Bu ifadeden de anlaşıldığı üzere gaiplik kararı için birden fazla ilanın yapılması gerekmekte olup, ilk ilandan sonra 2. ilanın yapılması ile birlikte gaiplik kararına hükmedilebilecektir. 

Yapılacak ilan resmi gazetede yayımlanabileceği gibi, ülke çapında olan bir gazete aracılığıyla da yapılabilir. Yapılan ilan sonucunda gaipliği talep edilen kişi ilan süresi dolmadan ortaya çıkar veya kendisinden haber alınırsa ya da öldüğü tarih tespit edilirse, artık gaiplik yönünde karar verilmeyecek olup, eğer yapılan ilan sonuçsuz kalmış ise mahkeme gaipliğe karar verebilecektir.

GAİPLİK KARARININ ETKİSİ NEDİR?

Türk Medeni Kanunu’nun 35. maddesinde gaiplik kararının etkisinden bahsedilmiş olup, mahkemenin gaiplik yönünde karar vermesi ile birlikte ölüme bağlı hakların aynen gaibin ölümü ispatlanmış gibi kullanılacağı ifade edilmiştir. Daha açık bir ifade ile gaiplik kararı ile birlikte hakkında gaiplik kararı verilmiş kişi sanki ölmüş gibi bir sonuç yaratmaktadır. Gibi ifadesiyle belirttiğimiz üzere kişinin ölmüş  olduğu yönünde karar verilmez, sadece öldüğüne ilişkin bir karine doğurmaktadır. Karine durumunun en önemli sonucu ise eğer gaip hayatta ise veya belirli bir tarihte öldüğü biliniyor ise bu karinenin çürütülebilmesi her zaman mümkündür. 

  • Gaiplik kararı verildikten sonra hakkında gaiplik kararı verilen kişi çıkıp gelirse veya gaibin ölüm tarihi kesin olarak tespit edilirse ne olacaktır? 

Burada eğer gaip çıkıp gelerek sağ olduğunu gösterirse veya gaibin öldüğü tarih kesin olarak tespit edilirse, verilen gaiplik kararı hükümsüz hale gelecek ve nüfus kütüğüne kaydedilen gaiplik kaydı silinecektir. Söz konusu hükümsüzlüğün tespitini gaibin kendisi talep edebileceği gibi gaiple ilgili kişiler de mahkemeden talep edebilir.

Gaiplik kararının en önemli etkisi, Türk Medeni Kanunu’nun 35. madddesinin 2. fıkrasında bahsedilmiş olup; ’Gaiplik kararı ölüm tehlikesinin gerçekleştiği veya son haberin alındığı günden başlayarak hüküm doğurur.’’düzenlemesi mevcuttur.

Burada kararın geçmişe etkili olarak hüküm ifade etmesi demek, kişinin ölüm tehlikesinin gerçekleştiği yada kendisinden en son haber alındığı tarihten itibaren gaiplik kararının etkili olması ve gaip sanki o tarihte ölmüş gibi sonuç yaratmasıdır.

GAİPLİK KARARININ EVLİLİĞE ETKİSİ 

Gaiplik kararının ölüm gibi bir sonuç doğurduğunu ifade ettik. Bununla birlikte gaiplik kararı ile kişinin kişiliği sona ermekte ve hak ehliyeti ile taraf ehliyeti son bulmaktadır.  Burada her ne kadar gaiplik kararı ölüm gibi bir sonuç doğursa da evlilik noktasında aynı etkiyi yaratmayacağını ifade edelim. Daha açık bir ifade ile kişi hakkında gaiplik kararı verilse dahi evlilik kendiliğinden sona ermeyecektir.

Türk Medeni Kanunu’nun 131. madde hükmünde bu durum açıkça düzenlenmiş olup ilgili hükümde; 

Madde 131- ‘’Gaipliğine karar verilen kişinin eşi, mahkemece evliliğin feshine karar verilmedikçe yeniden evlenemez. Kaybolanın eşi evliliğin feshini, gaiplik başvurusuyla birlikte veya ayrıca açacağı bir dava ile isteyebilir. Ayrı bir dava ile evliliğin feshi, davacının yerleşim yeri mahkemesinden istenir.’’

Yukarıda yer alan hükümden de anlaşılacağı üzere eğer gaibin eşi evliliğin feshi için mahkemeye başvurmaz ise, gaiplik kararı verilmesine rağmen evlilik hukuken geçerliliğini korumaya devam edecektir. 

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top