İstihbari bilgi sebebiyle güvenlik soruşturmasının olumsuz sonuçlanması

En son şu tarihte güncellendi: 25 Ağustos 2019

Bu konuda akademik bir tez aradım lakin bulamadım. Sanırım ya cesaret edememişler ya da henüz böylesine önemli bir mevzuya dikkat çeken olmamış . Ben cesaret edip daha evvel kimsenin yazamadıklarının yazıp, hiçbir kaynakta bulamadığınız sentezleri yapmayı planlıyorum. Elbette arada sırada klişe cümleler kuracağım, bazı alıntılar yapacağım ancak yine de yer yer yaratıcılığımı kullanabileceğime inanıyorum.

İstihbarat” kelimesinin tam karşılığı bilgi olmak ile beraber “Suç istihbaratı” ve “genel iç istihbarat” kavramları birbirinden ayrılmaktadır. Birisi yani suç istihbaratı sadece soruşturma safhasında belirli bir süre belirli bir amaçla sınırlı olarak yapılabilir iken diğerinin sınırları amaçları çok belirsiz ve de çok muğlaktır. İstihbarat birimleri neredeyse her alanda, her yeri, her köşeyi didik didik edip, temel hak ve hürriyetlerin engeline takılmadan hukuka uygun şekilde veri depolayabilmektedir. Mesela bütün telefon konuşmalarınız, yazışmalarınız, konuştuğunuz kişiler, yatak odası görüntüleriniz bile bu ünitelerin ellerinde olabilir. Üstelik bu durum kanunlara ve nizamlara da gayet uygun olarak gerçekleşebilir. Aşağıya “DEVLET İSTİHBARAT HİZMETLERİ VE MİLLİ İSTİHBARAT TEŞKİLATI KANUNU“‘ndan kesitler ekleyeceğim:

Milli İstihbarat Teşkilatının görevleri (1)
Madde 4 – Milli İstihbarat Teşkilatının görevleri şunlardır;
a) Türkiye Cumhuriyetinin ülkesi ve milleti ile bütünlüğüne, varlığına, bağımsızlığına, güvenligine, Anayasal
düzenine ve milli gücünü meydana getiren bütün unsurlarına karşı içten ve dıştan yöneltilen mevcut ve muhtemel faaliyetler
hakkında milli güvenlik istihbaratını Devlet çapında oluşturmak ve bu istihbaratı Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genelkurmay
Başkanı, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri ile gerekli kuruluşlara ulaştırmak.
b) Devletin milli güvenlik siyasetiyle ilgili planların hazırlanması ve yürütülmesinde; Cumhurbaşkanı, Başbakan,
Genelkurmay Başkanı, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri ile ilgili bakanlıkların istihbarat istek ve ihtiyaçlarını
karşılamak.
c) Kamu kurum ve kuruluşlarının istihbarat faaliyetlerinin yönlendirilmesi için Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Milli
Güvenlik Kuruluna tekliflerde bulunmak. (1)
d) Kamu kurum ve kuruluşlarının istihbarat ve istihbarata karşı koyma faaliyetlerine teknik konularda müşavirlik
yapmak ve koordinasyonun sağlanmasında yardımcı olmak.
e) Genelkurmay Başkanlığınca Silahlı Kuvvetler için lüzum görülecek haber ve istihbaratı, yapılacak protokole göre
Genelkurmay Başkanlığına ulaştırmak.
f) Milli Güvenlik Kurulunda belirlenecek diğer görevleri yapmak.
g) İstihbarata karşı koymak.
h) (Ek: 17/4/2014-6532/1 md.) Dış güvenlik, terörle mücadele ve millî güvenliğe ilişkin konularda
Cumhurbaşkanınca veya Bakanlar Kurulunca verilen görevleri yerine getirmek. (1)
i) (Ek: 17/4/2014-6532/1 md.) Dış istihbarat, millî savunma, terörle mücadele ve uluslararası suçlar ile siber
güvenlik konularında her türlü teknik istihbarat ve insan istihbaratı usul, araç ve sistemlerini kullanmak suretiyle bilgi, belge,
haber ve veri toplamak, kaydetmek, analiz etmek ve üretilen istihbaratı gerekli kuruluşlara ulaştırmak.
j) (Ek: 17/4/2014-6532/1 md.) İstihbarat kapasitesini, niteliğini ve etkinliğini artırmak amacıyla çağdaş istihbarat
usul ve yöntemlerini araştırmak, teknolojik gelişmeleri takip etmek ve uygun görülenleri temin etmek.
(Değişik birinci cümle: 17/4/2014-6532/1 md.) Millî İstihbarat Teşkilatına bu görevler dışında görev verilemez.
Milli İstihbarat Teşkilatı birimlerinin görev, yetki ve sorumlulukları Cumhurbaşkanınca onaylanacak bir yönetmelikte
belirtilir. (1)

