Banka Hesabı Bloke Kaldırmak İçin Örnek Dilekçe

En son şu tarihte güncellendi: 29 Mayıs 2023

Aşağıya banka hesabının bahis nedeniyle bloke olması halinden ötürü mağdur olanların kullanması için örnek dilekçe koydum. Bu dilekçe sizin özel durumunuzla örtüşmeyebilir. Ayrıca dilekçede bazı mesleki sırları ve tüyoları da eklemedim. Eğer isterseniz sizin için bu aşağıdaki şablondan daha detaylı bloke kaldırma dilekçesi yazabilirim. Yine de aşağıdaki dilekçe örneği meslektaşlarımın ve parasız müvekkillerin işine yarayacaktır. Eğer bu banka hesabı blok kaldırma dilekçesini kullanmak isterseniz sonuna tarih ve imza atmayı unutmayın. Eğer bloke yanında bahis cezası geldi ise linke muhakkak göz atın. Bunun haricinde şu da iş görebilir: BAHİS CEZASI İTİRAZ DİLEKÇESİ OLUŞTURUCU
Not: Yazıyı kopyalamak ve kendi davanız için kullanmak avukatlara ve bizzat kendisi dosyalarını takip edenlere serbesttir. Ancak bu dilekçeyi internette bir yerde  ya da WhatsApp gruplarında görürsem külahları değişiriz.
                                                          Mali Suçları Araştırma Kurulu’na 
                                                                       Sunulmak Üzere
                                                                         AKBANK T.A.Ş.
TALEP EDEN            : ………………….
MUHATAP                 : 1)  Mali Suçları Araştırma Kurulu-Dikmen Cad. Maliye Sitesi,  No:12 A Blok, 06450 Çankaya/ANKARA-Datsis:              37547539
                                        2)  AKBANK T.A.Ş.-Akbank Genel Müdürlüğü Sabancı Center  4.Levent 34330 İstanbul
KONU                         : Hesabıma konulan blokenin kaldırılması talebimden ibarettir.
AÇIKLAMALAR      : 
1)
Banka hesap hareketlerimin sayıca fazla olması, “şüpheli” olarak değerlendirilmiş ve ‘Suç Gelirlerinin Aklanması Hakkında Kanun”a ve/veya diğer mevzuata dayanarak hesabıma bloke konulmuştur. Bu durum açıkça hukuka aykırıdır. Bunun düzeltilmesi zaruridir.
Öncelikle her ne kadar Suç Gelirlerinin Aklanması Hakkında Kanun’un 4. Maddesi uyarınca
Yükümlüler nezdinde veya bunlar aracılığıyla yapılan veya yapılmaya teşebbüs edilen işlemlere konu malvarlığının yasa dışı yollardan elde edildiğine veya yasa dışı amaçlarla kullanıldığına dair herhangi bir bilgi, şüphe veya şüpheyi gerektirecek bir hususun bulunması halinde bu işlemlerin yükümlüler tarafından Başkanlığa bildirilmesi zorunludur.” kaynak: Kanun
şeklinde bir ibare yer alsa da şahsımın banka transferleri, şüpheli olarak değerlendirilebilecek türden değildir.
           Çünkü; ikinci el ürün alım satımı ile uğraşmaktayım. Bu sebepten ötürü sık sık farklı kişilerden ödeme almam ve benim de yeri geldiğinde değişik kişilere ödeme yapmam olağandır. Ticari hayatın olağan akışı içerisinde normal olarak kabul edilebilecek sayı ve miktarda işlemlerden ötürü tüm paramın bloke edilmesi ve istifade etmemin engellenmesi eğer ki ortada bir kabahat var ise bile “suç ve cezada orantılılık” ilkesine aykırıdır.
2)
                       İkinci el ürün alım satımı ile uğraştığıma ilişkin yakın çevrem şahittir. Bu hususta şahit dışında başkaca kanıt sunamamaktayım. Çünkü ticari nitelik taşımayan ve arızi olarak icra edilen ikinci el ürün alım satım eylemi için herhangi fiş, fatura düzenlenmesi söz konusu olamaz. Kaldı ki bu hususta bir kredi kartı harcama dekontu da yoktur. Çünkü tacir olmayan sıradan bireylerin sanal ya da normal POS cihazı yoktur, ‘ARADA SIRADA YAPILAN ARIZİ NİTELİK TEŞKİL ETMEYEN BU İŞLEMLER İÇİN DE FATURA KESMEZLER‘.
                     Her şey bir yana ceza hukukunda masumiyetin kanıtlanması diye bir olgudan söz etmek imkansızdır. Suçluluğun ya da kabahatliliğin her tür şüpheden arı olarak kanıtlanmasından söz edilebilir. Sayın idare  benim hakkımda bahis oynadığıma ilişkin her tür şüpheyi bertaraf edecek kadar delil sunamamıştır.
                   İçinde bulunduğumuz şu zor zamanlara salgın nedeniyle  işlerim kötü gitmektedir. Bu sebepten ötürü bu cezalar maddi olarak çok ciddi  oranda  belimi bükecektir.
3)
                          Ayrıca bu MASAK tedbiri açık şekilde “suç ve cezada orantılılık”  ilkesine aykırıdır.  Çünkü mesela “kumar oynanmasına yer ve imkan sağlama” suçundan ceza alanlar dahi aldıkları  hapis cezalarının önemli kısmını şartlı tahliye, koşullu salıverilme, infaz affı gibi sebeplerle yatmaz iken ve çoğu kez en ufak para cezası bile ödemez iken şahsımın hesap hareketlerinin çokluğu gerekçe gösterilerek kesilen  para cezası haddinden fazla ve orantısızdır.
