8. Yargı Paketiyle Yapılan En Önemli Değişiklikler

En son şu tarihte güncellendi: 22 Nisan 2024

1-Ceza Muhakemesi Kanunundaki Değişiklikler

8. yargı paketiyle birçok kanunumuzda esaslı değişikliklere gidilmiş olsa de en çok değişiklik ceza muhakemesi kanunumuzda yapılmıştır. Öncelikle ifade edelim ki söz konusu değişiklikler 01.06.2024 tarihinden itibaren uygulanacaktır. Bu tarihe kadar eski kanun hükümleri geçerliliğini korumaktadır. (Özellikle belirtelim ki hakkınızda verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı 01.06.2024 tarihinden önce verilmiş ise eski kanuni düzenlemeler uygulanacaktır)

1-Eski hale getirme dilekçesi artık engelin kalkmasından itibaren iki hafta içinde verilebilecektir. 5271 sayılı kanunun 41. maddesindeki eski hale getirme dilekçesi, engelin kalkmasından itibaren yedi gün içinde verilmekteyken, artık yapılan değişiklikle iki hafta içerisinde verilebilecektir. ’Eski hâle getirme dilekçesi, engelin kalkmasından itibaren iki hafta içinde, süreye uyulduğunda usule ilişkin işlemleri yapacak olan mahkemeye verilir.’’

2-Suç soruşturması veya kovuşturması sırasında yakalama, adli kontrol veya tutuklama işlemine karşı kanunda öngörülen başvuru imkanlarından yararlandırılmamışsanız artık tazminat isteminde bulunabileceksiniz.

Yine hakkınızda konutu terk etmemek veya uyuşturucu, uyarıcı veya uçucu maddeler ile alkol bağımlılığından arınmak amacıyla hastaneye yatmak dahil olmak üzere, tedavi veya muayene tedbirlerine tabi olmak ve bunları kabul etmek şeklindeki adli kontrol yükümlülükleri uygulanmış ve sonraki süreçte bu konuda kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veya beraat kararı verilmişse artık bu şartları sağlayan kişiler de tazminat isteminde bulunabilecektir.

Bu istemler hakkında Tazminat Komisyonunun görevleri ile çalışma usul ve esasları hakkında kanun hükümleri uygulanacaktır. Yine tazminat isteminde bulunulduktan sonra varsa yazılı şekilde beyan ve itirazda bulunmak için iki haftalık süre tanınmıştır. Bu konuda verilen karara karşı sadece istinaf kanun yoluna başvurabilirsiniz zira istinaf mahkemesince verilen kararlar kesin olacaktır.

3-Kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı artık tebliğden itibaren iki hafta içerisinde sulh ceza hakimliğine itirazda bulunulacaktır. Madde 173 ‘de yer alan suçtan zarar görenin, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğinden itibaren onbeş gün içinde itiraz etme hakkı, iki haftalık süreye çekilmiştir. ‘’Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren iki hafta içinde, bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilir.’’

4-Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, MÜSADEREYE İLİŞKİN HÜKÜMLER HARİÇ, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukuki sonuç doğurmamasını ifade edecektir. Buradan anlaşıldığı üzere müsadere kararı artık hukuki sonuç doğurmaktadır.

5-Bir diğer değişiklikle birlikte açıklanan ve yeni kurulan hükme karşı itiraz edebilme hakkı getirilmiştir. Bu durumda itiraz mercii ilgili fıkradaki koşullarla sınırlı olarak bir değerlendirme yapabilecektir.

6-Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı artık itiraz değil, istinaf kanun yoluna başvurulacaktır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ilk derece mahkemesi sıfatıyla bölge adliye mahkemesi veya Yargıtay tarafından verilmesi halinde ise temyiz yoluna gidilebilecektir.

7-Kaçak sanık hakkında artık kovuşturma yapılabilecektir. Bununla birlikte bu şahsın daha önce sorgusu yapılmamış ise mahkumiyet ve ceza verilmesine yer olmadığına dair karar verilemeyecektir.