https://www.mit.gov.tr/text_site/2937.pdf

Yetkiler
Madde 6 – (Değişik birinci fıkra: 17/4/2014-6532/3 md.) Millî İstihbarat Teşkilatı bu Kanun kapsamındaki
görevlerini yerine getirirken aşağıdaki yetkileri kullanır:
a) Yerli ve yabancı her türlü kurum ve kuruluş, tüm örgüt veya oluşumlar ve kişilerle doğrudan ilişki kurabilir, uygun
koordinasyon yöntemlerini uygulayabilir.
b) Kamu kurum ve kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı
Bankacılık Kanunu kapsamındaki kurum ve kuruluşlar ile diğer tüzel kişiler ve tüzel kişiliği bulunmayan kuruluşlardan bilgi,
belge, veri ve kayıtları alabilir, bunlara ait arşivlerden, elektronik bilgi işlem merkezlerinden ve iletişim alt yapısından
yararlanabilir ve bunlarla irtibat kurabilir. Bu kapsamda talepte bulunulanlar, kendi mevzuatlarındaki hükümleri gerekçe
göstermek suretiyle talebin yerine getirilmesinden kaçınamazlar.
c) 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dört, Beş, Altı ve Yedinci
bölümlerinde yer alan suçlara (318, 319, 324, 325 ve 332 nci maddeleri hariç olmak üzere) ilişkin soruşturma ve
kovuşturmalarda ifade tutanaklarına, her türlü bilgi ve belgeye erişebilir, bunlardan örnek alabilir.
d) Görevlerini yerine getirirken gizli çalışma usul, prensip ve tekniklerini kullanabilir.
e) İstihbari faaliyetler için görevlendirilenlerin kimliklerini değiştirebilir, kimliğin gizlenmesi için her türlü önlemi
alabilir, tüzel kişilikler kurabilir. Kimliğin oluşturulması veya tüzel kişiliğin kurulması ve devam ettirilmesi için zorunlu
olması durumunda gerekli belge, kayıt ve dokümanlar ile araç ve gereçler hazırlayabilir, değiştirebilir ve kullanabilir.
f) Yabancıların ülkeye giriş ve çıkış ile vize, ikamet, çalışma izni ve sınır dışı edilmesi gibi konularda, ilgili kurum ve
kuruluşlardan talepte bulunabilir.
g) Telekomünikasyon kanallarından geçen dış istihbarat, millî savunma, terörizm ve uluslararası suçlar ile siber
güvenlikle ilgili verileri toplayabilir.
h) Yabancı unsurların ülkenin ve vatandaşların iletişim güvenliğini tehdit eden faaliyetlerinin engellenmesine yönelik
çalışmalar yapabilir, ilgili kurum ve kuruluşlardan talepte bulunabilir.
i) MİT’te görev alan veya alacak kişilerin güvenilirliklerini ve uygunluklarını belirlemek için yalan makinası
uygulaması dâhil test teknik ve yöntemlerini kullanabilir.
j) MİT mensupları görevlerini yerine getirirken ceza ve infaz kurumlarındaki tutuklu ve hükümlülerle önceden bilgi
vermek suretiyle görüşebilir, görüşmeler yaptırabilir, görevinin gereği terör örgütleri dâhil olmak üzere millî güvenliği tehdit
eden bütün yapılarla irtibat kurabilir.