Bu noktada Türk Ceza Kanunu’nda dahi hüküm mevcuttur:
 “SUÇ İŞLEYEN KİŞİ HAKKINDA İŞLENEN FİİLİN AĞIRLIĞIYLA ORANTILI CEZA VE GÜVENLİK TEDBİRİNE HÜKMOLUNUR”
Anayasa’nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti; “idari işlemleri hukuka uygun”, “insan haklarına saygılı, bu hak ve özgürlükleri  koruyup güçlendirmek için elinden geleni yapan” , her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunun üzerine eklemeler yaparak sürdüren, Anayasa’ya aykırı her tür davranıştan uzak duran, Anayasa onun altındaki mevzuata uygun olan, yargıda denetime imkan tanıyan bir devlettir.
Kanun koyucu, yasa çıkartırken; hukuk devleti ilkesinin bir gereği olan ölçülülük ilkesine her daim uygun davranmak zorundadır.
Bu ölçülülük ilkesi literatürde; “elverişlilik”, “gereklilik” ve “orantılılık” olmak üzere üç alt ilkeye sahiptir. “Elverişlilik”, bir hakkın sınırlanması ile elde edilmek istenen hak menfaati elde edilebilir olmalıdır, “gereklilik”; bir hakkın sınırlanması diğer bir hak için gerekli olmasına, “orantılılık” ise hakkın sınırlanması ile diğer hakkın elde edilmesi arasında bir oran olması gerektiğine işaret etmektedir.
Ceza; topluluktaki korunmaya değer görülen hukuki menfaatlerin ihlali durumunda devletin gücünü kullanması olarak tezahür etmiştir.  Bu sebeple ceza hukukunun amacı, kamu düzeninin sürdürülebilirliğini sağlamak için dengeleri kurmaktır. Ancak bu dengeyi sağlamak için devlet mekanizması birtakım menfaatleri korumak için sahip olduğu cezalandırma yetkisini keyfi biçimde  kullanamaz.  Bu cezalandırma yetkisini kullanırken suç ve ceza arasındaki orantının kurulmasına dikkat etmek zorundadır. Şüphesiz ki; faile, işlediği suçun ağırlığı ile orantılı olarak ceza ve güvenlik tedbiri uygulanması hali; orantılılık ilkesini korumak adına mecburidir.
4)
Şahsımın banka hesap hareketlerinin incelenmesine  ilişkin bir mevzuat  hükmü olmadığı gibi sırf banka hesap hareketlerimin sayıca fazla olması tek başına tüm hesabıma şu kış günü bloke konması için yeterli gerekçe teşkil etmez.
En nihayetinde para transferimin amacı kesinlikle “yasadışı eylemler” değildir. Buna ilişkin somut ve hukuka uygun delil yoktur. Hiçbir şekilde harici delillerle desteklenmiş değildir. Sayın MASAK ve Banka gerekirse bu hususta araştırma yaparak tanıklar dinleyerek harici delil elde etmek için müzekkereler yazabilir.  Böylesi bir durumda sadece banka havalesinin olsa olsa  EN FAZLA “teşebbüs için bir delil sayılabileceği” kabahatler kanunu uyarınca teşebbüsün cezalandırılması  gereken bir eylem olmadığına ilişkin (EK-2)’teki örnek kararı ve diğer örnekleri sunuyorum.
İş bu idari para cezasının delili olarak sunulan dökümanlar “şahsımın  özel hayatı ve  gizli alanına ait kişisel verilerine dayanmaktadır”.
“Kişisel verilerin korunması” dayanağını Türk Ceza Kanunu’ndan, Kişisel Verileri Koruma Kanunu’ndan, Anayasa’dan almaktadır.
Anayasa 13. Maddesinde de bahsi edildiği gibi temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik  toplum düzeninin ve Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.
SONUÇ VE İSTEK   : Sayın MASAK yetkililerinin yukarıda izah edilen ve re’sen araştırılacak diğer sebeplerden ötürü banka hesabıma konulan blokeyi kaldırmasını ve bu hususta bankama (AKBANK T.A.Ş) müzekkere yazmasını, kış günü sırf banka hesap hareketlerimin fazlalığı nedeniyle “şüpheli” diye nitelendirilerek maddi olarak yoksun kalmamın ciddi oranda belimi bükeceğinden ötürü talebimin KABUL EDİLMESİNİ saygılarımla arz ve talep ederim.

2 thoughts on “Banka Hesabı Bloke Kaldırmak İçin Örnek Dilekçe”

  1. Mehmet bey merhaba, eskiden sorumluluklarını bilmeden kefil olduğum bir kişi, borcu uzun zaman odemedigi icin banka hesaplarıma bloke geldi. 3 yıl önce alınmış olan bu banka kredisinin borcu şu anda asıl borçlu tarafından yapılandırıldı ve 4 aydır taksit gününü geçirmeden ödemekte. Ben kendi üzerimden banka blokelerinin kalkması için bir dilekçe yazmak istiyorum, ama nasıl yazacağım, nereye vereceğim hiç bilmiyorum. Yardımcı olabilir misiniz ?

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top