8-Basit yargılama usulünde beyan ve savunmalar artık iki hafta içinde yazılı olarak bildirilecektir. Önceki düzenlemede on beş gün içinde bildirilirken süre artık iki haftaya çekilmiştir.

9-Basit yargılamada verilen karara karşı itiraz, asliye ceza mahkemesine gönderilecek ve asliye ceza mahkemesinde duruşma açılarak yargılamaya devam edilecektir. Taraflar gelmese dahi duruşma yapılacak ve yokluklarında hüküm verilebilecektir. 

10- Hakim veya mahkeme kararına karşı itiraz, ilgililerin kararı öğrendiği günden itibaren iki hafta içerisinde yapılacaktır. 268. maddede hakim veya mahkeme kararına karşı itiraz, kanunun ayrıca hüküm koymadığı hallerde ilgilerin kararı öğrendiği günden itibaren yedi gün içerisinde yapılmaktayken, bu düzenleme değiştirilmiş ve artık itiraz süresi iki haftaya çıkarılmıştır. ’Hâkim veya mahkeme kararına karşı itiraz, kanunun ayrıca hüküm koymadığı hâllerde 35 inci maddeye göre ilgililerin kararı öğrendiği günden itibaren iki hafta içinde kararı veren mercie verilecek bir dilekçe veya tutanağa geçirilmek koşulu ile zabıt kâtibine beyanda bulunmak suretiyle yapılır.’’

11-Artık İstinaf kanun yoluna gerekçeli hükmün tebliğden itibaren iki hafta içerisinde başvurulabilecektir. Önceki düzenlemede istinaf istemi hükmün açıklanmasından itibaren yedi gün içerisinde yapılmaktayken artık istinaf istemi, hükmün gerekçesiyle birlikte tebliğ edildiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde yapılacaktır. Ayrıca istinaf başvurusunda bulunan Cumhuriyet Savcısı veya ilgililer, istinaf isteminin reddi kararının kendilerine tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde bölge adliye mahkemesinden bu hususta bir karar verilmesini isteyebilecektir. İstinafa cevap , yazılı olarak iki hafta içerisinde yapılacaktır.

12-Temyiz kanun yoluna başvuru da artık hükmün gerekçesiyle birlikte tebliğ edildiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde yapılacaktır. Önceki düzenlemede temyiz istemi hükmün açıklanmasından itibaren on beş gün  içerisinde yapılmaktayken artık temyiz istemi, hükmün gerekçesiyle birlikte tebliğ edildiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde yapılacaktır. Ayrıca temyiz talebinin reddi kararının kendilerine tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtaydan bu hususta bir karar verilmesini isteyebilecektir. Temyiz dilekçesine karşı cevap dilekçesi, iki hafta içerisinde yazılı olarak verilecektir.

13-Cumhuriyet Savcısı, sanığın yararına veya aleyhine temyiz isteminde bulunabilecektir.

14-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Yargıtay Ceza Dairelerinin birinin kararına karşı otuz gün yerine bir ay içerisinde Ceza Genel Kuruluna itiraz edebilecektir.

15-Yargılamanın yenilenmesi istemi için iki hafta içerisinde beyanda bulunulabilecektir.

2-İcra ve İflas Kanunundaki Değişiklikler

8. yargı paketiyle birçok kanunumuzda esaslı değişikliklere gidilmiştir. Değişikliğe gidilen kanunlarımızdan biri de icra ve iflas kanunudur. Öncelikle ifade edelim ki söz konusu değişiklikler 01.06.2024 tarihinden itibaren uygulanacaktır. Bu tarihe kadar eski kanun hükümleri geçerliliğini korumaktadır.

1-Tayin edilen sürelerin başlama ve bitmesine ilişkin değişikliğe gidilmiştir. İİK madde 19‘daki düzenlemeye yeni bir cümle eklenerek artık süre hafta olarak belirlenmiş ise bir sonraki haftanın aynı gününde bitecektir. ’’Müddet, hafta olarak belirlenmiş ise başladığı güne son hafta içindeki karşılık gelen günde biter.’’