www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.2937.doc

Bu yukarıdaki kanun maddelerini niye yazdım biliyor musunuz? Bazıları soruyor bana “ama istihbaratın bu bilgiyi öğrenme hakkı var mı?” diye. Evet var arkadaşalar. Genel iç istihbarat gereği resmi istihbarat kuruluşları her türlü bilgi ve belgeyi yukarıdaki aşırı genel ve muğlak amaçlar için hukuka uygun şekilde talep edebilir ve de bunları depolayabilir. Yani bu husus dünyanın her tarafında böyledir. Zaten güvenlik soruşturmaları ve istihbari bilgi ilişkisinde esas problem teşkil eden nokta bilginin türü, nasıl elde edildiği ve depolandığı değil, “nasıl kullanıldığı, kimlere aktarıldığı ve daha da önemlisi bu istihbari bilginin istihbarat duvarının öbür tarafında nasıl değerlendirildiğidir“.

A-) Esas meseleye girmeden evvel sizlere istihbarat duvarı ile ilgili birkaç kelam etmek isterim .

Mevzuatta, istihbarat duvarı kavramına rastlanmamaktadır. Ancak bu kavramın adı konulmasa da istihbarat duvarını tevilli olarak izah eden görüşler mevcuttur. İstihbarat birimlerinin yetkilerinin kolluk yetkilerine benzer olarak çok fazla olması temel hak ve hürriyetlerin sınırına taşma riskini doğurabilir. Mesela gelişkin Avrupa ülkelerinde istihbarat birimleri ile kolluk birimleri birbirinden ayrılmıştır.

İstihbarat duvarı tartışmaları özellikle 11 Eylül saldırıları ekseninde
yoğunlaşmaktadır. ABD istihbarat birimleri ile kanun uygulayıcılar arasındaki bu duvar tartışması duvarın olup olmaması ekseninde değil, bilgi paylaşımı ekseninde gerçekleşmiştir. Diğer bir ifade ile istihbarat birimi görevlileri takip ettikleri istihbarat faaliyeti kapsamındaki konu ile ilgili adli alanda da görevlerine devam etmeleri şeklinde bir düşünce oluşmamıştır. Tartışmalar istihbarat duvarının bilgiyi
geçirmeyen yapısı çerçevesinde şekillenmiştir.

Richard A. Best Jr., Sharing Law Enforcement and Intelligence Information:The Congressional Role, CRS Report for Congress, ABD, 2007, p.15.

Kolluk birimleri içerisindeki istihbarat görevlileri ile soruşturma görevlileri arasında yetki görev sürtüşmeleri olabilmekte veya istihbarat
birimleri genel istihbarat aşamasından delillendirme aşamasına kadar bütün süreçte faaliyet gösterebilmekte buda kolluk biriminin yıpranmasına ve etkinliğinin azalmasına neden olabilmekte dahası yetki çatışmalarına, hukuki ihtilaflara zemin hazırlayabilmektedir.

Mevzuatta istihbarat duvarı dolaylı olarak düzenlenmiş. Mesela CMK 135 kapsamında iletişimin denetlenmesi yani telefon dinlemesi tedbiri; önleme ve adli olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Önleme dinlemeleri idari birimler tarafından yürütülmekte iken adli dinlemeler ise adli birimler tarafından yürütülmektedir. Bu durum esasen istihbarat duvarına varlığını kanıtlar nitelikte bir uygulamadır. Ancak elbette mevzuatta suç istihbaratı ile genel istihbarat arasındaki sınır yani istihbarat duvarı belirsiz ve muğlaktır.

B-) İstihbari bilgi nedir ve nasıl oluşturulup aktarılır?

Yukarıda istihbarat duvarı ile ilgili yazılardan da anlayabileceğiniz üzere istihbari bilgi çeşitli gözetleme, inceleme, araştırma, tarama yöntemleri ile elde edilebilen ve işlenen, hukuka uygun olarak aktarılan, kaydedilen, işlenen her çeşit bilgiye, enformasyona denilir.

Bu istihbari bilgi 2 amaçla oluşturulur. Birincisi yukarıda da değinildiği gibi suçları önleme amacıyla ikincisi ise halihazırda işlenmekte olan suçlarla ilgili. Bir ceza davasında Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine uygun olarak elde edilmemiş her türlü istihbari bilgi hukuka aykırı elde edilmiş bilgi sayılır ve bunların görülmekte olan ceza davasında delil olarak kullanılması, hükme esas alınması “zehirli ağacın meyvesi de zehirli olur” denilerekten mümkün bulunmamaktadır.

Yani mesela eğer ki dev bir uyuşturucu şebekesinin yargılaması sırasında hakkındaki tek delil polis istihbaratın önleme istihbaratı sırasında elde etmiş olduğu delil ise işte bu takdirde ilgili çetenin tüm üyeleri hukuk sistemini, kamu düzenini korumak için salıverilir, ilgili çete üyelerinin herbiri delil yetersizliğinden beraat eder. Bu hususu hukuk düzenine, sistemine pek de vakıf olmayan halkın içerisinen sıradan birine anlattığımızda genellikle “olur mu öyle şey resmen göz göre göre koca çeteyi aklıyorsunuz“, “bu nasıl adalet, bu nasıl düzen!” derler. Lakin 4 yıllık hukuk fakültesini bitirmiş ve ceza hukuku alanıda hasbelkader okumalar yapmış olan neredeyse herkes bu konuda hemfikirdir. Şöyle ki eğer hukuk sistemi için o suçlu çeteyi salıverilmese bu sefer de 1984 romanındaki büyük birader imgesinin gerçek hayatta yerini almasının önünde hiçbir engel kalmaz. Yani bilhassa devlet olmak üzere bireyler birbirinin özel ve mahrem alanına zerrece saygı duymaz. “Özel hayatın gizliliği” diye birşey kalmaz.

İstihbari bilginin hukuka uygun olarak oluşturulması ve daha da önemlisi hukuka uygun olarak kullanılması esastır dedik. Eğer ki bunu başaramazsak insanoğlu, devletlerin bir avuç yöneticilerinin oyuncağı olan karınca sürüsüne dönebilir dedik. Eğer ortadaki tek delil hukuka uygun değil ise gerekirse koskoca bir çetenin bile düzeni korumak için, hukuk sistemini korumak için istenmeye istenmeye de olsa göz göre göre salıverilmesi lazım dedik. Şimdi ise bu istihbari bilgilerin güvenlik soruşturmaları için kullanılması meselesine değineceğiz. Yani esas meseleye daha yeni giriyoruz sıkı durun onun için.

Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yönetmeliği; kişinin istihbarat ünitelerindeki kayıtlarının ilgili kamu kurum ve kuruluşu tarafından incelenip masaya yatırmasına ve ardından da değerlendirip bir sonuca varılması için izin veriyor. Yani gireceğiniz kamu kurum ve kuruluşunun gizlilik derecesine göre gerek Emniyet İstihbarat gerekse MİT; hakkınızda oluşturduğu, tuttuğu kayıtların “güvenlik soruşturmanız için önem arz edecek olan kısmınıAKTARMAK (İLGİLİLERE YAYMAK) ZORUNDA. Elbette bu aşamda hakkınızdaki gerekli gereksiz tüm kayıtların, kişisel bilgilerin aktarılmaması gerekmektedir. Aksi takdirde TCK 136 137 suçlarının oluştuğu varsayılacaktır. Sizin ilkokuldaki en sevdiğiniz hayvanı, yazdığınız pastoral kompozisyonu ilgili idari kurum ve kuruluşlarının başındaki memurların bilmesine gerek yok. Zira böylesi kişisel bilgiler güvenlik soruşturmanızla zerrece alakalı değildir.