2- Kanun yolları olan istinaf ve temyize başvuru süreleri tebliğ ile beraber iki haftaya çıkarılmıştır. İcra ve iflas kanununda öngörülen 10 günlük istinaf ve 10 günlük temyiz süreleri iki haftaya çekilmiştir. ‘’Tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi kararına karşı da tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurabilir.’’ Söz konusu süreler iflasın kaldırılması, iflasın kapanması, konkordato hakkında verilen kararlar, konkordatonun feshi, tasdik veya ret kararına karşı istinaf veya temyiz kanun yoluna başvurulması halinde de uygulanacaktır.

3- İcra ve iflas kanunundaki tefhim ile itiraz süresinin başlaması kaldırılmış olup artık itiraz süresi tebliğ ile başlayacaktır. Ayrıca tazyik ve disiplin hapsine ilişkin itiraz süresi olan yedi gün değiştirilerek iki haftalık süreye çıkarılmıştır.

3-Türk Medeni Kanunundaki Değişiklikler

Türk Medeni Kanunumuzdaki söz konusu değişiklikler 12.03.2024 tarihinden itibaren uygulanacaktır. Bu tarihe kadar eski kanun hükümleri geçerliliğini korumaktadır.

1- Artık kesinleşmiş hapis cezasının infazı amacıyla ceza infaz kurumunda bulunan ergin kişinin isteği üzerine kendisi hakkında kısıtlama kararı verilebileceği gibi kayyım da atanabilecektir. Bununla birlikte toplam 5 yıl veya daha fazla kesinleşmiş hapis cezası sebebiyle ceza infaz kurumunda bulunuyor ise artık ergin kişinin isteği bulunmasa dahi gerekli görülmesi halinde re’sen kısıtlanma kararı verilebilecektir.  ‘’TMK madde 407- Kesinleşmiş hapis cezasının infazı amacıyla ceza infaz kurumunda bulunan ergin bir kişi, isteği üzerine kısıtlanır veya kendisine kayyım atanır. Toplam beş yıl veya daha fazla kesinleşmiş hapis cezasının infazı amacıyla ceza infaz kurumunda bulunan ergin bir kişi, isteği bulunmasa dahi kişiliğinin veya malvarlığının korunması bakımından gerekli görülmesi hâlinde kısıtlanabilir. Cezayı yerine getirmekle görevli makam hapis cezasının infazına başlandığını derhâl vesayet makamına bildirir. Vesayet makamı karar vermeden önce hükümlüyü dinler. Bu Kanunun kayyımlığa ilişkin hükümleri niteliğine uygun düştüğü ölçüde bu madde için de uygulanır.’’

2- Hekim ön raporu üzerine sağlık kuruluşuna yerleştirilmesi kararına karşı itiraz hakkı getirilmiştir. Böylelikle hekim ön raporu üzerine verilen yerleştirme kararı derhal ilgili ve yakınlarına bildirilecek, ilgili ve yakınları bu karara karşı bildirimden itibaren on gün içinde denetim makamına itiraz edebilecektir. İtiraz edimesi kararın infazını durdurmamaktadır. ‘’TMK madde 436- Resmî sağlık kurulu raporunun alınabilmesini temin amacıyla; kişinin vücudundan kan veya benzeri biyolojik örneklerle kıl, tükürük, tırnak gibi örnekler alınabilir, kişiye gerekli tıbbi müdahaleler yapılabilir ve gerektiğinde kişi, hekim ön raporu üzerine en fazla yirmi gün süreyle sağlık kuruluşuna yerleştirilebilir. Hekim ön raporu üzerine verilen yerleştirme kararı derhâl ilgiliye ve yakınlarına bildirilir. İlgili veya yakınları, bu karara karşı bildirimden itibaren on gün içinde denetim makamına itiraz edebilir, yapılan itiraz kararın icrasını durdurmaz. İtiraz denetim makamınca ivedilikle karara bağlanır.’’