Siz eğer ki “ben hakkımdaki hiçbir verinin açığa çıkmasını istemiyorum, geçmişime zerrece güvenmiyorum, ilgili kamu kurum ve kuruşundaki ne idüğü belirsiz memurların benim kişisel verilerimin bir kısmına da olsa vakıf olmasını istemiyorum. Hem burası küçük yer, dedikodu yayılır gider.” diyorsanız güvenlik ve arşiv araştırması formunu hiç doldurmayacaksınız. O formu doldurup gönderdiğiniz anda yukardaki senaryolara hazırlıklı olmalısınız.

C-) İstihbari bilginin güvenlik soruşturması için değerlendirilmesi ve yargı süreci

İşte geldik dananın kuyruğunun koptuğu noktaya. Ben mecliste olsam sırf şu mesele ile ilgili özel bir kanun hazırlayıp teklifte bulunurdum. Burası belirsiz, muğlak kaldığı müddetçe bu meseleler ile ilgili kaos da eksilmeyecektir. Zira şu anda bu belirsizlik ortamında “güvenlik soruşturması değerlendirme komisyonları” tam manasıyla “yukarı tükürsem bıyık aşağı tükürsem sakal” psikolojisi içerisindeler. Yani hakkında bir avuç uyduruk bilgi notu olan adam/kadın hakkında lehe karar verseler devletin kendisini fişleyeceğinden korkuyorlar aleyhe karar verseler bu sefer de idare aleyhine tonla davalar açılacak devlet erkanları yine bunlardan dolaylı olarak hesap sorabilecek, fırça çekebilecek. Yani birçok kurumun güvenlik soruşturması komisyonunundakiler de genelde kararsızlık içerisindeler.

Bu mesele çözülmeyecek arkadaşlar. Nasıl ki devletler 21. yüzyılda hala güvenliği sağlamak için tanka topa tüfeğe insan kaynağına milyarlarca dolar para döküyorsa bu mesele için de yani kadrolarında güvenliği sağlamak için devlet aleyhine açılacak tonla davayı göze alacaktır. Zira aksi gibi davransalar bu sefer de 15 Temmuz örneğinde olduğu gibi devletin başı belaya girecek. Yani bu kaosun yakın zamanda biteceğini düşünmüyorum şahsen…

C.1-) İstihbari bilginin değerlendirilmesi sürecinde izlenecek yol

1-) Somut, elle tutulur ve haricen desteklenebilecek delil olmayanlar

Hakkında somut elle tutulur ve haricen hukuka uygun delillerle desteklenebilen delil olmayan adamın güvenlik tahkikatının sırf bu istihbari bilgi ile olumsuz sonuçlandırılması demek bütün yasamayı, yürütmeyi, yargıyı, cezalandırma yetkisini ne idüğü belirsiz, ortada bile gözükmeyen istihbaratçılara teslim etmek demektir ki böyle bir şey kabul edilmez. Böyle bir şeyi zaten destekleyen ve benimseyebilen bir devlet kusura bakmayın ama çok daha ciddi başkaca güvenlik zaafiyetlerine kapı aralamış demektir. Tamam bu devirde kişisel veri çok önemlidir, Google ve Facebook bile bulundukları konuma kişisel veri sayesinde geldiler, devletler içinde kişisel veri elde etme ve depolama aracı olan istihbarat üniteleri çok önemlidir, eyvallah. Lakin cezalandırma hak ve yetkisi ortalıkta gözükmeyen, kimliği ve nasıl çalıştığı dahi belirsiz, hesap verilebilirlikten %100’e yakın yoksun olan kişilere teslim edilemez. Böylesi bir durumda; düşünsenize eskaza bu görünmez adamlardan birini yanlışlıkla kızdırdığınızı. Hakkınızda bir fişleme raporu düzenler hayatınız biter… Üstelik hakkınızı bile arayamazsınız “kim nasıl ne zaman üretti bu saçma notu” diyerekten.

2-) Hakkında haricen desteklenebilecek hukuka uygun elde edilmiş önleme istihbaratı dışından veri bulunanlar

Burada yukarıdakinden farklı olarak hakkında istihbarat duvarının öbür tarafından da veriler ve deliller var. İşte böylesi bir durumda değerlendirme komisyonlarının olumsuzluk değerlendirilmesini dava yoluyla iptal edebilmek yukarıdaki duruma nazaran çok daha zor olmalı. Elbette imkansız olmamalı. Yine bu durumda dahi “ilgili kişi hakkındaki kaydın varlığı” ve “ilgili kamu kurum ve kuruluşunun kadrosunda çalışacak birinde bulunmaması gerektiği hususu” idari hakimler tarafından şüpheye yer bırakmayacak şekilde %100’e yakın bir kanıyla sabit olmalıdır.

Bu duruma bir örnek; mesela kişi hakkında polis istihbaratın tuttuğu “….. örgütününü eylem ve etkinliğine izinsiz katılmıştır” notu ile birlikte hakkında “gösteri ve yürüyüş kanuna muhalefet edip izinsiz gösteri ve yürüyüşte bulunmak” konulu mahkumiyet hükmü içeren bir ceza davasının bir arada bulunması. Böyle bir durumda değerlendirme komisyonu kararının bozulması çok çok daha zor olacaktır. Öyle ki bu durumda neyin takdir yetkisi neyin keyfiyet olduğunun sınırının idare hakimi tarafından ince elenip sık dokunamsı gerekmektedir. İstihbarat duvarının öbür tarafından yani hukuken tanınan tarafından mümkün olabildiğince çok delilin elde edilebilmesi verilecek hükmün doğruluğunu o kadar sağlamlaştıracaktır.

İdarenin de bir takdir yetkisi olduğunu, insan kaynağı alırken bir seçme hakkının olduğunu kabul etmek gerekecektir. Ne de olsa kamuda çalışacak kişilerin Anayasal düzene kast edebilme potansiyeli olan “sakıncalı kişilerden olmaması” gerekmektedir. Gönül isterdi ki keşke ortam şartları, kötüler müsade etseydi de güvenlik soruşturması gibi bir uygulama hiç var olmasaydı. Ancak madem böyle bir uygulama var, madem sakıncalı olanın devlet tarafından tespiti gerekiyor o halde bu tespitin olabilecek en objektif kıstaslar altında yapılması hak kayıplarını, mağduriyetleri en aza indirgeyecektir. Yani şu anda kötünün iyisi için uğraşıyoruz ve sanırım maalesef buna mecburuz.

C.2-) İstihbari bilgi sebebiyle hak kaybına uğranılması durumunda açılabilecek davalar

1-) Önce iptal davası sonra tam yargı davası

Böylesi bir durumda idari işlemin iptali davasının açılması mümkün ve bence en sağlıklısıdır. Zira en başından tam yargı davası açılırsa suyun biraz bulandırılması ve sürecin uzaması ve belirsizlikte doğacaktır. Zira daha zarar henüz tam belli değil iken tam yargı davası açmak ne kadar sağlıklı olacaktır. Zararın doğumu; ilgili hukuka aykırı işlemin iptal edilip kişinin görevine iade edildiği ve kişinin fiilen göreve başladığı tarihtir. İş bu sebeple zararı net olarak ancak ilgili idari işlem iptal edildikten sonra dilekçenize yazabilir ve harçlandırabilirsiniz.

Tam yargı davasında maddi ve manevi tazminat isteyeceksiniz. Bunu da hukuksal olarak çok güçlü ve net bir dille ifade etmeniz gerekmektedir. İsterseniz size davasın kazandığım doktor müvekkilim için evvelden hazırladığım örnek 4 sayfalık dev bir tam yargı dava dilekçesini (istihbari bilgi dolayısıyla mağdur olan müvekkilimin maddi ve manevi tazminat davası için olan dilekçesinden bahsediyorum) kişisel verileri tamamiyle sildikten sonra verebilirim (elbette ücreti mukabilinde). Bunun için bana aşağıdaki formlardan, veya yazı sonundaki iletişim adreslerinden ulaşmanız yeterli olacaktır.