3- Hapiste olma sebebiyle kısıtlı bulunan kişi üzerindeki vesayet, belli şartların gerçekleşmesi halinde artık sona erdirilebilecektir. ‘’TMK madde 471- Hapis hâlinin devamı süresince aşağıdaki şartların varlığı hâlinde vesayet sona erdirilebilir: 1. Toplam beş yıldan az olan hapis cezasının infazına bağlı olarak verilen kısıtlama kararları bakımından kişinin isteminin bulunması, 2. Toplam beş yıl veya daha fazla kesinleşmiş hapis cezasının infazına bağlı olarak verilen kısıtlama kararları bakımından kişinin talebi üzerine kişiliğinin veya malvarlığının korunması sebebinin ortadan kalkması.’’

4-Türk Ceza Kanunundaki Değişiklikler

Türk Ceza Kanunumuzdaki söz konusu değişiklikler 01.06.2024 tarihinden itibaren uygulanacaktır. Bu tarihe kadar eski kanun hükümleri geçerliliğini korumaktadır.

1- Bir günlük adli para cezasının alt ve üst sınır tutarı değiştirilmiştir. ‘’TCK madde 52- En az yüz ve en fazla beşyüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsi halleri göz önünde bulundurularak takdir edilir.’’

2- 220. maddede düzenlenen Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunda; eski düzenlemede ‘’örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi’’ bu madde kapsamında cezalandırılırken yeni düzenleme ile ‘’örgüte üye olma suçu’’  bu madde kapsamından çıkarılmış ve verilecek ceza tutarı açıkça ifade edilmiştir.  ‘’TCK madde 220- Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca iki yıl altı aydan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İşlenen suçun niteliğine göre verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir. Bu fıkra hükmü sadece silahlı örgütler hakkında uygulanır.’’

3- 314. maddede düzenlenen Silahlı örgüt suçu içine ‘’örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi’’ler de dahil edilmiş ve 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacakları açıkça düzenleme altına alınmış. ‘’TCK madde 314- Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İşlenen suçun niteliğine göre verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir.’’

5-Kişisel Verilerin Korunması Kanunundaki Değişiklikler

Öncelikle Kişisel Verilerin Korunması Kanununda (KVKK) ‘da ciddi değişiklikler yapılmış olup söz konusu değişiklikler 01.06.2024 tarihinden itibaren uygulama alanı bulacaktır.

1-KVKK kurulu tarafından verilen idari para cezalarına karşı artık idare mahkemesinde dava açılabilecektir.

2-Yapılan yeni düzenlemeyle birlikte her ne kadar özel nitelikli kişisel verilerin  işlenmesinin yasak olduğu ifade edilse de, bu düzenlemenin istisnaları genişletilmiştir. Buna göre artık özel nitelikli kişisel veriler;

  • İlgili kişinin açık rızasının olması,
  • Kanunlarda açıkça öngörülmesi,
  • Fiili imkânsızlık nedeniyle rızasını açıklayamayacak durumda bulunan veya rızasına hukuki geçerlilik tanınmayan kişinin, kendisinin ya da bir başkasının hayatı veya beden bütünlüğünün korunması için zorunlu olması,
  • İlgili kişinin alenileştirdiği kişisel verilere ilişkin ve alenileştirme iradesine uygun olması,
  • Bir hakkın tesisi, kullanılması veya korunması için zorunlu olması,
  • Sır saklama yükümlülüğü altında bulunan kişiler veya yetkili kurum ve kuruluşlarca, kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbi teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi ile sağlık hizmetlerinin planlanması, yönetimi ve finansmanı amacıyla gerekli olması,
  • İstihdam, iş sağlığı ve güvenliği, sosyal güvenlik, sosyal hizmetler ve sosyal yardım alanlarındaki hukuki yükümlülüklerin yerine getirilmesi için zorunlu olması,
  • Siyasi, felsefi, dini veya sendikal amaçlarla kurulan vakıf, dernek ve diğer kâr amacı gütmeyen kuruluş ya da oluşumların, tâbi oldukları mevzuata ve amaçlarına uygun olmak, faaliyet alanlarıyla sınırlı olmak ve üçüncü kişilere açıklanmamak kaydıyla; mevcut veya eski üyelerine ve mensuplarına veyahut bu kuruluş ve oluşumlarla düzenli olarak temasta olan kişilere yönelik olması halinde özel nitelikli kişisel veri olsa dahi işlenebilecektir.