2) İptal ve tam yargı davası birlike

Bu yöntem yukarıda da bahsedildiği gibi kanunen mümkün olup fiilen, pratikte yani uygulada çeşitli sorunlara ve aksaklıklara meydan vermektedir. O sebeple gerek avukat arkadaşlara gerek maddi durumu müsait iken avukat tutmayıp tek başına hukuki mücadeleyi layıkıyla yürütebileceğini sanan kardeşlerime diyeceğim o ki bu yöntemi değil de yukarıdakini tercih edin. Önce iptal davası sonra tam yargı (tazminat) davasını açın.

Güvenlik soruşturmam istihbari bilgi nedeniyle olumsuz sonuçlandı diyenler linke tıklayarak daha kapsamlı ve somut, pratiğe yönelik bilgi edinebilirler ve hatta hukuksal sorularını tartışmak için yorum kısmına veyahut mail adresime yazabilirler.

Güvenlik Soruşturması Olumsuz Gelenlerle İlgili Emsal Kararlar Ve Dokümanlar

9 thoughts on “İstihbari bilgi sebebiyle güvenlik soruşturmasının olumsuz sonuçlanması”

  1. FURKAN DEMİR

    merhaba. ben jandarma uzman erbaş mülakatlarını kazandım şuan güvenlik soruşturması aşamasındayım benim sicilim temiz ufak bir pürüz bile yok fakat abim 2014-2015 yılında işik dershanesine gitti üniversite hazırlık için ozaman ucuz diye gazetede almıştık büyük ihtimal olumsuz gelicek deniyor siz nasıl bi yol izlememi tavsiye edersiniz

  2. Geri bildirim: Güvenlik Soruşturması Olumsuz Sonuçlananlara Rehber | Örnek Karar Ve Dilekçeler | Av Mehmet Görünmez

  3. Geri bildirim: Uzman Çavuş/ Uzman Erbaş/ Sözleşmeli Er Güvenlik Soruşturması Olumsuz Gelirse-Örnek Kararlar | Av Mehmet Görünmez

  4. ÖMER DEMİR

    Merhaba Avukat bey güvenlik soruşturmam olumsuz sonuçlandığı için kamuda atamam yapılmadı. Bunun sonucunda idare mahkemesine iptal davası açıp kararın iptali sağlandı. Davalı idarenin itirazı üzerine bir üst mahkeme istinafı kabul edip kararı oy birliğiyle kesin olarak kaldırdılar. Bu durumda yargı yolu kapanır mı? Bundan sonraki süreçte ne yapabilirim? Teşekkür ederim.

    1. Av Mehmet Görünmez
      Av Mehmet Görünmez

      Merhaba güvenlik soruşturmaları alanında istinaf ile ilgili detaylı bilgi edinmek için ücreti mukabilinde hukuki danışmanlık almanızı öneririm.

  5. Oğlumu, harp okulunda güvenlik soruşturması olumsuz diye ilişiğini kestiler dava açtık iptal oldu istinafta bu kara uydu oğlum harp okuluna kendi isteği ili gitmedi. olumsuzluk sebibini emniyet istihbarattan sildirmek için ne yapmamız gerekir

  6. Merhaba mehmet bey sozlesmeli er olarak goreve basladim 2018 yılında ama guvenlik sorusturmam olumsuz geldi hakkımı aradim dava actim ve kazandim ama bosta kaldigim sure zarfi icinde 1 yıl denetimli serbestlik aldim uyusturucu kullanmaktan dolayi ve devam ediyor ama bu sucum karardan 3 ay onceydi ve kararda bu sucum yazmiyordu suandada 6 aydir gorevdeyim bir sorun olmadi sizce bundan sonra sorun doğabilirmi lutfen soruma netlik kazandirirsaniz memnun olurum kolay gelsin

Av Mehmet Görünmez için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top