3-Kişisel verilerin yurt dışına aktarımı önceki düzenlemede ilgilinin açık rızasına bağlıyken yeni düzenleme ile birlikte kişisel verilerin yurt dışına aktarımı ilgilinin açık rızasına tabi değildir. Artık belirtilen şartlardan birinin varlığı ve aktarımın yapılacağı ülke, ülke içerisindeki sektörler veya uluslararası kuruluşlar hakkında yeterlilik kararı bulunması halinde, veri sorumluları ve veri işleyenler tarafından kişisel veriler yurt dışına aktarılabilir.

4-Kişisel verilerin yurt dışına aktarılmasında yeterli korumanın bulunmasına ilişkin karar , kurul tarafından verilecek ve resmi gazetede yayımlanacaktır. Yeterlilik kararı, en geç dört yılda bir değerlendirilecektir. Kurul, değerlendirme sonucunda veya gerekli gördüğü diğer hallerde, yeterlilik kararını ileriye etkili olmak üzere değiştirebilir, askıya alabilir veya kaldırabilir.

5-Kişisel veriler, yeterlilik kararının bulunmaması durumunda, 5 inci ve 6 ncı maddelerde belirtilen şartlardan birinin varlığı, ilgili kişinin aktarımın yapılacağı ülkede de haklarını kullanma ve etkili kanun yollarına başvurma imkânının bulunması kaydıyla, uygun güvencelerden birinin taraflarca sağlanması halinde veri sorumluları ve veri işleyenler tarafından yurt dışına aktarılabilecektir.

6-‘’Kişisel veriler, uluslararası sözleşme hükümleri saklı kalmak üzere, Türkiye’nin veya ilgili kişinin menfaatinin ciddi bir şekilde zarar göreceği durumlarda, ancak ilgili kamu kurum veya kuruluşunun görüşü alınarak Kurulun izniyle yurt dışına aktarılabilir ‘’ hükmündeki bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeyenler hakkında artık 50.000 TL ile 1.000.000 TL ‘ye kadar idari para cezası verilebilecektir.

6-Diğer Kanunundaki Değişiklikler

1-Tüketici hakem heyetinin kararlarına karşı artık tebliğden itibaren iki hafta içerisinde itiraz edilecektir. Eski düzenlemede taraflar tüketici hakem heyetinin kararlarına karşı tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde itiraz etme hakkına sahipken bu süre iki haftaya indirilmiştir.

2-Çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki kurulmasına dair ilam veya tedbir kararının yerine getirilmesine ilişkin müdürlükte yapılan işlem ve verilen karar karşı şikayette bulunmuşsanız ve şikayet üzerine bir karar verilmişse, bu karara karşı tebliğ tarihinden itibaren artık bir hafta değil, iki hafta içerisinde itiraz edilebilecektir.

3-Kabahatler Kanununda da değişikliğe gidilmiş ve artık 15.000 TL dahil idari para cezalarına karşı başvuru üzerine verilen kararlar kesin olacaktır. Bununla birlikte mahkemenin verdiği son karara karşı itiraz, tebliğ tarihinden itibaren artık yedi gün değil, en geç iki hafta içerisinde yapılacaktır.

4- İnfaz hakiminin kararlarına karşı şikayetçi veya ilgili Cumhuriyet Savcısı tebliğden itibaren iki hafta içinde itiraz yoluna gidebilecektir. Eski düzenlemede bu süre yedi gündü.

5-Hukuk Muhakemeleri Kanununda yapılan değişiklikle tefhim kavramı ortadan kaldırılmış ve tüm süreler artık tebliğden itibaren başlayacağı düzenlenmiştir. Bununla birlikte kanundaki tüm süreler iki haftaya çekilmiştir. (Adli yardım talebinin reddi kararına karşı da artık iki hafta içinde itiraz edilecektir)

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top